Âhir zamanda genç olmak
DİYANET HABER- Ahir zamanda genç olmak en zor günlerde Allah’tan(cc) ve Peygamberimiz’den(s.a.v) yana olmaktır. Efendimiz’in(s.a.v), “Haram işlemeyi kolaylaştıran imkânlar artacak, gençler günah işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler.” (Riyâzüs-Salihîn, İmam Nevevi) dediği ahir zamanda zordur genç olmak…
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
DiniHaberler.com.tr: Emre Şentürk
Allah’a(cc) adanmayan günler, biz kullar için hep acı ve ıstıraptır. Bu durumda genç olmak, hem bir avantajdır hem de zordur. Özellikle ahir zamanda daha da zordur. Ahir zamanın genç Müslümanları olarak hep kırmızı alarm şeklinde uyanık ve dik durmalıyız. İman hiçbirimiz için garanti değil ve son dönemin zor imtihancılarıyız.
Zihnimizi istimlak etmek için gelen düşmanlar, bizi her tarafımızdan çevrelemiş ve ağır silahlar kuşanmış durumda dört bir yanımızdan akın akın saldırıyor.
Peki ‘Genç Adam’ sen savunmanı nasıl yapacağını biliyor musun? Allah’a kul olmanın ne demek olduğunu biliyor musun? Allah’ın düşmanlarını tanımanın nasıl olduğunu biliyor musun? Allah’ın sana yol göstermek için gönderdiği güzel ahlakın en güzel örneği Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’yı (s.a.v) ne kadar iyi tanıyorsun, tanımak istiyorsun?
Günümüz dizilerini izlerken seni nasıl etkisi altına alıyor hiç görmüyor musun? Eş nasıl aldatılır, arkadaş nasıl satılır, harama en kolay yoldan nasıl bulaşılır? Hepsini bize ufak ufak zerk ediyorlar…
Ümmedi Muhammed’in (sav) gençleri, toparlanın vakit geliyor…
İlk iş olarak şuuru geri kazanmak için yeniden niyet edeceğiz. Mümin şuuru, gaza şuuru, cihat şuuru ile donanacağız. Yeniden, bir daha, bir daha niyet edeceğiz, niyetimizi hep en önde tutarak zihnimizi istimlâk edip bizleri müstemlekeye dönüştürmeye çalışan bütün izim’lere, akımlara, hastalıklara ve bataklıklara “La” diyerek yeniden yola çıkacağız. İlk iş olarak “La” diyeceğiz çünkü La ilahe illallah.
Emanetleri hiç kaybolmayan Allah’a emanet olun…
Emre Şentürk
“Ümmetin gençleri büyüklere nazaran daha şuurlu”
Fatih Çıtlak
Ahir zaman gençlerinin asimilasyona uğradığını düşünmüyorum, esas dejenerasyon ve deformasyon ahir zamanın büyükleri konumunda olan insanlardadır.
Böyle kökün böyle meyvası olur. Gençleri büyüklere nazaran daha şuurlu görmekteyim.
Biz dertlerimizi bile değerlendirip deva ararken Batı jargonuyla konuşup, batı jargonuyla cevaplandırmaya çalışıyoruz.
KUL OLMA BİLİNCİ
Allah Teâlâ’nın muhabbeti, îmânın hakikati anlatılmıyor ki insanlar bunun farkında olsun. Gençlerin doğruyu arayış meselesinde daha önde olduklarını düşünüyorum. Sorgulama şekilleri yanlış olsa da daha gerçekçi ve hakiki neticelere ulaşabileceklerini düşünüyorum.
AİLE KAVRAMI
Maalesef aile kavramı var fakat günlük hayatta gerek batılı anlamda gerek İslâm medeniyeti açısından aile teşkilatından bahsetmek güçleşti, fakat yeni siyasi, fikri ve sivil toplum kuruluşlarının gayretleriyle bir şahlanışa kalkacağımızı düşüyorum.
