Keskin’de Ehli Beyt Sevgisi programları düzenlendi.
Keskin İlçe Müftülüğünce Muharrem ayı dolayısıyla İlçe Merkez ve Köylerinde“ Ehli BeytSevgisi “ programları düzenlendi. İlçe Müftüsü Fazlı Mutlu’nun konuşmacı olarak katıldığı programlaraçok sayıda vatandaş katıldı.
Keskin İlçe Müftülüğünce Muharrem ayı dolayısıyla İlçe Merkez ve Köylerinde“ Ehli BeytSevgisi “ programları düzenlendi. İlçe Müftüsü Fazlı Mutlu’nun konuşmacı olarak katıldığı programlaraçok sayıda vatandaş katıldı.
Programlarda Fazlı Mutlu, ‘Ehli Beyt Sevgisi’ üzerine konferans verdi. MUTLU yapmış olduğu konuşmada; “Ehl-i Beyt, evveliyetle, Peygamber Efendimiz’inâile fertlerini ifâde etmektedir. Bu mânâdaEhl-i Beyt; Rasûl-i Ekrem Efendimiz ve âilesi, Hazret-i Ali, Câfer, Akîl, Abbâs ve âileleridir. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e salât ü selâm getirmek, nasıl bütün mü’minler üzerine bir vecîbe ise, Ehl-i Beyt’e hürmet ve muhabbetle bağlı bulunmak da bütün mü’minlerinvazîfesidir.
İslâm dünyasında Ehl-i Beyt sevgisi, Hz. Peygambere ve ailesine olan vefa borcunun bir gereği sayılmıştır ”diyerek konuşmasına devam eden ve son bölümde Kerbela Olayından Müslümanların çıkaracağı dersleri kısaca özetleyen Sayın MUTLU
“1. Tarihte yaşanmış olayları değerlendirmekten kaçınmak, geçmişe saygıyı güçlendirmekten çok tarihe güvensizliği artırmaktadır. Bu konuda yapılmış ve yapılacak iyi niyetli bilimsel çalışmalar, tarihte yaşanmış acı olayları kaşıma olarak değil, tarihe olan saygının bir gereği olarak algılanmalıdır.
2. Kerbelâ Olayı, günümüz Müslümanlarını ayrıştıran bir unsur değil, Alevî-Sünnî herkesi Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt sevgisinde buluşturan ortak bir matemin adıdır. Öyleyse geçmişe takılıp kalmadan Kur’an, Sünnet ve Ehl-i Beyt çizgisinde birleşip bütünleşmek gerekir.
3. Siyaset toplum idaresi için bir araç değil de çeşitli alanlarda çıkar sağlamaya yönelik bir amaç olarak düşünüldüğünde, kişisel çıkarlar ahlâk kurallarına, adalet duygusuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine tercih edilebilmektedir. Yezid ve onun adına iş yapanların siyaset hırsı bunun açık bir örneğidir.
4. Siyasi konularda karar alırken istişare etmek çok önemlidir. Ancak istişare, Muaviye’nin yaptığı gibi, önceden verilmiş kararı başkalarına onaylatma şeklinde uygulanırsa, sorun çözmeden çok yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olur.
5. Siyasî bir özellik arz eden Kerbelâ Olayı, dinselleştirilmeden soğukkanlılıkla değerlendirilmeli, bu olayı anmaya ve anlamaya yönelik programlar Alevî ve Sünnî Müslümanlar tarafından ortaklaşa düzenlenmelidir.
6. Alevîler ve Sünnîler birbirlerini geçmişten beri süregelen söylenti ve önyargılarla değil, oldukları gibi tanımaya çalışmalıdır.
7. Toplumun Alevî ve Sünnî kesimi arasında karşılıklı iletişim ve işbirliği güçlendirilmeli, düşünce ve yaşantı farklılığı hoşgörüyle karşılanarak birlik ve kardeşlik duyguları korunmalıdır.
8. Henüz Türkler Müslüman değilken gerçekleşen ve bütün Müslümanları üzen Kerbelâ faciasının hesabını bugün görmeye kalkışmanın ve bu olayın gerçekleşmesinde asla sorumluluğu bulunmayan günümüz insanlarını suçluymuş gibi göstermenin kardeşlik duygularını zedelediği bilinmelidir.
9. Yeni nesil, tarihsel olaylardan beslenen şiddet ve nefret kültüründen uzak, birlik ve kardeşlik duygularıyla yetiştirilmelidir. Bu konuda başta anne babalara, öğretmenlere, toplum önderlerine, medya mensuplarına, yöneticilere ve konuya ilgi duyan herkese sorumluluk düşmektedir.” dedi…
Kaynak Dinihaberler.com.tr [ Okunma Sayısı: 177 ]
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın