Sinop’lular Yağmur Akşamlarında Buluştu

Programa İl Vali Yardımcısı Ali Yılmaz,K.Y.K.Genel Müdür Yardımcısı Hasan Davulcu,İl Müftüsü Mustafa Erkan,K.Y.K.İl Müdürü A.Menderes Dümen,Kamu Kurum ve kuruluşların amirleri,sivil toplum kuruluşları,siyasi parti temsilcileri,çok sayıda öğrenci ve vatandaşlar katıldı.Katılımcıların Salona girişlerinde  gül suyu ve lokum ikram edilerek, Kur’an’ı ve Sünnetin Işığında Birlik ve Beraberlik kitabı dağıtıldı. 

Alaaddin Camii İmam Hatibi Abdullah Ergin’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.Program , "Yağmur" naatının yazarı Prof.Dr.Nurullah GENÇ “Gül” temalı konuşmasında şunları söyledi. “Gülün bizim tarihimizdeki yeri ve önemi çok farklıdır.Gül Rasülüllah (sav)temsil eder.Mülümanların birlik ve beraberliğini temin edecek,birleştirecek ve fitne fesat ateşini söndürecek  yegane çözüm Rasülüllah sav.hayatını iyi bilmek ve onun Cenab-ı Hak’tan bizlere getirdiklerini bilerek onlara uymamızla mümkündür. Müslümanların Birlik ve beraberliğinin nasıl olması gerektiğini Çanakkale savaşı sırasında vuku bulan bir hadise ile anlatayım.

Hisse Almamız Gereken Bir Kıssa

Osmanlı Devleti Çanakkale savaşında tüm Müslümanlar Osmanlı Devletine yardım için seferber olmuşlardı. Pakistan’ın Lahor Şehrinin en büyük alanında Çanakkale’de savaşan Türklere yardım toplamak için miting düzenlenmektedir. Meydandaki bu muhteşem mitinge kucağındaki yeni doğmuş bebeği ile iştirak eden bir anne, yeni dul kalmış ve verecek bir şeyi de olmadığından eziklik içerisinde kıvranmaktadır. Fakat birden hızlı ve emin adımlarla uzaklaşır oradan. Nihayetinde zengin bir efendinin konağının önünde durur. Kapıyı çalar ve efendi ile görüşmek istediğini söyler hizmetkarlara. Dilenci olduğunu düşünerek almak istemezler bu kadını. Fakat ısrar eder kadın ve çıkarırlar zengin efendinin karşısına. Efendi sorar ne istiyorsun diye.

Cevap verir kadın; "Bebeğimi sana satmak istiyorum."

O devir de hizmetçi olabilecek küçük yaşta çocuklar satılmaktadır. Fakat bu yeni doğmuş bir bebektir. Hangi anne, canından çok sevdiği yavrusunu ve hangi sebeple satmak istemektedir. Zengin efendi sorar ama cevap alamaz kadından. Merak eden efendi çocuğu alır. Parayı verir kadına ve takip etmelerini emreder hizmetkarlarına. Lahor'daki miting meydanına kadar takip ederler kadını. Çocuğunu satarak elde ettiği parayı kuruşuna kadar meydandaki sergiye bırakır kadın. Hizmetkarlar efendiye anlatırlar olayı. Şaşkınlık içerisinde kalan efendi, bulup getirin o kadını der. Bulur, huzuruna getirirler kadını. Efendi ; Sen söylemedin ama ben seni takip ettirdim ve paranı Çanakkale'ye gönderilmek üzere bağışladığını öğrendim. Bunu niçin yaptığını bana anlatmak zorundasın der.

Kadın, efendiye dönerek, işte İslam Kadını bu dedirtecek ve oradakileri yüreğinden vuracak sözleri söyler;

Şimdi sen diyorsun ki ; Çanakkale'ye gönderilecek bir silah için koklamaya doyamadığın yavrunu niye sattın öylemi ? Osmanlı zayıf düştüğünden beridir, yanıbaşımıza kadar gelen İngilizlerin yaptığı zulümler ortada. Bu gün Muhammed İkbal dedi ki ; Eğer Osmanlının son kalesi olan Çanakkale'de geçilirse, Hilafet kalmaz ve iyi bilin ki sıra sizdedir. Eğer İngiliz burayada gelir, namuzumuza el uzanır, bayrak iner, vatan toprağı düşmanın pis çizmeleri altında çiğnenirse, çocuğum olsa ne olur, olmasa ne olur. İşte bu yüzden hiç tereddüt etmeden sattım yavrum. “İngiliz'e Köle Olacağına Size Hizmetkâr Olsun”

işte bizlerde onlar gibi düşünerek tefrikaya düşmemeli,aramıza fitne fesat tohumlarını saçmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz.Cenab-ı Hak Ümmeti Muhammedi tefrikaya düşmekten muhafaza bursun”dedi. “Yağmur”isimli şiirini okuyarak konuşmasını bitirdi.

Mustafa Cihat’ın beğenilen eserlerini seslendirmesini müteakip Alaaddin Camii İmam hatibi Abdullah Ergin’in yapmış olduğu dua ile program sona erdi.