Dünyevileşmek, gerçek dertleri unutmak, sanal dertlerle sanal hakikatlerle buluşmaya çalışmak; tam da şeytanın at oynatabileceği saha…
Allah(cc) ve Resûl’ünü(sas) sevmek ve sevdirmekle… (Fatih Çıtlak)
“Dilimiz gitmiş ve ana bağımız kopmuş”
Muzaffer Dereli
Gençlerimizin asimilasyona uğraması ne yazık ki geçen yüzyıla bağlıdır. Müslümanlar’ın zayıflaması ile birlikte gücün batıya geçmesi bu süreci başlatmıştır. Onca değerlerimiz mahvolmuş ve tarihimizden, inancımızdan, kültürümüzden koparılmışız. Pek çok alimimiz olmasına rağmen onların yerine hep Batılılar okutulmuş. Dilimiz gitmiş ve ana bağımız kopmuş.
Batı hem toprakları dağıttı hem de başlarına kendisine itaat eden yönetimler bıraktı. Batının imkânlara kavuştukça da onlara meyletme arttı. Yıllarca Avrupa malı diye halkın rağbetini gördük. Çünkü ilim ve teknik de tamamen onlardan geliyor ve bizim samimi insanlarımıza asla bir şey yaptırılmıyordu. Bizde yeni yeni bu imkânlar doğuyor Elhamdülillah.
NEFİSLER İSLAM AHLAK VE ADABI İÇERİSİNDE TERBİYE EDİLMELİDİR
Nefis asla doymaz. Fetihler gerçekleşip ganimetler gelmeye başlayınca Hz. Ömer (r.a.) Efendimiz de, ağlamaya başlamış ve şöyle demiş: “Bu dünyalıklar ümmetin ahlâkını bozmasaydı.” Hani Peygamberimiz (s.a.v.) de; “İnsanoğluna bir vadi dolusu altın verseniz, ikincisini ister. Onun gözünü ancak toprak doyurur,” buyurmuşlardı. İslâm gençliği şu anda bu iki kıskacın arasındadır. Buna yönelik bütün imkânlar, iletişim aletleri de ne yazık ki daha çocuk yaştaki yavrularımızın elinde. Bu, edep ve hayâyı tamamen bitiriyor. Edep ve hayâsı olmayan gençlerden ne bekleyebiliriz? Bunun için her imkân onlara açılmamalı, yokluğu bilmeli ve nefislerd e İslâm ahlâk ve adabı içerisinde terbiye edilmeli. Allah’a kullukta bilinçlenmek ancak böyle mümkün olur.
Aile kavramı ortadan kalktı mı?
Allah’a şükür tamamen kalkmadı ama tehlikede. Boşanmalar aşırı derecede arttı. Üniversite gençliği başta olmak üzere ahlâkî bozgunluk haddini aşmış durumda. Kadın maddeyi ele aldıkça itaati terk ediyor ve yuvayı bozabiliyor. Erkeklerin hiç mi suçu yok dense, tabii ki var deriz ama bunun düzeltilmesi yolu batıdan değil, İslâm’dan geçer.
İslâm’ı bilen insan Kelime-i Şehadet, Kelime-i Tevhid’in ne anlama geldiğini ve imanın onların içeriğine inanmakla ortaya çıkacağını tabii ki bilir. Şeytanı ve insana olan düşmanlığını da öğrenir. Hatta kendi nefsinin kendi başına açacağı tehlikeleri de bilir. Ama gençliğimize bazı gayretli insanlarımızın çabaları ve İmam hatiplerin dışında bu bilgi aktarılmadı. Batı İslâm dünyasının zenginliklerini hep talan etti ve hala etmekte. Ama bugün bir gayret olduğunu görüyoruz. Rabbimiz ümmeti diriltsin.
ALLAH RASÛLÜ (S.A.V.) PUTÇU BİR TOPLUMDAN “EN HAYIRLI” NESLİ ÇIKARMIŞTIR
Evet, yukarıdaki cümlelerden hareketle ümmetin gençliği ancak ümmetin değerlerine ve ümmetlik bilincine sahip olmakla kurtulur. Ümitsiz değiliz. Allah Rasûlü (s.a.v.) putçu bir toplumdan “en hayırlı” nesli çıkarmıştır. Hamdolsun inanmış bir nesil var ama imanın ve İslâm’ın gerçek yönünü kavrayamamış bir nesil. Onları ele alıp her fırsatta eğitmeli.
Rabbim ülkemizin ve İslâm aleminin yardımcısı olsun. Şu anda İslâm alemine sahip çıkan bu memleketi başarıya ulaştırsın ve ümmet kurtulmuş olsun. (Muzaffer Dereli)
“Asimilasyon büyülü ve sinsi bir maniveladır”
Bahadır Yenişehirlioğlu
İki kültürün bir arada yaşamasının en kötü biçimi asimilasyondur. Sömüren ve kontrol etmek isteyen açısından galiplik sömürülen ve kontrol edilen açısından ise mağlupluk doğal olarak ortaya çıkar.
“Büyülü ve sinsi”
Menfaat ve sömürü temelleri üzerine kurulmuş batı ekonomisi, geri, çağdışı kalmış, sömürülebilir toplumlara muhtaçtır. Bu yüzden asimilasyon büyülü ve sinsi bir maniveladır.
BATI SALDIRILARINI İSLAMA YÖNELTTİ
Batı batılılaşma hareketlerinin önündeki en büyük engel olarak şüphesiz İslâm dini gördü. Bu dinin düşünceye, hayata, günlük İlişkilere yansıyan ahlâk anlayışını yok etmek için kontrolüne geçirdiği bilinçli ya da bilinçsiz olarak elverişli yerel kimlikleri kendi çıkarları için kullandı.
Bu doğrultuda önce ahlâk anlayışına yöne-len eleştirilerini gittikçe dine, dinî düşünce ve yaşantıya ve İslâmiyet’e yönelttiler. Dinî düşünce, böylelikle batılılaşma ve gayrı milli unsurlar eli ile saf dışı edildi.
Dünyevî-laik bir yaşam tarzı zorla dayatıldı.
Bunun doğal sonucu olarak tabiri caizse Allah ile kul arasındaki akıl ve his vericilerin fişi çekilmiş oldu.
AİLE KAVRAMI YOK EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Bir insan, bir devlet, bir kültür Batılılaşmaya yönelir buna mecbur bırakılırsa kendi kavramlarını kaybettiği gibi aile kavramını da yitirir.
İçten ve dıştan gelen çok yönlü baskılar sonucu aile kavramı kutsallığını kaybeder aile kavramı yitirilmiş insanlardan oluşan toplumlar artık parçalanmaya, yok edilmeye, sömürülmeye ve zombi haline getirilmeye hazırdırlar.
Bu yüzden aile kavramı yok edilmeye çalışılıyor hem de çok güçlü bir şekilde.
BATI’NIN ÇİRKİN YÖNLERİNİ GÖSTERMEK MECBURİYETİNDEYİZ
Medeniyetler arası mücadelede oyunu kuralına göre oynamamız gerekiyor.
Batı amacını belirlemiş, kuralları koymuş, oyuncuyu yetiştirmiş, oynuyor ve kazanıyor. Batı medeniyetinin çirkin yönlerini görmek ve göstermek mecburiyetindeyiz.
Yok edilmeye çalışılan medeniyetimizin üzerindeki örtüleri kaldırmamız gerekiyor. Mesele insan meselesidir; medeniyeti kuran ve geliştiren insandır.
Herkes üzerine düşen vazifeyi yılmadan yerine getirmeli işte bu yüzden yazıyorum, bu yüzden oynuyorum. (Bahadır Yenişehirlioğlu)
TÜRKİYE SABAH NAMAZINDA BULUŞUYOR ORGANİZASYONU
HANGİ İLDE HANGİ CAMİDE ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Yasal Uyarı: Yayınlanan yazı ve haberilern tüm hakları kaynak gösterilen siteye, köşe yazıları yazar sahibine veya web sitemizin özel haberi ise Dinihaberler.com.tr'ye aittir. Özel izin alınmadan yazı ve haber hiçbir şekilde kullanılamaz. Ancak yazı ve haberin bir kısmı aktif link verilerek alıntılanabilir. Açık kaynak göstermeden yapılan alıntılar için yasal takip uygulanacaktır.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın