2022 YILI TATİL AYLARIM!..
Günler, aylar ve yıllar ne çabukta geçmektedir!.. Haziran ayında çıkmış olduğum tatil aylarım bana göre çabucak bitmiş oldu,,, Eş-dost ziyaretlerim, sila-ı rahim hasbihalleri bana göre dolu dolu geçmiştir.
Dini Haberler sitesine genelde günlük yazmış olduğum yazılarıma, haftalık Afşin Haber Mekezine gönderdiğim hasbihallere tamamen ara vererek sohbet etmeye, eşi, dostu dinlemeye bıraktım tatilimi..
Hakikaten, insan ararsa, yollara düşerse kimi, kimleri bulamaz ki? İlçem Afşin'da daha çok emekli Müftü Mehmet Hulusi hoca ile bir araya geleerek, onun ilminden, görgüsünden, tecrübesinden , gezmiş olduğu ülkelerden bilgiler edindim.
Mezkür hoca efendi, dinlenecek, istifade edilecek bir alimdir. Keşke insanımız, böyle bir ilim adamını velinimet bilsede, her an, her dem ondan yararlanmayı düşünmüş olsaydı!..
Muhterem hocamız, kendisini Kur'an hizmetine vakfetmiş emekli öğretmen Enver Eken hocada öyledir. Kur'an'anî emirler doğrultusunda yaşayan, sonrasında bu emirleri eşine, dostuna, arkadaşlarına duyurmaya çalışan bir İslam aydınıdır.
Sözün burasında, emekli Biyoloji öğretmeni Hocaoğlu'ndan bahsetmeden geçemeyiceğim. Bu kardeşim, çeşit çeşit meallerle tefsirlerle, ilmihallerle vesair eserlerle dost olmuş bir kardeşimdir. Hocaoğlu'na, ayaklı kütüphane desem sezadır. Hemde yerinde bir kelime olacaktır.
Öğle namazlarımızı geenelde Ashab-ı Kehf Külliye camiinde cemaatle eda ederek, alışkan haline getirmiş olduğumuz " ÇınarAltı"nda bir araya gelmeyi, sohbete başlamayı itiyad haline getirmiş oldum. Söz konusu sohbetlerin müdavimlerinden Ahmet Gül kardeşim, sağ olsun, var olsun, bizleri terketmediler.
Diğer bir gönül adamı daha vardır ki, Hüseyin Bozkurt hocamızdır. İncitmeyen, incinmeyen ahlaki yapısıyla bizleri ve bilhassa beni ziyadesiyle memnun etmiştir. Buradan kendisine selamlarımı sunuyorum. Çıkmış olduğu aktif hayatında başarılar diliyorum. Tabii ki, Halil bey kardeşim, Afşin Haber Sitesiyle toplumu aydınlatma, bilgi sahibi yapmaktadır. Var olsun, sağ olsun!..
Burada bir anekdotumu arzetmeden geçemiyeceğim: Ashab-ı Kehf külliye camiinde öğlen sonraları hafızlar tarafından Kur'an'ı Kerim tilavet edilmektedir. Cemaatlerde, huşuu ili, iştiyakla dinlemektedir. Maşallah ses güzel, tertil ve tertip güzel olmasına binaen, lakin cemaaatler ses vurgusu, heyecanı dışında birşey anlamamaktadırlar.
Keşke!.. Hafız efendiler, uzun uzadıya Kur'an okumaları değilde, üç veya dört ayet okuyup, bir de bu okumuş oldukları ayetleri insanlara aktarmış olsalardı, meal, kısa tefsir ve sebebi nüzulü hakkında bilgi vermiş olsalardı, daha faydalı, daha verimli bir hizmet olacaktı.
