8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ VE İSLAM!..
" Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir. Ve açık bir biçimde fuhuş işlemedikçe, verdiğiniz bir şeyi onlardan geri almak için onlara baskı yapmayın! Ve onlarla güzel bir şekilde geçinin; zira onlar size itici gelse bile, hoşlanmadığınız bir şeyde Allah bir çok hayır dilemiş olabilir." ( Nisâ sûresi, âyet 19)
Yani, ayeti kerimeden anlamış olduğumuza göre, kadını bir dünya metaı gibi görüp miras elde etmeniz . Cahiliyyede kadın miraslık bir mal ve meta gibi görülmekteydi, 21 asrın modern cahiliyyesinde ise teşhirlik bir meta ve mal gibi görülmektedir.
Duygusal ve hissi sebeplerle yuva dağıtarak muhterem varlık hanım efendiyi sokaklara terk eden, onu kötü yollara düşürerek onu iffetinden ve ırzından eden erkekleri sorumluluğa ve mesuliyet duygusuna davet etmek.
Ne yazık ki, her yıl 8 Mart günlerinde kadınlar hakkında nutuk çekmek, onların haklarından bahsetmek, onların da erkekler gibi birer Allah'ın kulu olduklarından söz etmek adet haline gelmiştir.
Halbu ki, 8 Mart günü savuşturulduktan sonra, insanlar yine bildiklerini icra etmekte, gelenekten taviz vermemek şartıyla kadın gerek dini konularda, gerekse insani haklarından söz edilmemektedii.
Örneğin, dini bakımdan hangi kadın kendi hakkını dobra dobra kullanmakta, cuma namazlarına pervvasızca gitmekte, vaaz dinlemekte, hutbe sevabından müstefid olarak erkeklerle ayrı saflarda da olsa cuma namazlanını kılmaktadır?
Hali hazır ülkemiz camilerinde böyle bir uygulama bulunmamaktadır. Çünkü, kadınlara ayrılmış noktalar erkek cemaatler tarafın işgal edilmekte, imamların da bu konuya sıcak bakmaları sebebiyle kadınların bir Emevi yaşantısı olan camilerden atılmaları, evlerini mabet haline getirmeleri istenmektedir.
Kadınlar, cuma namazlarında camiye kabul edilmedikleri gibi, bayram namazlarında, cenaze namazlarında bile kutsal hakları ellerinden alınmakta, onlar insan olarak değil, erkeğinin kulu, kölesi olarak böylesi ibadetlere katılmamakta, şayet teravih namazlarına iştirak edecek olursa, evin beyinin izniyle, onun himayesinde camiye gidebilmektedirler.
Peki, hal ve durum böyle iken bizim 8 Mart kadınlar gününden bahsetmemizin anlamı ne olacaktır?..Zaten hanımlar, dünyanın her tarafında cinsel obje olarak algılanırken, ırz, namus, giyim, kuşam, edep, evlilik örselenmişken, illaki çıplak, göbeği açık olarak kendisini sergilemesi istenirken , buna da kadın hakları diye örneklendirmemizin neticesi ne olacaktır?
Koca koca ülkeler, Flistinli kadınların öldürülüşü, parça parça edilmeleri karşısında sus pus olurken, bizim 8 Mart kadınlar gününden bahsetmemizin anlamı ne olacaktır?
Hasılı, tüm bu anlatımlar, nutuklar günü kurtarmaktan öteye geçmemektedir. Eğer, mes'elenin icrai yönüne değinecek olursak, kadınların insan olduklarını, tüm haklarının kendilerine verilmesini dillendirmekten, gerçeğe dönüştürmekten başka çaresi bulunmamaktadır!..
Netice olarak;
8 Mart Kadınlar Gününde istemlerin gerçeğe dönüşmesini istiyoruz.
Aksi takdirde, bu zamana kadar tüm nutukların havadan başka bir şey içermediğini gördüğümüz, müşahede ettiğimiz gibi yine öyle olacağına inanmakta, alışılmış aldatma, kandırmaca işler olduğuna inanmaktayız..
Onun içindir ki, Müslüman bireyler olarak vermiş olduğumuz vaatlerin arkasında duralım, aksi halde yalancı, istismarcı durumuna düşmekten kurtulamayız.
Müslüman bireyler olarak rehberimiz Kur'an, önderimiz Rasulullah olmalıdır. O büyük insan, nasıl vermiş olduğu sözleri bir bir hayata geçirmişse bizlerde onun ümmeti olarak özümüz doğru, sözümüz doğru, yaşantımız doğru olsun!..Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın