“İndi Peygamber Kur’an bu gece
Geldi gökten burhan bu gece
Bu mübarek gece 1000 aydan ulu
Doludur keffe-i ihsan bu gece”
Her yıl kadrimizi yüceltmek üzere gelen mübarek Kadir gecesine kavuşmanın sevinç ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Evet, bu geceyi bizlere ulaştıran rabbimize hamdolsun… Çünkü bu gece, rahmet, bereket, mağfiret ayı olan mübarek Ramazan-ı Şerif’in manevi mükafatlarla dopdolu olan en büyük tecelli gecesidir.
Bu gece, ilahi rahmet, bereket, mağfiret, feyiz ve nurların tecelli ettiği, duaların kabul, yapılan iyiliklerin, hayır ve hasenatın makbul olduğu ve ibadet eden kulların ruh sadeliğine, gönül rahatlığına , ibadetin manevi zevkine erdiği müstesna bir gecedir.
Bu gece, meleklerin sabaha kadar yeryüzüne inerek ibadet eden mü’minleri kuşatıp müjdeledikleri ve selamladıkları bir selam ve selamet gecesidir.
Bu gece, mahzun kalp ve yaşlı gözlerle Allah’a açılan ellerin boş çevrilmeyeceği, samimiyet ve ihlasla yapılan tevbelerin kabul olacağı bir gecedir.
Bu gece, Cenabı Hakk’ın:
“ Biz onu mübarek bir gecede indirdik” (Duhan, 44/3) buyurduğu Kur’an’ın, küfür karanlıklarını sıyırıp insanlık ufkunu aydınlattığı bir gecedir.
Bu gece çok şerefli ve müstesnâ bir gecedir. Kur'an-ı Kerim'de müstakil bir sûre ile şerefi yükseltilmiş, Kur’an’ın 97. sûresi olan “Kadir sûresi” buna tahsis edilmiştir. Bu sûrede gece ile ilgili olarak şöyle buyurulur:
"Gerçek biz onu Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin (o büyük fazl-u şerefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve Rûh, Rablerinin izni ile, herbir iş için iner de iner. O (gece) tan yeri ağarıncaya kadar bir selamdır". (Kadir, 97/1-5)
İşte Allahu azimüşşan hazretleri buyuruyor ki,
Bu gece…Kur’an’ın nüzulüne tanık bir gece O Kur’an ki; insanlığın ufkunda bir ışık gibi yanan ve her dönemde insanların yollarını, kalplerini ve gönüllerini aydınlatmaya devam eden meşale…
O Kur’an ki; varlık ve varoluş bilgisinin ders kitabı, bütün kâinatın özeti ve Yüce Yaratan’ın insanlığa kurtuluş çağrısı…
Öyleyse Kur’an’ın kadrini, kıymetini bildiğimiz oranda Kadir gecesini ihya etmiş oluruz. Kur’an’ın hak, hakikat, ahlâk, adalet ilkelerine sarıldığımız ölçüde bin aylık manevi gelişmeler yaşayabiliriz. Kur’an’ın barış ve esenlik mesajlarına değer verdiğimiz nispette Allah’ın meleklerinin, yeryüzüne barış ve esenlik getirmek üzere ineceklerini bilebiliriz.
Kadir gecesinin ne olduğunu, bu gecenin nasıl bir ulviyete mazhar bulunduğunu sana bildiren nedir?
Kadir gecesi 1000 aydan hayırlıdır.
Belki içinde leyle-i kadir bulunmayan binlerce aydan daha ziyade hayra, fazilete mazhardır. Bu gecede yapılan ibadet ve taat, dua ve niyaz, elbette diğer gecelerde yapılanlardan daha sevaplı, daha faziletlidir.
O gecede melekler ile Cibril-i emin veya rahmet-i ilahiye” Rabb-i kerimlerinin izniyle yeryüzüne inerler.
Meleklerin inmeleri. Her emirden naşidir. Başka başka vazifelerden dolayıdır.
سََلم
Leyle-i Kadr, mahz-ı selamettir, tamamıyla hayır ve selameti haizdir. Yahut melaike-i kiram, leyle-i Kadir’de Müslümanlara pek ziyade selam verdikleri için, ibadet eden mü’minleri selamlatıp onların ibadetlerine katılıp onları tebrik ettikleri için, bu mübarek gece, sanki aynı selamdır. Meleklerin yere inmeleri ve kadir gecesinin böyle selametten ibaret oluşu,
fecrin doğmasına kadar devam eder. Ne ulvani, ne ruhani bir gece…
Hangi gece?
