Evliliğin kutsallığı nereden geliyor?
Aile, evlilik ve akrabalar gibi kavramlar kutsal kavramlardır. Bu kavramları meşru hale getiren ve kutsallaştıran "nikâh" akdidir. Nikâh, aile yuvasının kurulmasını sağlayan, kadın ve erkeğin birlikteliğini yani evliliği meşrulaştıran bir "akit"tir. Nikâh hem hukuki, hem sosyal, hem ahlaki, hem de medeni anlamda ağırlığı olan bir "sözleşme"dir.
Aile, evlilik ve akrabalar gibi kavramlar kutsal kavramlardır. Bu kavramları meşru hale getiren ve kutsallaştıran "nikâh" akdidir. Nikâh, aile yuvasının kurulmasını sağlayan, kadın ve erkeğin birlikteliğini yani evliliği meşrulaştıran bir "akit"tir. Nikâh hem hukuki, hem sosyal, hem ahlaki, hem de medeni anlamda ağırlığı olan bir "sözleşme"dir.
Daha önce yabancı olan iki insanın bir ömür boyu beraberliği, nikâh sayesinde koruma altına alınmaktadır. "Elbiseyle beden" gibi kadın ve erkeği birbirine uyumlu hale getiren nikâh akdidir.
Nesebin sağlamlaştırılması ve dünya dengesinin korunabilmesi için nikâh akdinin yapılması, olmazsa olmaz kurallardan biridir. Hz. Âdem'den (as) beri meşruiyeti süregelen nikâh akdi, bir yönüyle sosyal yaşantı, diğer yönüyle de "ibadet"tir.
Nikâh akdinin meşru olması neye bağlıdır?
Nikâh akdinin meşru olabilmesi için evlenecek eşlerin rızalıkları yanında, ailelerinin rızalıkları da şarttır. Ebeveynin iradeleri olmadan sağlıklı nikâh olmaz. Bu nedenle nikâhta "aleniyet" esastır. Evlenecek eşlerin rızalıkları başta olmak üzere ailelerinin rızalıkları şartı, nikâhı meşru kılmaktadır. Buna göre, özel anlaşmalar, özel ilişkiler ve özel şahıslarla yapılan gizli nikâhların meşruluğu her zaman tartışma konusu olmuştur. Gizliliklerle, şaibelerle yapılan nikâhın hem dini yönden, hem de sağlamlık yönünden sakıncalı olduğunu da belirtmiş olalım.
Kadının ve İnsanlığın Sigortası
Nikâh, hem kadının sigortası, hem de insanoğlunun nesebini belirleyen en önemli kurumdur. Bu kurum sayesinde, karı-koca ilişkileri meşru hale gelmekte, kadının "nafakası", "mehri", "mirası" ve "sosyal hakları" güvence altına alınmaktadır. Diğer yönüyle, zinaya engel olan tek kurum olması hasebiyle de, "toplumsal düzenini" sağlamaktadır. İnsanoğlunun annesi, babası, dedesi, ninesi, amcası, halası, teyzesi, dayısı gibi akrabaları, nikâh sayesinde belli olmakta ve şecereleri ortaya çıkmaktadır. Hulasa, insan neslinin başı ve sonu, nikâh kurumuyla belli olmaktadır. Nikâhın olmadığı yerde nesep de, aile de yoktur. Özetleyecek olursak, nikâh kurumunun ilahî gücü sayesinde, başta kadın olmak üzere, aile kurumu, evlilik müessesesi, toplumlar ve insanlığın şeceresi koruma altına alınmaktadır.
Evlilik için yapılacak ilk iş!
