KANDİLİN ZİYASINDA AYDINLANMAK

Hz. Peygamber(sav)’in kutlu doğuşu ve o’nun hidayet nurunun asrımıza yansıması, karanlık ufuklarımızı sönmeyen kandiliyle aydınlatmaktadır.

Aziz Milletimiz her yıl yeni bir heyecanla Allah'ın bütün insanlığa rahmet elçisi olarak gönderdiği ve peygamberler zincirinin son halkası olan Hazreti Muhammed'in dünyaya gelişini Mevlit Kandili olarak kutlamaktadır.

O’nun (SAV) getirmiş olduğu ilahi mesajı anlama, ortaya koymuş olduğu eşsiz örnek ahlakını özümseme, O'na (AS) duyulan engin ve içten sevgiyi gönüllerden sözlere ve toplumsal bilince aktarma düşüncesiyle asırlardır “Veladet-i Nebî” idrak ediyor

Hz. Muhammed Aleyhi-sselam’ı sevmek ve örnek almak, yalın bir taklit ve sünnetinin belirli şekillere hapsedilmesi değil, sünnetinin ve siretinin bütün yönleriyle tanınması, insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrının güncelleştirilerek hayatımıza yansıtılması, güzel ahlakının ve öğretilerinin davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapılmasıdır.

Peygamber efendimiz dünyaya rol model olarak alınıp insanlığa anlatılmak ve yaşamak için vardır. O’nun (sav) dünyaya gönderilişi sadece saygı duyulmak için değildir. Hz. Rasulullah (as)’in yaptıklarını, güzelliklerini almak, yapmadıklarından, istemediklerinden uzak durmak gerekir. Önemli olan Peygamber efendimizin hayat tarzını anlamaktır.

Hz. Peygamber(SAV’)i en iyi bir biçimde tanıtan Kuran, O’nun hayatını ''yaşanabilir en güzel model'' olarak takdim eder. Kendisinin mutlak örnek alınmasını ister. Peygamber(A:S)'in, ''bizim içimizden bize gelmiş'' (tevbe,9/128) ve ''âlemlere rahmet olarak'' (enbiya,21/107) gönderilmiş bir elçi, bir öncü, rehber olduğunu öncelik ve özellikle nazar-ı dikkatimize verir.

Öyleyse Mevlit Kandili; Hazreti Peygamber'in sunduğu bütün değerleri ve yol gösterici öğütlerini anlama ve bu anlayışla yaşama ve yenilenme zamanıdır. Bu değerleri fark etmek ve onları bir davranış bilincine ve yaşanan bir hayat haline getire bilmek, dindarlığın temel hedefi olması gerekir.

Kâinatı kudret, kemal ve cemalinin büyüklüğüyle böylesine güzel yaratan, bunca nimetleriyle kullarına lütuflarda bulunan Allah Teâlâ, insanlar içinde en seçkin birini onlara rehber ve mükemmel bir örnek yaptı. Böylece ondaki güzelliklerin, öbür insanlara da yansımasını istedi.

İslam'a aykırı davranış ve uygulamaların İslam dünyasını çepeçevre istila ettiği asrımızda Hz. Peygamberin sünnetine uygun yaşamak çok kıymetli, müstesna bir değer ifade eder.

"Peygamber efendimizin sünnetine, küçük bir adabına uymak, önemli bir takvayı ve kuvvetli bir imanı, ona bağlı bir yaşamı getirir. Yemek yeme, su içme ve yatma gibi sıradan bir davranışta bile sünnete uygun hareket edilse, o sevaplı bir ibadet, dini bir hareket halini alır. Çünkü mümin, sıradan bir davranışında bile Hz. Muhammed (s.a. v)’e bağlılığı düşünür ve bu bağlılığın İslami bir edep olduğunu bilir. Hz. Peygamberin dinin sahibi olduğu hatırına getirir. Buradan da, Allah’a yönelir.

İşte, bu sırdan dolayıdır ki, sünnete uygun yaşamayı davranış haline getiren mü’min adetlerini ibadete çevirir, bütün ömrünü kazançlı ve sevaplı yapabilir. Hazret-i Peygamber (SAV)’in doğuşu ve asrımıza yansıması, karanlık ufuklarımızı sönmeyen kandilleriyle aydınlatmaktadır.

Yüce Mevla’dan O’nun manevi şahsiyetinin yirmi birinci asırda yeniden evlerimize doğmasını; aydınlığının, ziyasının annesi Amine’nin evini kuşattığı gibi, yeniden evlerimizi, sokaklarımızı, memleketimizi, sosyal hayatımızı, bütün varlığımızı ihya edecek şekilde çepeçevre sarıp sarmalamasını niyaz ediyorum”

Peygamber efendimizin doğumunun 1441. yıl dönümü olan Mevlit Kandili’ni kutlar, bu gecenin İslam Âleminin birlik ve dirliğine, insanlığın hidayet ve barışına vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ederim."

Necati AKKUŞ / Bilecik İl Müftüsü

Kaynak Dinihaberler.com.tr [ Okunma Sayısı: 96 ]