İçinde bulunduğumuz günlerden biri, belki bu gece, belki yarın, kim bilir belki dündü.. Kim bilir belki öleceğimiz gün..
Bu bilinmiyor…
“Arayın” diyor Kutlu Nebi, “Ramazan’ın içinde arayın, son on günde arayın, on günün tek rakamlı günlerinde arayın…” (Bkz. Buharî, Leyletü’l-Kadr, 3; Müslim,Siyam, 219; Tirmizî, “Savm”,71) 21.inde… 23 ünde…Eyvah onlar arkada kaldı…25.inde… bu akşam da.. önümüzdeki akşam da…27 bağrını açmış bende diyor. ben bağrımı açtım siz de kanatlarınızı açın..Allah’a ulaşacaksınız..
Arayın can havliyle, içine 83 yıl 4 aylık, yani bir ömürlük kazanç sığdırabilmek için arayın…
O gece Kadir gecesi miydi?
Kur'an ayeti ile bin aydan hayırlı diye haber verilen bir geceyi aramanın heyecanıdır insanı bu soruyu sormaya yönelten… Kadir gecesine olan tutkuyu diri tutmak ve o zaman diliminde yoğunlaşmayı sağlamaktır belki de neden… Kadir gecesini bulduğumuzda bile onun o gece olduğunu bilemiyoruz. Geriye, belirli bir zaman dilimindeki her geceye, Kadir gecesiymiş gibi sarılmak kalıyor.
Cuma gününde gizlenen "icabet saati", esmâ-i hüsnâ arasında gizlenen "ism-i âzam", bütün ibadetler içerisinde gizlenen "rıza-i İlahi", zaman içerisine gizlenen "kıyametin kopma vakti" ve bütün bir hayat içerisine gizlenen "ölüm vakti" gibi, Kadir Gecesi'nin Ramazan ayının içerisinde gizlenmesi de, mü'minlerin gafletten uzaklaşıp uyanık bir gönülle bu ayın tamamını dolu dolu geçirmelerini sağlamak için olsa gerek…
Büyüklerimiz zamanın ve insanın kadru kıymetini bilmenin formülünü asırlar öncesinden bize bildirmişler aslında:
“Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bil.” Tüm Ramazan bu anlamda Kadir gecesi umudunu yeşertiyor, hele son on gece, insanın “Ah bir bulsam” ümidi ile çırpındığı, yanıp tutuştuğu bir zaman dilimine dönüşüyor...
Bin Aydan Hayırlı Bir Gece
Kadir Gecesine “bin aylık” bir derinlik yüklenmesi, insan tüm ömrünü kaybetse de, bir gecede, işin sırrını çözse kurtulabilir, manasını akla getiriyor. Hani, Uhud savaşında tepeden tırnağa silâhlanmış bir hâlde Allah Resulünün yanına gelip, önce şehadet kelimesi getirip sonra savaşa giren ve şehit olan bir sahabi için Rasulullah Efendimiz “Az çalıştı, çok kazandı” (Buhârî, “Cihâd”, 13; Müslim, “İmâre”, 144) diyordu ya, tıpkı onun gibi…
Bir gecede işin sırrını çözmek, sonsuz mutluluğun kapılarını açmak…
Zaman durmadan deveran ediyor, dönüyor. Gündüzler geceleri takip ediyor. Geceler gündüzlerin arkasından süratle geçiyor. Ve zaman müstakim bir hat gibi gitmiyor. Kimi insan bin ay yaşayıp, bu koca ömrün içine Allah katında bir geceye değecek güzellik koyamayabiliyor. Zamanizafi yani… İşin sırrı, Kadir gecesinin de içinde yer aldığı İslam’ın zaman sırrını çözmede…
Zamanın değeri, o zamanda meydana gelen olaylardan ve o zamanın yüklediği değerlerden kaynaklanmakta…
Yüce Mevlâ, sanki verdiği ömür yolculuğu süresince insana elest bezmindeki kulluk sözünü hatırlatıyor. Bunun için yol haritaları gösteriyor, ömrün belirli duraklarına işaretler koyuyor…
İslam’ın tüm ibadet disiplini, vakitlerle tanzim edilmiş. Namaz, oruç, hac, zekat… Günlük hayattan bütün bir ömre kadar uzanan idrak inşası… Hayatın tüm farklı safhaları içinde… Sürekli bir duruluş ve
yoğruluş hali…
Namaz; hayatın akışını Rabbin huzurunda durmak için bir an durduruyor, oruç; yeme, içme ve üreme gibi insanın olmazsa olmazlarına belirli vakitlerde sınır getiriyor, başkalarının farkında olma bilincini kazandırıyor. Hac; bedendeki bütün elbiselerinden soyunup, giydiği iki parçadan müteşekkil ihram ile insana sanki kefenleriyle, kabirlerinden kalkmış gibi Allah’ın huzurunda kıyam durdukları mahşeri hatırlatıyor. Zekat ise insanın mal tutkusuna, sahip olunan her şeyin
aslında Yüce bir Kudret’in tasarruf alanında olduğu bilincini yüklüyor…
Kadir Gecesi’nin sırrı da, günün beş vaktinde insanın yüreğini Rabbinin huzurunda yoğuran namazdan farklı değil, oruçtan, hacdan veya zekattan da…Meleklerin Kutladığı Gece Leyle-i Kadir…Kadrü kıymet bilme, Rabbimizin bizlere sunduğu sayısız nimetlerin farkında olma zamanı…
Sema kapılarının açıldığı, dua ve tövbelerin kabul edildiği O kutlu gecede Rabbin izniyle melekler iniyor insanların dünyasına, gerçek mahiyetini ancak Mevlâ’nın bildiği, ve bize ancak bir “Emr-i ilahi” olarak bildirdiği “Ruh” iniyor ve tan yeri ağarıncaya kadar adeta bir “selam… huzur, esenlik, güvenlik, sulh, selamet, barış” yağmuru yağıyor
“Orucun şifa saçan ellerinde Müslümanın kalbi onarıla onarıla, Ramazan hilâli büyüdükçe nefsin hilâli küçüle küçüle, öyle bir geceye gelinir ki, nefs; başına, dünya kirlerini yıkayıp alıp götüren sıcak suların döküldüğü bir ölüye yaklaşır. Onu yıkayan meleklerin dünyamıza indiği gecedir Kadir gecesi.
En ağır hastaların bile hafifledikleri, öteye geçen Mü''minlerin bir kuş hafifliğiyle geçtikleri, yoksul sofralarının gökten gelme bir bereketle birdenbire zenginleştiği bir gecedir Kadir Gecesi.
Kadir gecesi bir değerlendiriş gecesi, bir karar gecesi ve bir hüküm gecesidir.” ( Sezai Karakoç, Samanyolunda Ziyafet, s.57.)
Gizli Hazineler Gecesi
Kadir Gecesi nedir o halde? Ya da hangi halde içinde bin ayın hazinesini saklar? Bunun tek cevabı olabilir: Rabbiyle ahdini kopmayacak biçimde yenilediği bir gece haline getirdiğinde o geceyi…
İnsanın dünya macerasının sırrı o: Allah’ı bilmek ve O’nunla alakamızı, O’nun dilediği çerçevede tanzim etmek…
Kur’an işte o çerçeveyi bildiriyor bize…
Onun için Kur’an’la Kadir Gecesinin sırrı bütünleşmiş… “Şehru ramazan’elezi ünzile fihi’l Kur’an…. İnna enzelnahü fi leyleti’l kadr”
Ne denebilir: İnsan içebilirse bir gecede Kur’an’ı içmeli ve iliklerine kadar O’nun “selam” iksirini taşımalı… Kur’an’dan inşa edilmiş bir insan olmalı…
Kur’an’ın indiği her gönül, Kur’an’ın rehberlik ettiği her hayat, Kadir gecesi kadar değerli… Şayet insan gerçek manada Rabbine kul, Resulüne ümmet olabiliyorsa, insanların hayır duasını alıp geride güzel işler bırakabiliyorsa, Allah katında Kadir gecesinden daha değerli… Bu itibarla, Kur’an’ın insanlık âlemine inmesinden öte, onun gönül dünyamıza inmesi ve davranışlarımıza yansıması önemli…
Gecenin ihyası
Değeri Kur'an'a dayanan gecenin ihyası, ancak Kur'an'a yönelmekle, onun eşsiz mesajını anlamak ve onun mana ikliminde yol almakla, imanın bir aşk, ölümün yeniden bir diriliş olarak kabul edilmesiyle, hayatın peygamber kılavuzluğuyla yaşanıp yaratılanın yaratandan ötürü sevilmesiyle mümkün…
Eller açılır bu gece, gözler dualarla yaşarır bu gece.
Ve ilahî rahmet esintileriyle kalpler okşanır bu gece
Bu gece kadrinin bilindiği gece..
Bu gece kadrini bilmen gereken gece..
Bu gece kendinden fazlası olduğun gece..
Bu gece varlığının göklere taştığı gece...
Bu gece....
Erişilmeyen raflardan sofrana indirilenin paylaştırıldığı gece...
Ellerin uzanamadığı yücelerden avuçlarına doldurulanların taksim edildiği gece...
