Çocuklarımızı Süleymncılarda Okutmalı mıyız?

Sıkça karşılaştığımız bir soru: Çocuklarımızı Süleymancılarda okutalım mı?

Süleymancı ya da kendi ifadeleri ile Süleymanlı cemaati ilkokuldan önce çocuklara yurtlarda ders vermek suretiyle eğitim veren ve bu sayede taban bulan bir cemaattir. Elimizden geldiği kadar olumlu ve olumsuz yönlerini aktarmaya çalışacağız.

ARTILARI:

Çocuğunuz oldukça iyi bir şekilde Kur'ân okumasını öğrenir.

Namaz, oruç gibi ibadetler hakkında hem teorik hem pratik bilgi sahibi olur.

Arapça ve diğer ilimlerde az ya da çok bilgi sahibi olur.

Oldukça steril bir ortamda sigara, alkol,uyuşturucu gibi bağımlılıklardan uzak kalır.

Âdâb-ı muâşeret/görgü kuralları hakkında yeterli bilgi sahibi olur.

Bütün bunlar çok cüz'î bir ücret karşılığında hatta fakir olması durumunda hiçbir ücret almadan sağlanır.

Okula gitmesi durumunda okul derslerine yardımcı ek dersler az bir ücret karşılığında sağlanır.

İyi çocuk olup itaatte ve bağlılıkta kusur etmediği ve arkadaşlarına örnek olduğu sürece gerek akranlarına gerek anne baba ve çevresine karşı sürekli övülecek, bu bağlılığı çeşitli şekillerde mükafatlandırılacaktır. İtaatte kusur etmediği taktirde ileride idari kadroda görev verilerek onore edilecektir.

EKSİLERİ:

Çocuğunuza okulu bırakıp ders okuması, yurtlarda hoca olması, gerçek kurtuluşun buralarda olduğu, okulun ve dışarıdaki hayatın zehirli olduğu sürekli vurgulanır ve telkin edilir.

Ders grubuna kaydolmak demek artık cemaatin daha doğrusu idareci kadronun her türlü istek, emir ve taleplerine kayıtsız şartsız bağlılık ve itaat etmesi anlamına gelmektedir. Biraz daha açacak olursak çocuğunuz önündeki 4 ya da 5 yıl boyunca kendi kendisine hayatı hakkında karar alamayacak, başındaki idareciler ne derse onu yapacak, onların izin vermediği hiçbir şeyi yapamayacaktır. Bu durum eğitimini tamamladıktan sonra daha da katı şekilde devam edecek, atandığı yer neresi olursa olsun gitmek zorunda kalacak, herhangi bir sebeple gitmediği taktirde idareci tarafından işine son verilerek "babasının evine gitmesi" söylenecek, kendisine kapı gösterilecektir.

Sürekli yurtta kalacağı ve ayda bir izni olacağı için ailesi ile bağları büyük oranda zayıflyacaktır.

İdareci kadro -çok azı hariç- kendi çocuklarını ders grubuna kaydettirmeyip, üniversite okutturmasına rağmen gariban vatandaşın çocukları hep okulu bırakmaya, yurtta daimi kalmaya, hoca olmaya teşvik edilir.

Namaz, oruç gibi temel ibadetler dışında rabıta ve hatim gibi cemaatin ritüellerinden taviz verilmemesi istenecektir. Rabıta o kadar önemlidir ki görülecek her türlü olumsuz durum "rabıtasızlığa", "maneviyatsızlığa", "itaatsizliğe" mal edilerek çocuğunuzun psikolojisinde uzun yıllar etkisi geçmeyecek derin yaralar açılacaktır.

Çocuğunuza ümmet bilinci yerine cemaat bağlılığı ve bağımlılığı aşılanacaktır.

Uzun kollu gömlek ve koyu renkli kumaş pantolon hayatının bir parçası haline gelecektir. Sakalı kökünden kesip badem bıyık bırakmak ehli sünnetin alâmet-i fârikasıdır! Mavi takke takmak ve kelebek modeli eşarp bağlamak eskimez modadır! Aksi cemaati inkârdır. Bıyıksızlık bile hoşgörü ile karşılanabilir ama sakal sıkıntıdır.

Hayatının en önemli zamanlarından biri olan evlilik vb. durumlarda muhtemelen büyük sıkıntılar yaşayacaktır. İdarecilerin onayı olmadan hayatının hiçbir anı ile ilgili karar alamayacaktır. İdareciyi memnun etmediği zaman türlü türlü hakaretler duyacaktır.

Yurtta hoca olarak çalışmaya başladığında büyük olasılıkla sigortası uzun süre yapılmayacaktır. Yani herhangi bir güvencesi olmadan yıllarca çalışacak, kendi isteği ile bıraktığında ya da "idarecinin kovması" ile işine son verildiğinde hiçbir hak iddia edemeyecektir.

Hoca olduğunda çok büyük ihtimalle eğitim, yöneticilik ve insan psikolojisi gibi konularda neredeyse hiçbir yetkinliği bulunmayan bir idarecinin/baş hocanın emri altına verilecektir. Astığı astık, kestiği kestik olan bu kişinin altında anasından emdiği süt burnundan gelecektir.

Kendi isteği ile bırakması ya da "kovulması" durumlarında her şey burada bitmeyecektir. Kalanlara ibret olması için karalanacak, hakkında türlü iftira ve dedikodular hemen piyasaya sürülecektir.

İdareci kadroya karşı en küçük eleştiri ya da itaatsizlik çocuğunuzun mimlenmesi anlamına gelir. Artık iflah olmaz bir süreç içerisine girmiş demektir. Ölümlerden ölüm beğenmelidir. Bundan sonra "Allah kurtarsın" demekten başka çare yoktur.

Bütün bunların yanı sıra idareci kadroya çayından kahvesine, yemeğinden meyvesine son derece ihtimam ile hizmet etmek zorundadır. Yurda idarecinin gelmesi demek çocuğunuz açısından tam bir işkence ve seferberlik hali demektir.

Bütün bu uzun sürecek eğitimlere rağmen çocuğunuz çok yüksek ihtimalle konuşabilecek düzeyde Arapça bilemeyecektir.

Tespit:

Şu an hocalık yapmakta olanların çok büyük bir kısmı mahalle baskısı olmasa ve ellerinde başka bir imkan ya da alternatif olsa bırakmak istemektedirler. Bırakmış olanların büyük bir kısmı ise mevcut şartlar altında cemaatle ilişkisini büyük ölçüde kesmiş durumdadır.

Değerlendirme:

Yalnızca burada anlatılanlara bağlı kalmadan, başka kişilerin de görüşlerini alarak, lehte ve aleyhte yorumları dinledikten sonra seçim size aittir.

Not:

Son olarak cemaat şu an fiili olarak ikiye bölünmüş durumdadır.

İlki Arif Denizolgun ve Alihan Kuriş çizgisi, ikincisi M. Beyazıt Denizolgun ve Fatih Süleyman Denizolgun çizgisi. Bahsedilenler birinci çizgi ile ilgilidir.

İkinci çizgi birinci tarafından dışlanmış, yönetimden uzak tutulmuştur. Şu an içeride bir mücadele olduğu aşikardır. Yakın gelecek bir takım olaylara gebedir.