Çünkü, toplumlar, umera sınıfı , Ulema sınıfı, birde avam sınıfı olarak sınflara ayrılırken bunlardan ulema sınıfına büyük işler, görevler düşmektedir. Alimler sınıfı, Diyanet, Müftüler, Vaizler, İmamlar olarak başta gelen kesimlerdir. Örneğin,
Çınar altı sohbetinin müdavimi tanınmış hafız, ağırbaşlı insan Hasan Polat hafızı yad etmek, selam vermeden geçmek yakışıksız olacaktır. İleri yaşına binaen, halen Kur'an bülbülü olma vasfını korumaktadır. Onun kıraatini cemaatlere Türkçe, anlayacağı dildende ulaştırmak olsaydık, sanırım daha faydalı işler yapmış olacaktık.
Tabii ki, buradaki ehemmi-mühim olan hizmet sayın Müftümüz Hayrullah Balta hoca efendiye düşmektedir. Kendisine, buradan kucak dolusu selam ediyorum. Kur'an'ı anlama hususunda bir çığır, bir yenilik yapmış olacaktır.
Alimlerimiz, her halükarda hakkı söylemek, ifade etmek durumundadır. Sahabe döneminden bir misal verecek olursam, Hz. Ömer (ra) bir hutbesinde cemaatine seslenir: " Ben haktan ayrılırsam , ne yaparsınız?" sorusuna cemaat içinden birisi ayağa kalkarak, şu cevabı vermiştir: " Seni kılıcımla düzeltirim ya Ömer!" diyor.
Hz. Ömer (ra), ellerini açar ve şöyle dua eder: " Ya Rabbi sana şükürler olsun ki, ben senden gaflete düşersem, senin adaletinden ayrılırsam, beni kılıcıyla doğrultacak cemaate sahibim " buyurur.
Onun içindir ki, din adamlarımız, hakkı, hakikati duyurmak,yaşamak adına görevlerini bihakkın yapacaklardır. Aksi halde, din adamlarımız; bid'atın, hurafenin içerisinde boca olursa, " İşimiz bitmiştir Ya Rabbi" demekten başka bir söz bulamıyorum.
Çınaraltı sohbetin müdavimlerinden, Afşin eski İlçe MilliEğitim Müdürü Cengiz Güven hocayı unutmamız mümkün değildir. Eski Lise Müdürümüz İhsan hocayıda içtenlikle selamlıyorum. Kendisi emekli oldukdan sonra, İslami tedrisata emek vermiş, halende çalışmaları devam etmektedir.
Netice olarak,
Üç dört aylık tatililim böylelikle sona ermiş, dostlarımdan, arkadaşlarımdan hüzünlü bir şekilde ayrılmış oldum. Uçağa binmek için Ankara'ya geldiğimde kitap satış reyonlarını dolaştım.
Bu arada Bakanlık görevlisi bir gönül insanı olan Said Mehmet İmamoğlu'nu çalıştığı yerde ziyaret ederek arkadaşları ile tanıştım, yine burada çalışan Afşin'in, Elbistan'ın unutulmaz siması merhum A. Karakoç beyin yeğeni Dççent Dr. bir hanımefendiyi de ziyaret etmiş oldum.
Hasılı, tatil süresince yazı yazmadım ama, isimleri belirtilen, belirtilmeyen dostlarımı dinleme fırsatı bulmuş oldum.. İsimlerini tek saymadım kardeşlerime selam ve mehabbetlerimi sunuyorum.
Son sözler olarak, şu hususları ifade etmek istiyorum: Okumuş aydınlarımıza İslami anlamada büyük görevler düşmektedir. Her Kur'an okuyan kardeşim. dkuduğunun anlamını da lütfederse, büyük bir görev yapmış olaaktır.
Gerek camilerde okunan mihrabiyelerin, gerekse cenaze evlerinnide okunan Kur'an'ın anlamını, ve gerekse kabirlerde okunan Kur'an ve duaların cemaatlere ulaştırılmasını için ehliyetli, ehil hocalarımız görevlerini yapmalıdırlar.. Böylelikle görülecektir ki, cenaze evlerinde verien lsofra donatmaları, ikramları sona ermiş olacaktır.
Hele taziye günlerinin üçüncü gününde yapılan içeriksiz merasimler, faydasız mevlit okumaları bitmiş olacaktır. Selam ve dua ile...
Şerafettin Özdemir
Facebook Yorum
Yorum Yazın