Sonsuzluk müjdesinin, ölümsüzlük tesellisinin yeryüzünün açık yaralarına merhem edildiği gece...
Kadir gecesi…Tevbeyi kuşanma…Af deryasına dalma…Rahmet pınarında arınma...
Diğer kutlu zamanlar gibi Yüce Rabbimizin insanlığa bir rahmet kapısı, bir umut pınarı olarak bahşettiği Kadir gecesi aynı zamanda, hayatımızın çok hızlı seyreden akışı içinde geçmişimizi değerlendirerek gafletle geçen günlerimizi sorgulama, günahlardan arınma, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe edip af ve bağışlanma dileme zamanı…
Kadir gecesini ihya, başta büyük zorluk ve sıkıntılar yaşayan Müslüman kardeşlerimiz olmak üzere zaman ve mekân sınırlaması gözetmeksizin bütün kardeşlerimize yakın durmayı, onların dertleriyle dertlenmeyi, acılarına ortak olmayı, din ve dünya tasavvurumuzu altüst eden her tür marazi tutum ve düşünceye karşı bünyemizi yenilemeyi, hayırda yarışırken şerden mütemadiyen uzak durmayı gerektirmektedir.
Bir taraftan Kadir gecesinin manevi feyz ve bereketiyle gönüllerimiz Rabbani aşkla coşarken; diğer taraftan ilahi rahmet ve mağfiretiyle bizlere huzur ve sükun bahşeden Ramazan günlerinin hicranını yaşıyoruz.
Teravihleri, sahurları, iftarları, vaaz ve mukabeleleri ile rahmani feyizlerin oluk oluk aktığı, mübarek günleri geride bırakmanın üzüntüsü içerisindeyiz. Ancak gaye, gidene üzülmek değil, gideni kendimizden memnun ve hoşnut olarak gönderebilmektir. Allah nasib ederse daha birçok Ramazanlara kavuşacağız.
O halde mü’minler!
Bu geceyi, Yüce Allah’a kendi iç dünyamızı açabileceğimiz, günahlarımızdan af ve mağfiret dileyeceğimiz, yapıp ettiklerimizin muhasebesini yapabileceğimiz bir lütf-i ilahî olarak değerlendirelim. Aynı şekilde Kadir gecesinin değer ve kıymetini gereken âdâb ve erkân içinde takdir ederken, bu gecenin, kendimizi yeniden inşa etme yolunda bir itiraf, yüzleşme ve hesaplaşma fırsatı sunduğunu da layıkıyla idrak edelim.
Kadir gecesini idrak etmekten maksat, o gün yeryüzüne inen meleklere ve Cebrail aleyhisselâma eşlik edecek bir maneviyata uygun bir kulluğa sahip olmaktır. Bu kulluk da , her şeyden önce bu geceyi bir af ve mağfiret şölenine dönüştürmekle mümkündür.
Bu kulluk başta Afrika kıtasında yaşayan kardeşlerimiz olmak üzere açların, yoksulların, mağdurların, mahrumların, topyekûn zayıf bırakılmışların haklarına dikkat kesilmekle mümkündür…
Kadir Gecesi, tefekkürü, duayı, muhasebeyi, Allah için gözyaşı dökmeyi bol eylemenin gecesi..
Sevgili Peygamberimizin (s.a.s.) bu mübarek gece ile ilgili olarak,
“Kim faziletine inanarak ve sevabını umarak Kadir gecesini ibâdetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buharî, İman, 25,27,28; Müslim, Müsafirîn, 173-176) müjdesi ve bizlere öğrettiği
"Allah'ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet" (Tirmizi,
“Deavat”, 84; İbn Mâce, “Dua”, 5) duası, bizler için günahlardan arınmaya bir vesile olsun..
Şairin dediği gibi:
Cümlenin içinde bir çok kelime,
Kelimede ise nice hece var.
Ne mutlu ki kadir kıymet bilene,
Bin aydan hayırlı böyle gece var!..
Rabbim bu gecenin kadrini bilenlerden eylesin!...Kadriniz yüce kandiliniz mübarek olsun..
Şiir:
Bu gece nazil oldu,
Yüce Kitabımız Kur'an
Bu gece zail oldu,
Gönül ufkundan duman.
Arza iner bu gece,
Melâike binlerce,
Bu gece nice nice,
Af olur Hakk'ı anan.
Mü'min, hüsni kelâm et,
Gözden yaşı revan et,
Zikrullah'a devam et,
Af olur ayık olan.
Tekbir okusun dilin,
Nurlansın gönül evin,
İşte bu gece bilin,
Bin aya bedel olan.
Vaaz Sunum/Ömer Menekşe
Yorum Yazın