İran'da kârlı böbrek piyasası
Resmi rakamlara göre İran’da 9 milyon civarında şeker hastası var ve bunlardan 5 milyonu böbrek yetmezliği çekiyor. Bu sebeple ülkede çok...
Tahran’da Vanak Meydanı’nın hemen dış kesiminde Haşiminejad İhtisas Hastanesi’nin duvarları, alışılmadık metalar için piyasa olarak görev yapan ilanlarla kaplıdır. Bu metalar, insan böbrekleridir.
İlanlar, satıcılarla ilgili kan grubu, yaş ve telefon numaraları gibi detayları ihtiva ediyor. Al-Monitor muhabiri bölgeyi ziyaret ettiğinde “sağlıklı kadın, 22, B+, 0927***9459” ya da “karaciğer ve böbrek, fiyatta pazarlık yapılabilir” gibi ifadeler bulunan ilanlar gördü.
Benzer şekilde, alıcılar da satıcı bulma ümidiyle telefon numaralarını duvara yazıyor. Bir ilanda şöyle deniliyor: “Bismillahirrahmanirrahim. Kan grubu O+ olan 29 yaşındaki bir kadının böbreğe ihtiyacı var. Ona yardım etmek isteyen bağışçılar aşağıdaki numaradan irtibata geçebilirler.”
İran’da böbrek piyasası yasaldır, gerçekten büyük ve kârlıdır. Piyasa giderek de büyüyor.
Sağlık Bakanı Hasan Gazizade Haşimi, 28 Temmuz’da Tahran’da 22. İlçe’de bir diyaliz merkezinin açılış törenine katıldı. O, törende böbrek piyasasındaki “acı verici” durumu eleştirdi: “Son 30 yıldır hastalar fakirlerden böbrek satın aldı. Bazı insanların, geçimlerini sağlamak için böbreklerini satmaları acı vericidir.”
Resmi rakamlara göre İran’da 9 milyon civarında şeker hastası var (hemen hemen her 10 İranlıdan biri) ve bunlardan 5 milyonu böbrek yetmezliği çekiyor.
Haşimi’ye göre, diyalize bağlı 28.000 hasta var. O, törende diyalizin hastalar için nihai tedavi olmadığını ifade etti: “Onlar eninde sonunda böbrek nakli yapılmasına ihtiyaç duyacaklar.”
Diyalize bağlı olanların dışında 25.000 kadar hasta da resmi olarak kaydedilmiştir ve bunlar böbrek nakli yapılmasını bekliyorlar.
İran’da böbrek alma ve satmanın resmi ve gayriresmi yolları var. İran Böbrek Vakfı, alıcı ve satıcıların resmi kayıtlarını tutuyor. Vakfın genel sekreteri Derviş Arman, Şubat 2013’te Fars Haber Ajansı’na verdiği mülakatta bir böbreğin bedelinin 9 milyon tümen (serbest piyasa kurlarıyla 2.650 dolar) olduğunu söyledi. Üç ay sonra Mayıs 2015’te de sağlık bakanı rakamı 15 milyon tümen (serbest piyasa kurlarıyla 4.400 dolar) olarak açıkladı. Arman, mülakatta hastalardan fiyatları yüksek olan gayriresmi piyasalara gitmemelerini istedi: “Böbreğe ihtiyacı olan hastaların, hastane duvarları ve vakfın bürolarındaki ilanların yanı sıra internet sitesindeki ilanlara da kapılmamalarını istiyorum.”
Hayatta kalma mücadelesi veren insanların ise bu tür ricalara kulak asmayacakları aşikar. Haşiminejad Hastanesi hemodiyaliz bölümünde 45 yaşındaki mimar Muhammed Rıza, tekerlekli sandalyeye koyduğu karısını diyaliz makinesindeki yatağa taşıdı. O, Al-Monitor’a, “Böbrek nakli için bir yıldır bekliyoruz. Herhangi bir haber yok. Her gün diyalizden çekiyor” dedi. Rıza, böbreğini karısı Meral’e satmak isteyen genç bir kadın buldu ama o, bekleme listesi ve ayarlanmış fiyatı bulunan resmi piyasadaki fiyattan daha fazlasını talep ediyor: “O 45 milyon tümen [serbest piyasa kuruyla 13.000 doların üzerinde] istiyor. Bu büyük bir para. 9 milyon tümen ödemeye hazırım ama bekleyemem ve karımın göz göre göre ölmesine seyirci kalamam. Umarım o bu ay böbrek nakli olacak.”
