Ağzı bozuk ama hiç değilse kanı bozuk değil!
Yıllar önce ayakkabı kutuları meselesi gündeme geldiğinde, birisi bana, (kafası karışmış vaziyette) bu haberlere inandığını söylemişti.
Kendisine şunu sormuştum;
Kendi gözünle şahit olmadığın bir habere nasıl ve neden inanıyorsun? Neden inanma ihtiyacı hissediyorsun? Peki, Erdoğan için o haberleri yapanlar, ona hırsız diyenler, bir gün benim için de hırsız derse ne yapacaksın?
İnanmazsınız ama bu beyefendi bu soruma cevap vermedi; ne inanmam dedi, ne de inanırım dedi.
İnanmam dese, kaynağının (gazete haberlerinin) güvenilirliğinin kaybolacağını biliyordu. Bunu göze alamadı ve maalesef "inanmam" diyemedi! Yazık!
Gene aynı konuşmasında Erdoğan için ağzı bozuk demişti.
Ağzı bozuk olan, küfürlü konuşana denir ki Cumhurbaşkanımız hiçbir zaman küfürlü konuşmamıştır. Zaman zaman sert çıkışları olmuştur, bağırmıştır, azarlamıştır ama hiçbir zaman küfretmemiştir!
Öte yandan, Türk siyasetinde küfredenlerin kimler olduğu belli. Merak edenler, internet'e bakarlarsa kimlerin kimlere küfrettiğine kendi gözleriyle şahit olurlar. Bayan bakanlara, polislere... kimlere kimlere küfredilmedi ki bu ülkede!?
Erdoğan, dün ve bugün, susmuş, susturulmuş, sindirilmiş Müslümanların gür sesi oldu. İnşaallah olmaya da devam edecek. Bu halk ve dünya Müslümanları işte bu yüzden bu adamı seviyorlar!
Sinmeyi, ezilip büzülmeyi, bir kenara çekilip pörsümeyi kendine şiar edinmiş kişilerin, Cumhurbaşkanımızın gür sesini anlamasını zaten beklemiyoruz. Bu tipler hazır yiyicilerdir, hazıra konanlardır. Ortalık süt liman olduğunda ortalıklarda görmeye başlarsınız onları.
Belki şahit olanlar vardır kim bilir, dün küfredenler, hırsız iftirasında bulunanlar, bugün davetlerde boy gösteriyorlardır. İnsanın aklı havsalası almıyor!...
O gün, Erdoğan'a ağzı bozuk iftirasını atan bu kişiye, Süleyman Özışık'ın söylediği şu sözü akledip söylemek isterdim: :
"Ağzı bozuk ama hiç değilse kanı bozuk değil!"
Facebook Yorum
Yorum Yazın