Sağlıklı ve uzun ömürlü bir evlilik için yapılacak ilk iş, "evliliğe karar verme" iradesini ortaya koyabilmektir. Karar vermek, her alanda olduğu gibi, eş seçiminde de önemli bir karar aşamasıdır. Düşünmeden, araştırmadan verilen ani kararlar, çoğu zaman insanın hayatına mal olabilir. Gündeminde evlilik kararı olmayan erkek veya kız, çevresinin ve duygularının etkisinde kalarak evlilik yapmaya kalkıştığında, bunun bedelini ömür boyu ödemek zorunda kalabilir. Bu şekilde yapılan bir evliliğin, tesadüfen mutluluk getirebileceği gibi, mutsuz bir şekilde sonuçlanabilme ihtimali daha fazladır.
Evlilik ihtiyaç mıdır?
Kadın ve erkek için evlilik, bedensel, ruhsal bir ihtiyaçtır, aynı zamanda dinî bir görevdir. Bu ihtiyacı yalnızca cinsel bir ihtiyaç olarak düşünenler, mutluluğu baştan kaybederler.
Çünkü cinsel ihtiyaç, geçici bir duygudur. Bu ihtiyaç giderildikten sonra, eşler ne yapacaklar, geride kalan boş vakitlerini nasıl değerlendirecekler? Amaçları yalnız cinsellik olan eşler, amaçlarına ulaştıktan sonra hayatlarının arta kalan zamanlarını doldurabilmek için olumsuz davranışlar içerisine girebilirler.
Bu bağlamda, "cinsellik amaç değil, araç"tır. Allah'ın insana bahşettiği zevkli bir ihtiyaçtır. Evliliğin içinde, cinsellikle birlikte, sevgi, saygı, paylaşma, hoşgörü, yardımlaşma, tahammül, özveri gibi daha pek çok duygular vardır. Bu duyguların tümünü birleştiğinizde "evlilik" anlam kazanıyor.
Evlilikte öncelikli duygular...
Evlilikte önemli duyguların başında, "uyum ve paylaşma" gelir. Bunun için de evlenecek eşlerin, sorumluluklarını yerine getirebilecek olgunluğa ulaşmaları gerekir. Bir Birey, çevresinde aile ortamında ve toplum içerisinde yanlış ve doğruları ayırt edebilecek kıvama geldiğinde, sosyal ve duygusal olgunluktan söz edebiliriz.
Daha sonra "şahsiyet," "kimlin," "inanç" gibi ergenlik çağının getirdiği "kronolojik olgunluk" ve "kültürel olgunluklar sıralanabilir. Bu olgunlukları daha da çoğaltabiliriz. Sosyal ve duygusal olgunluğa ulaşanlar, zaten birçok olgunlukları da bünyelerinde barındırıyor demektir. Bunların içerisinde, önemli bir olgunluk daha vardır ki, evlenecek herkesi çok yakından ilgilendirmektedir. Bu olgunluk da, ekonomik olgunluktur. Bu konuları ilerleyen yazılarımızda, daha açıklayıcı bir şekilde ele alıp inceleyeceğimizden şimdilik bu kadarla yetinelim.
Nasıl bir evlilik yapmak istiyorsunuz?
Mutlu bir yuva kurabilmek için "önce evlenmeye karar verilmeli" demiştik. Evlenmeye karar verildi ama "nasıl bir evlilik olacak" ona karar verilmedi. Mantık evliliği mi, ticaret evliliği mi, mutluluğa dayalı evlilik mi yapmak istiyorsunuz? Erkek adayın evleneceği hanım, çalışacak mı, ev hanımı mı olacak? Zenginliği, tahsil durumu, giyimi kuşamı nasıl olacak? Aynı şekilde erkek eş adayının "evlilik ve aile" anlayışı nasıldır? Dünya görüşü nedir? "Namus" anlayışı nasıldır? Çocuklarını nasıl yetiştirmek istiyor? Bu gibi özellikler her iki taraf için de belirlenip açığa kavuşmalı.
Evlenmeye karar veren kişi, bütün bunları gündemine alarak plân ve programını yapmalı. Gelişigüzel, ezbere evlilik yapmaya kalkışanlar, hem kendinin hem de eşi olacak insanın hayatı üzerinde kumar oynamaya kalkışmış olurlar.
İsmail Kıllıoğlu Yazdı
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın