Mehmet Görmez ve öne çıkana takılan çelme
“Yeter” dediler. Çelmeyi en ummadığı yerde attılar. Yola çıkacaksan, önce yanındakilere bakacaksın. Mehmet Görmez’in dışarda zorlandığı bir durum yok; tıpkı Türkiye gibi.
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Celal Kazdağlı'nın Yazısı;
Ne demişlerdi, Ahmet Davutoğlu henüz danışman iken; “komşularla sıfır sorun” dediği zaman?
“Bir üniversite öğretim üyesinin doçentlik tezinin hezeyanları bunlar” diye Türkiye’nin uyguladığı yeni dış politikayı Ahmet Davutoğlu üzerinden itibarsızlaştırmaya kalkmışlardı.
Hedefe Davutoğlu konmuş, “Türkiye neden yüzünü Ortadoğu bataklığına döndürüyor” diye kampanyalar yürütmüşlerdi.
Hakan Fidan MİT Müsteşarı olduğu zaman MOSSAD’ın orkestra şefliğini yürüttüğü bir kampanya başlatılmıştı.
Hakan Fidan için “bizim bilgilerimizi İran’a satar; Ona nasıl güveneceğiz” demişlerdi.
Şimdi “Türkiye ile İran savaşırsa İran’ın yanında oluruz” noktasına geldiler. Hepsi Tahran’ın yanında saf tuttu.
Dün MOSSAD’ın yanında olanların bugün Tahran ile kol kola girmeleri aslında çok şey öğretiyor; “hezeyan” dedikleri türden en az beş doktora tezini hak ediyor.
Bir de Emre Taner’i ve Hakan Fidan’ı tutuklamaya kalkmışlardı 2012 yılının Şubat ayında.
Neden?
Emre Taner, İslam Ülkeleri Ortak İstihbarat Merkezi’ni kurdu diye. MİT, MOSSAD ve CIA’yi bölgede boşa çıkarttığı için.
Bu ülkede kim yüzünü Ortadoğu’ya çevirdi ise çelme takarak devirmeye kalktılar.
Emekli Orgeneral Necdet Özel de nasibini aldı. “Suudi Arabistan’a ilk ziyaret eden Genelkurmay Başkanı” diye sigaya çekmeye kalkıştılar.
Ya Deniz Baykal’a ne demeli?
İlk hedef oydu. Önüne bir kaset koyup, siyasi hayatını bitirmek istediler.
Neden?
1 Mart Tezkeresi’ne karşı çıktığı için.
ABD’nin Türkiye üzerinden Irak’ı işgaline 2003’te hayır diyen Meclis’te başı çeken isimdi Deniz Baykal.
Türkiye o gün rotasını belirledi. Ankara’nın İslam Coğrafyası ile kucaklaşmasının yolu açıldı.
Şimdilerde bir iade-i itibar arayışı olsa da CHP o zaman Baykal’a kurulan tuzağa düştü.
Şimdi hedefte Mehmet Görmez var.
Neden?
Muhteşem işler yaptığı için.
Gazze’ye ilk giden Diyanet İşleri Başkanı’dır Mehmet Görmez. “Seni koruyamayız, can güvenliğin yok” tehditlerine aldırmadan.
Bu bile tek başına yeter hedefe konmaya.
Dahası var.
Mescid-i Aksa’da Cuma Hutbesine çıktı Mehmet Görmez. Üstelik Ürdün Müftülüğünün “hayır” demesine rağmen. Hutbeye çıkacak İmamın “Buyurun Hocam! Siz varken bize düşmez” jestiyle çıktı o Hutbeye Mehmet Görmez. Doğrusu hakkını da verdi. Gönüller başka doydu, gözlere dolan yaş ise çok farklıydı. İnsanların hafızasında ne büyük kıpraşmalar yaşandı, ne büyük köprüler kuruldu geçmişte yaşananlar ile gelecekte hülyası kurulan şeyler arasında.
“Umrenin bir parçasıdır” dedi Mescid-i Aksa için Mehmet Görmez. Müslümanları Kudüs’e çağırdı.
İslam alimleri ile buluştu sıkça...
İran’a gitti... “İslam birdir” dedi. Farklı Mezheplerin bir arada yaşamasının çatışmaya değil zenginliğe kaynaklık etmesini anlattı. Konuşması büyük ilgi gördü.
Ardından Suudi Arabistan’a gitti Mehmet Görmez.
“Yeter” dediler.
Çelmeyi en ummadığı yerde attılar.
Yola çıkacaksan, önce yanındakilere bakacaksın.
Mehmet Görmez’in dışarda zorlandığı bir durum yok; tıpkı Türkiye gibi.
Talimat veren uzaktaysa da, çelme takan hemen yanı başında...
Lakin bilinmelidir; gözünü ufka diken yiğide o çelmeler vız gelir, tırıs gider...
Kaynak: Haber10
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın