Hedef Külliye ile tabanı çatıştırmak! Fesad sözleşmesi aileyi aştı, artık dâvâya zarar veriyor
Başını Mor Çatı’nın ve LGBTİ sempatizanlarının çektiği laikçi-sol cenah; aileyi ve toplumu ifsad eden Batı menşeili İstanbul Sözleşmesini sahiplenirken, mütedeyyin kesimde yer alan bazı dernek ve yazarların da azgın azınlığın dümen suyuna girmesi tepki çekti.
Sözleşmenin kadına şiddeti azaltmadığını, aksine şiddetin ve sapkınlığın kaynağı olduğunu ifade eden aile uzmanları ve ilahiyatçılar, “AK Parti tabanı ile ‘Sözleşme nas değildir’ diyen Başkan Erdoğan karşı karşıya getirilmek isteniyor. Bu oyuna gelmeyelim” dediler.
Aile yapısına zarar verdiği ve LGBTİ sapkınlığını meşrulaştırdığı gerekçesiyle muhafazakar cenahın büyük tepkisine neden olan İstanbul Sözleşmesinin, ‘kaldırılabileceğinin’ konuşulmasıyla birlikte harekete geçen ve meseleyi bağlamında kopartan seküler kadın dernekleri kirli bir algı operasyonu yürütüyor. Jakoben zihniyetin temsil ettiği kadın dernekleriyle birlikte İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan İslami kadın STK’larının tutumu ise muhafazakar cenah içerisinde huzursuzluk meydana getiriyor.
Erdoğan ile tabanının arasını açmaya çalışıyorlar
Toplumsal Cinsiyet Feminizm ve LGBTİQ+ kitabının yazarı Ercan Çifci, “Hükümet hem aile hem de toplum yapımıza ciddi zararlar veren bu sözleşmeyi kaldırmaya teşebbüs edince birden ortalığı çamur kaplamaya başladı. Kimi imzalanmasında pay sahibi olduğu sözleşmeye muhafazakârlar adına sahip çıkarak azgın azınlıkla birlik olup iktidarı dövmeye kalkarken; Koç, Borusan, Sabancı öncülüğünde kimileri de iktidara karşı kitleleri örgütleme yoluna gitti. Diğer taraftan 2011 yılında sözleşmede imzası olan Davutoğlu cephesinin sinsi bir köpürtmesi de var. Gaye, İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasının önüne geçmek hem de iktidarı mesul tutarak yıpratmak.
İktidarla muhafazakâr kesimin arası açılmaya çalışılacak. Ancak bu ham hayaldir” dedi. Mütedeyyin cenahta ciddi bir beklenti oluştuğunu kaydeden Çifci, “İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması ile ilgili TÜGVA, ÖNDER, Hüdayi Vakfı gibi kitleler üzerinde hatırı sayılır vakıflar Başkan Erdoğan’a destek vermişlerdi” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’a destek olmalıyız
Aile Bilim Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Psikoterapist Adnan Kalkan, “Muhafazakar kesim tarafından yapılan eleştiriler haklı olmakla beraber usul hatasına düşerlerse yıkım daha büyük olacaktır. İstanbul Sözleşmesi yanlış bir uygulamadır. İstanbul Sözleşmesi olmadan kadının korunamayacağını dillendirenler de gaflet içinde ithal yasalara bağlı olanlardır. İstanbul Sözleşmesi ile kadına şiddet artmış, ailelerin dağılması artmıştır.
Bunun yerine milli ve yerli kanunlar yapılmalıdır” şeklinde konuştu. Başkan Erdoğan’a destek olmak gerektiğini belirten Kalkan, “Malumdur ki sol cenah İstanbul Sözleşmesinin devamı için ittifak halinde çalışıyor. Muhafazakar kesim birlik olmalı ve hukuki anlamda müspet hareketle bu yıkıcı sözleşmeyi iptal etmesi için Cumhurbaşkanına destek olmalıdır” dedi.
Çözüm değil kördüğüm
İlahiyatçı yazar Şule Parmak, “Sosyal problemlerimizi tamamen bu sözleşmenin üzerine yıkmak nasıl ki doğru değilse sözleşmeyi olduğu gibi çözüm odağı sunarak sahiplenmek de doğru değildir. Kadına, çocuğa veya erkeğe şiddeti önlemek ile aile ve toplumumuzu korumak herkesin arzusu ve vazifesidir. Son yıllardaki verilere baktığımızda ise şiddet konusunda bir azalmadan bahsedememekteyiz” ifadelerini kullandı.
LGBTİ derneklerinin sözleşmeyi savunduğuna da işaret eden Parmak, “Sözleşmeye sahip çıkanlar arasında LGBT derneklerinin yer alması herhalde tesadüf görülemez. Eğer sözleşmede, bu eğilime kapı açan bir durum olmadığı iddia ediliyorsa zaten sözleşmeyi yeniden ele almaya da karşı çıkmamak gerekmez mi?” şeklinde konuştu.
Hakkı Bilir/Ankara
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Kaynak:Yeni Akit
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın