Çocuklarda Zaman Yönetimi Ve Aileye Düşen Görevler

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Çocuklarda Zaman Yönetimi Ve Aileye Düşen Görevler
Nefes aldıkça eksilen insanın, birbiri ardına gelen her gece ve gündüzde kendini bekleyen sona doğru biraz daha yaklaştığını biliyoruz. Kişinin kendisine biçilen bu ömrü imar etmesinde ise zamanını değerlendiriş şeklinin çok önemli olduğunu görüyoruz.

Nefes aldıkça eksilen insanın, birbiri ardına gelen her gece ve gündüzde kendini bekleyen sona doğru biraz daha yaklaştığını biliyoruz. Kişinin kendisine biçilen bu ömrü imar etmesinde ise zamanını değerlendiriş şeklinin çok önemli olduğunu görüyoruz. Durdurulamayan, dondurulamayan ve bekletilip sonra kullanılamayan zamanı kullanma biçimine göre insanı tanımlayabiliriz. Çünkü kişi, zamanı kullanma şekline göre bir hayat tarzı benimsiyor. Kişinin kendi kendini yönetme becerisinin altında yatan genelde onun zamanla olan ilişki biçimidir. Herkese adaletli bir şekilde dağıtılan zamanın kıymet derecesini ise onun nerede ve nasıl kullanıldığı belirliyor.

En değerli hazinemiz ve dünya/ahiret hayatı için en büyük sermayemiz olan zamanı, çoğu zaman kıymetini bilmeden döke saça kullanabiliyoruz. Sonucunda bizi bekleyen şeyse tamamlanmamış işler ve 'Ben hiçbir şeye yetişemiyorum', 'Zamanım yok' serzenişleri oluyor. Zaman sessiz bir testere gibi ömrü tüketirken, onun farkına varıp belki de  onunla yarış haline girip hayatımızı yağmalamasına müsade etmemeliyiz. Bu yazımızda, 'Biz anne babalar çocuklarımıza zaman yönetimi konusunda acaba nasıl yardımcı olabiliriz?' sorusuna cevap arayacağız.

Zaman, soyut bir kavram olduğu için çocuklar tarafından yetişkinlik dönemine kadar tam olarak anlaşılamaz. Birçok araştırmacıya göre; çocuklarda zaman algısı 5-12 yaş arasında gelişmektedir. Çocuklarımızla kurduğumuz ilişki biçimimizle, onlara zamanı kullanma konusunda ne kadar erken yaşta farkındalık kazandırırsak, onların kendilerine bahşedilen ömrü bereketli bir şekilde değerlendirmelerine o kadar yardım etmiş oluruz. Çocuklarımızla konuşurken  onlara küçük yaşlardan itibaren zaman kavramı ile ilgili cümleler kurmamız, onların zihinlerine zaman idrakinin yerleşmesini sağlayacaktır. Yemekten sonra, yatmadan önce gibi zaman belirten kelimeleri somut bir eylemle birleştirilerek söylememiz, çocuğumuzda zaman algısının oluşumunu kolaylaştıracaktır. Yine okul öncesi dönemde çocuklarımıza zamanı resimli bir takvim üzerinden gece-gündüz görselleriyle anlatmamız, onların zaman kavramını anlamalarına yardımcı olacaktır. Büyük bir saatin akrep ve yel kovanının üzerine sevdiği kahramanların görselini yapıştırarak zaman ifadesi kullanmamız, onların zaman konusunun zihinlerinde somutlaşması adına yine yapabileceklerimizden bir tanesidir. (Örneğin; Keloğlan, Nasrettin Hoca ile buluştuğunda oyun oynayacağız gibi.) Bizler çocuklarımızın tuvalet alışkanlığını kazanmaları için nasıl ki gayret gösteriyoruz aynen bunun gibi erken yaşlardan itibaren zamanı kullanma alışkanlıkları için de çaba göstermeliyiz. Çünkü; birçok temel alışkanlık çocukluk döneminde kazanılıyor.

Çocuklarımızın zaman yönetimi konusunda, vaktinin hesabını yapan ve yaşadığı ânın şuurunda olan bir ebeveyn rol modelliğine ihtiyaçları var. Geri döndürülmesi mümkün olmayan zamanı kullanırken, zaman tuzaklarına yakalanmama adına uyanık olmalı ve bu konuda çocuklarımıza da örnek olmalıyız. Bir insanda gaflet hâlinin ilk belirtisi olarak zaman bilincinin kaybolmaya başlamasını görürüz. 'Sonra yaparım' sözü, vaktin bizi kesmesidir. Yani kişinin yapması gereken işi sürekli erteleyerek malayâni şeylerle ilgilenmesi, zamandan gafil olma hâlidir. Çünkü arif kişi, vaktinin insanıdır. Kişi kendisine, ailesine ve insanlığa fayda vermeyen şeyleri terk etmeyi  kendine şiâr edinmelidir. Yine vakti öldürmek için değil; vakitte dirilme adına vaktin çocuğu olmamızı engelleyen  amaçsızlık, plansızlık, kararsızlık, hayır diyememe ve bilinçsiz ekran kullanımı gibi başlıklara dikkat etmeliyiz.

Zaman planlaması yaparken ve bu konuda çocuklarımıza rehberlik ederken dikkat etmemiz gereken en önemli noktalardan biri, yapmak zorunda olunan şeyler için bir öncelik sırası oluşturmak. Böylelikle gün içinde önemli olan ve önemsiz olan işlerin ayrılacağı zaman, ortaya çıkmış olur. Yine önem sırasını oluştururken acil olup olmadığına bakılarak acil ve önemlilerin ilk sırada olacağı bir  planlanmanın yapılması gerekiyor. Önceliğini belirleyememiş bir kişiden işlerini düzene sokmasını bekleyemeyiz. Bu kişi hangi işe ne kadar zaman ayıracağını kestiremediğinden asıl yapması gerekenlere vaktinin olmadığından yakınacaktır. Bir de çocuğumuzu zamanı kullanma konusunda eğitirken önemli olarak altını çizdiğimiz şeyler sadece para, kariyer ve başarı ise çocuğumuzun öncelikleri bu konular üzerinden olacaktır. Çocuğumuzun ileride 'Ben ne için ömür tükettim' pişmanlığını yaşamaması adına önceliklerine dayanak olan sağlam bir düşünce ve inanç sistemine sahip olmasında yine biz anne babalara büyük görevler düşüyor. Hayatın merkezine konulan şeyler, bizim yaşam kalitemizi gösteren tercihlerimizdir.

Her şeyin bir anda yetişmesinin mümkün olmadığını ve bunu için zamanı planlamamız gerektiğini çocuklarımıza anlayacakları dilden anlatmamız gerekir. Planlama becerisi gelişmeyen çocuk, sosyal alanlarda organize olmakta güçlük yaşar. Atmaları gereken adımları ise kestiremezler. Bir görevin her aşamasını düşünmeyi öğrenmek, organize olma becerisinin gelişmesine yardımcı olur.

Çocukların planlama ve organize olma becerilerinin gelişmesi için, günlük ve haftalık şeklinde rutine dönüştürecekleri planlamalar yapmalarına yardımcı olabiliriz. Bunun için günlük hayatta yapacakları faaliyetlerini görecekleri ve sıralayacakları bir kontrol listesi oluşturulabilir. Bu listede sabah uyanmak, kahvaltı yapmak, oyun oynamak, ödev yapmak vs.şeklinde yapacaklarını yazmalarına yardımcı olabiliriz. Yine her yaptıkları faaliyetin karşısına bir işaret koymalarını sağlayarak, kendilerini zaman kullanma konusunda değerlendirmelerine  kılavuzluk edebiliriz. Çocukların yapacakları sorumlulukları düzenleme ve organize etme becerisi kazanmaları, zaman yönetimini öğrenmeleri açısından önemlidir.

Bize verilen zaman nimetinde aldananlardan olmama adına, her bir dakikayı ganimet bilmeli ve çocuklarımızın da bu bilinçte yetişmeleri konusunda gayret göstermeliyiz. Zamana yemin eden Rabb'in kulları olarak,  hayatı ve zamanı zayi edenlerden değil, ihyâ edenlerden olmak duasıyla..

Asuman DÜZGÜN

Eğitimci

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ İÇİN TIKLAYINIZ

 

Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ

 

Diyanetliler Platformu  Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

 

Kaynak:Dini Haberler


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Caminin kontrolünde olmayan cami dernekleriÖnceki Haber

Caminin kontrolünde olmayan cami dernekl...

Diyanet Yeni Atamalar Resmi Gazete'de YayımlandıSonraki Haber

Diyanet Yeni Atamalar Resmi Gazete'de Ya...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!