Sonbahar için bir rota
Bolu Dağları’nı aştığınızda kendinizi sonsuz bir orman denizinin içinde bulursunuz. Yolda ilerledikçe sonbaharın bütün renkleri önünüze...
Ağaçların arasından başını uzatmayı başaran ahşap kulübeler ve otlaklara giden inek sürüleri yolunuza eşlik eder. Derken, çepeçevre ormanların ortasında mavi bir nazar bocuğu gibi parıldayan Abant Gölü’yle karşılaşırsınız. Ata, faytona veya bisiklete binen, mesire yapan, çevre yürüyüşü yapanlar tabiatın tadını çıkarırlar. Gölün üstünde süzülen yaban ördekleri ve neşeli şarkılar şakıyan kuşlar da öyle…
Abant'ta göl keyfi
Kahvaltı ve öğle yemeğini birleştirecek öğün için göle nâzır bir kır lokantası seçin. Sıcacık tarhana çorbasının peşinden sofraya meşhur Abant kebabı gelsin. Omletin içine tavuk parçaları konulup üzerine yoğurt ve domates sosu dökülerek hazırlanan kebabın alternatifi, kiremitte alabalıktır. İsteyene Bolu mutfağından şahane yemekler de var. Ziyafeti, ocak başında Türk kahvesi keyfiyle tamamlayın. Yemekten sonra göl kıyısında yürüyüşe çıkmak iyi fikir... Hem yediklerinizi eritirsiniz hem de manzaranın zevkini çıkarırsınız.
Durgun suyun üzerini süsleyen limon yeşili nilüferlere, ağaçların ve sazlıkların göl üzerindeki izdüşümleri... Burada birkaç saat geçirmek bile, stresten uzaklaşmak için yeterlidir. Her mevsim farklı bir güzelliğe bürünen gölün çevresinde otellerin yanı sıra aşevleri ve kır kahveleri de bulunuyor. Köy ürünleri pazarı, göle yürüyüş mesafesindedir.
Gölün parlak maviliğini, ağaçların derin gölgesine emanet edip Göynük’e doğru yola devam edin. Birkaç kilometre ileride sararmış kırlara yayılan keçi sürüleri, her iki yanda kavak ağaçlarının sıralandığı uzun köy yolları ve kızıl yapraklarla örtülmüş patikalar, size tam bir sonbahar manzarası sunuyor. Çepni Köyü’nden yaklaşık 10 kilometre sonra Bolu’nun en eski ve orijinal kasabalarından biri olan Mudurnu’ya ulaşırsınız.
Mudurnu'nun kapıları ve köprüleri
Eski bir Osmanlı yerleşimi olan Mudurnu, derin bir vadinin içine kurulmuş. İlk bakışta bir kasaba görünümündeki ilçe, tarihî konaklarının yanı sıra köprüleri ve camileriyle dikkat çekiyor. İlçe meydanındaki Yıldırım Bayezid Camii, 14. yüzyılda inşaa edilmiş. Caminin hemen bitişiğinde ise Anadolu’nun en eski Osmanlı hamamlarından biri var.
Sokak aralarında karşılaşacağınız hemen herkes, hoşgeldiniz sözünü esirgemiyor. Armutçular, Keyvanlar, Hacı Abdullahlar, Kazanlar, Atalaylar, Erkutlar, Yarışkaşı ve diğerleri… Mudurnu’da bulunan 400 kadar konağın birkaçı restore edilerek otel ve restorana dönüştürülmüş. Ahşap süslemeleriyle dikkat çeken evlerin en yenisi 100 yıllık.
Bazı konaklar ahşap kapılarına kadar orijinal haliyle korunmuş. Yörenin görülmesi gereken yerlerinden biri de Eski Çarşı. Burada zaman sanki durmuş, her şey yüzlerce sene evvelinde kalmış gibi… Osmanlı döneminde açılan ızgara planlı çarşıda bakırcı, demirci, semerci, kunduracı ve berberler bulunuyor. Mudurnu’nun yaşayan en eski an'anelerinden biri de Cuma günleri yapılan bereket duası. Bütün çarşı esnafının katıldığı tören, imamın konuşmasıyla başlıyor ve hep bir ağızdan dualar okunup, ekmek ve helva dağıtılmasıyla son buluyor. 150 yıldır sürdürülen bu gelenek, âhilik müessesesinin bir parçasıdır.
Yola devam: Göynük
Göynük yolundaki ilk sürpriz, Sünnet Gölü. Heyelan sonucu oluşan Kurudağ’ın eteklerindeki Sünnet Gölü, deniz seviyesinden 820 metre yükseklikte. Derinliği 20 metreyi bulan göl, amatör balıkçıların da gözdesi. Tıpkı Mudurnu gibi bir vadinin ortasında bulunan Göynük, konuklarını eski evleri ve tepedeki saat kulesiyle karşılıyor. Altıgen bir temel üzerine inşaa edilen üç katlı kule, 1922 tarihlidir. Hititlerden Osmanlılara kadar pek çok medeniyete şahitlik eden yöre, Batı Karadeniz sivil mimarisinin en orijinal örneklerine ev sahipliği yapıyor.
Hükümet Konağı, yaşları 100 ile 170 arasında değişen binaların en güzellerinden. Meydandaki Gazi Süleyman Paşa Camii ise 1335 yılında yaptırılmış. Fatih Sultan Mehmet’in bilge hocası Akşemseddin’in altıgen planlı türbesi de yanı başında. Osmanlı dönemi hayat kültürünü gözlemleyebileceğiniz Göynük, İstanbul ile Ankara’nın ortasındaki konumuyla özellikle hafta sonu gezileri için ideal. Ayrıca, pazartesi günleri kurulan renkli de bir pazarı var Göynük’ün. Pazardan yiyecek, dokuma, ahşap oyma mutfak gereçleri ve meşhur atom fasulyesinden alabilirsiniz.
Mudurnu’da cuma günleri yapılan bereket duasına tüm esnaf katılıyor.
Yöredeki ormanlık alanlarda çadır kuranları bol yıldızlı bir gökyüzü bekliyor.
Sonbahar aylarında orman içi patikalar, yüzbinlerce yaprakla kaplanıyor.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın