Veriler açıklandı... Avrupa veled-i zina kaynıyor!

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayınlanan verilere göre, Avrupa’nın birçok ülkesinde doğan bebekler evlilik dışı.

AVRUPA’NIN YARISINDAN ÇOĞU VELED-İ ZİNA

Yayınlanan verilere göre 2016’da doğan bebeklerinin %59.7’sinin veled-i zina olmasıyla en üst sırada Fransa geliyor. Fransa’daki bu durum, 18.yüzyılda ülkeyi gören, Türkiye’de de İzmir’de ilk Protestan kilisesini kuran Christoph Wilhelm Lüdeke’nin yazdıklarını hatıra getirdi. 1760’larda Paris’i gören Lüdeke, “halkın bedensel zevkleri tatminde en uç noktalara vardıklarını, 1769’da Paris’te doğan çocukların 3’te 1’inin ana babası belli olmayan terk edilmiş çocuklar olduğunu” kaydetmişti.

Avrupa’nın diğer önde gelen ülkelerinden İngiltere’de bu oran %47.9 olarak gözüküyor. Portekiz %52.8, İspanya %45.9, Avusturya %40.9, Almanya %35.5, İtalya ise %28 oranlarına sahip.

TARİH BOYUNCA AVRUPA’DAKİ BU VAZİYET, CİDDİ SORUNLARA GEBE

Zina neticesi bebek doğumları Avrupa toplumsal tarihinde çok ciddi yer tutan meselelere yol açmış bir problem olarak günümüze ulaşmış gözüküyor. Bunlardan, bizim de burada İngiltere’yi baz alarak yayınını yaptığımız bir tanesi bebek katli meselesi. Bilhassa 17.yüzyılda hatırı sayılır bir artış ve yüksekliğe ulaşan bu vahşet, çeşitli suretlerde 19.yüzyıl İngiltere’sinde bile ciddi bir problem olarak İngiliz sosyal tarihine, bütün Avrupa’da olduğu gibi, kara bir leke olarak yapışmıştı.

Diğer bir soru işareti çıkaran sorun ise, yarıyı bulan ve hatta aşan veled-i zinaların bu denli çokluğunun, kimin kime akraba olduğu meselesi olarak hatırlara geliyor. Hal böyle iken, bugün Avrupa’da birçok evli kimsenin esasen kardeş, kuzen vs. gibi belki de farkında olmadan birbirlerinin akrabası olarak ilişki sürdürmeleri gibi bir rezalete kapı aralandığı da rahatsız edici bir gerçek olarak ortada durmakta.

Ayrıca Avrupa’nın kendi içinde bunca sapkın ve sapkınlık mevcut iken, şurada buradaki bir avuç mültecinin tecavüz haberlerini en önlere çıkararak sanki sağlam ve temiz bir sosyal yapıları varmış da Müslüman göçmenler gelirse yerle yeksan ve rezil rüsva olurmuş gibi sunumlar yapılması da enteresan bulunuyor. Zikredilen mesele gibi Avrupa’da saymakla bitmez sosyal sorunların varlığı, dünyanın karşısında en büyük tehlikenin “aşırı İslamcılar”, “İslamcı terör” olduğu gibi algı oluşturma çabalarıyla hem halklarını uyutup hem de İslam ile alakası olmayanları dinin asıl yüzü gibi göstererek İslam düşmanları çıkartma çabalarındaki facia tavırlarını da ziyadesiyle göze batırıyor.

Ömer E. Keçeci yazdı…