Yetkililere göre, İran’da resmi olarak her sene sadece 2.500 böbrek nakil ameliyatı yapılıyor. Buna rağmen, her sene İran Böbrek Vakfı’na bildirilmeyen bin ameliyatın daha yapıldığı ifade ediliyor.
Al-Monitor’un muhabiri, böbreğini satmak isteyen birkaç kişiyle telefon görüşmeleri yaptı. Bu görüşmeler, çoğu durumda bunda asıl saikin fakirlik olduğunu gösterdi. Tahran’ın hemen dışında Veramin’de yaşayan 34 yaşındaki Hüseyin, bir böbreğini mart ayında sattı. O, kimliğinin açıklanmaması şartıyla Al-Monitor’a şu ayrıntıları iletti: “Böbreğimi bir mobilya satıcısına 39 milyon tümene [serbest kura göre 11.500 dolar] sattım. Bu parayla manav dükkanı açtım. Hiçbir şeyim yoktu. Bir böbrekle yaşayabilirim ama işim ya da param olmadan yaşayamam.”
Böbrek bekleyen hastalarla her sene yapılan böbrek nakli ameliyatları arasında büyük bir uçurum var. Böbrek yetmezliği çeken hastalarda her sene yüzde 7’lik bir artış meydana gelmesi, durumu daha da zorlaştırıyor. Bu durum gayriresmi piyasayı da daha da büyütüyor.
Bazı raporlar, İslami yardım kuruluşlarının da böbrek piyasasına girdiğini gösteriyor. ILNA haber ajansı, 30 Haziran’da, İsfahan şehrinde 200 aktif ofisi olan Ebulfazl Sağlık Yardım Kurumu’ndan bahsetti. İran Böbrek Vakfı Başkanı Mustafa Gassemi, vakfının bu tür kurumların doğrudan ya da dolaylı faaliyetlerini önlemek için yeterli güce sahip olmadığını söyledi. “Biz bu kurumların böbrek piyasasındaki rollerini gerçekten düzenlemeye çalıştık ama bunlardan bazılarını durduramıyoruz.”
İran’da böbrek yetmezliği çeken hastalar arasında ölüm oranı çok yüksek. Sağlık Bakanlığı Nakil Departmanı’nın başkanı Katayun Necefizade, temmuzda yaptığı açıklamada, her gün böbrek nakli bekleyen 10 hastanın öldüğünü söyledi. Bu, sağlık bakanının 12 Mart’ta Dünya Böbrek Günü’nde şahsi internet sitesindeki tahminiyle de uyuşuyor. Haşimi, her sene bekleme listesindeki 3.000-4.000 hastanın öldüğünü yazdı. O ayrıca İran’ın dünyada yasal ve düzenli bir böbrek piyasasına sahip tek ülke olduğunu bildirdi.
Mevcut durumda Sağlık Bakanlığı böbrek ticaretini yoluna koymak için adımlar atmada güçsüz ve isteksiz görünüyor. Haşimi, 21 Nisan’da gazetecilere, “İnsanların gönüllü olarak böbrek için para ödemelerini yasaklayabilir miyiz? Bazı hastalar ölebilir, bu yüzden öyle görünüyor ki bizim hareketsiz kalmamız gerekiyor” dedi.
Böbrek ticaretini uzun vadede önlemenin pratik bir yolu, halkı böbrek bağışına sevk etmek olabilir. İran’da günümüzde organ nakil oranı 1 milyonda 25’dir. Bu oran, dünya ortalamasının altındadır.
Ama Haşiminejad Hastanesi’nde isminin açıklanmamasını isteyen bir nefroloji uzmanı, Al-Monitor’a meseleye kısa dönemde bir çözüm olmadığını söyledi: “Yetkililer piyasayı doğrudan durdurmaya çalışmamalılar. Onların paralel bazı eylemler gerçekleştirmeleri gerekiyor. Hastaların akrabalarından böbreklerini bağışlamalarını istemeleri lazım. İranlıların bir böbrekle yaşayabileceklerini öğrenmeleri gerekiyor. Onların organ bağışı konusundaki tutumlarını geliştirmeliyiz. Bu da STK’lar (sivil toplum örgütleri) ve bağımsız kuruluşlar vasıtasıyla yapılmalıdır. Aynı zamanda şeker hastalığı ve böbrek yetmezliğinin önlenmesi için de büyük bütçe ayrılmalı.”
Bu arada hem alıcıların hem satıcıların bu alışılmadık ticarete dahil olmaktan başka çarelerinin olmadığı görülüyor. Talep oldukça yasal olan arz da devam edecektir.
Kaynak: Al Monitor
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın