Diyanet-Sen İstanbul 4 Nolu Şubeden Örnek Davranış

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
0
Dünya İnsan Hakları adıyla sadece sözde kelimeler arasına sıkıştırılmış bu günleri kutlarken mazlum kardeşlerimizin mülteci olarak denizlere vurduğu, Denizlerin kendileri için bir kurtuluş değil, ölüm olduğu, gerçeğinden yola çıkan Diyanet-Sen İstanbul 4 Nolu Şube, sendikacılıkta örnek bir hareketle farkını ortaya koydu. İstanbul 4 Nolu Şube Mültecilere 75 Ton un gönderdi.

Diyanet-Sen Genel Başkan'ı Mehmet Bayraktutar; İstanbul 4 nolu şubemizin bu duyarlılığı bizi çok etkilemiştir. Anadolu halkının misafir perverliğine en güzel örnek misafir ettiğimiz kardeşlerimizdir. Bunun yanında Anadolu halkının yardım severliği de, bugün gerçekleştirilen bu programdır.

Şube Başkan'ımızın dediği gibi, belki bu paylaştığımız aş, acıları dindirmez ama, en azından yalnız olmadıklarını tekrar kendilerine hatırlatır.

Ortadoğu'da Osmanlı sonrasında gerçekleştirilen tuzaklar 1948 yılından itibaren daha da alçaklaşmıştır. Karış karış Ortadoğu'nun göbeğine oturmaya çalışan Siyonist fikirler, 1923 gerçeğine ulaşamamanın acziyetini yaşamaktadır. Tevrat'ta vaatedilen topraklar Hakkı'nda tanınan sürenin çok az kalmış olması da başlıca bir diğer çırpınış sebepleridir" ifadelerini kullandı.

Öz yurtlarında sürgün edilmenin ne demek olduğunu bizler çok iyi biliriz. Hatırlarsanız Osmanlı'nın yıkılışı ile birlikte, Abdülhamit Han'dan bize emanet kalan valide sultanları dönemin hükümetleri sürgününe sessiz kalmış, validelerimiz yıllarca Fransız bulaşık hanelerinde kafirlerin çanaklarını yıkamışlardır. Bu hareket belki sizlere masum gelebilir, fakat itibarsızlaştırma işte tam bu anda başlar, 600 yıl dünyayı dize getirenlere biz şimdi bulaşıklarımızı yıkatırız demeleri de büyük bir kinin, öfkenin, öç almanın ürünüdür.

Yıllarca vatan hasretliği yaşatılan bu kişilerin kendi vatanlarına dönmesini sağlayan dönemin Başbakan'ını itibarsızlaştırma, iç çamaşırları ile resimlerini çekip medyaya servis etme de, içeride ki satılmış zihinlerin tecrididir.

Bugün Ortadoğu da oynanan oyun, yıllarca bizlere oynanmaya çalışılmış, er ya da geç Müslümanın galip geldiği bir süreç halini almıştır. Müslümana pranga vurulamayacağını anlayacakları günler yakındır. İslam’ın muhacirliğini yaparken köle adisdasları ehlileştiren, lokma aşını paylaşan, vicdan ve merhamet sahibi yüce Allah'tır. Bu anlamlı programların devamını diğer şubelerimizden de hassaten bekliyorum.

Diyanet-Sen İstanbul 4 nolu şubemizin bu örnek hareketi bizi motive etmiş. Kahır çekenlere nefes olmaya çalışan birilerinin olduğunu hatırlatmıştır.

Özellikle Kartal Un Fabrikası sahibi Celalettin Satoğlu ve Genel Müdür şefi Şerif Görmez'e huzurunuzda ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Bu örnek davranışlar şubelerimize, Türkiye'deki esnaflarımıza umarım bir ufuk gösterir.

Gönlü zengin olan Anadolu insanının, ana kucağını bütün mazlumlara her zaman açacağı muhakkaktır. Bunun en büyük kanıtı da bugünkü bu 75 Ton un yardımıdır. Daha öncesinde diğer şubelerimizin yardım çağrıları ses getirmiş, Memur-Sen'in mazluma ses olan tavrını bağlı sendikaları olarak hep birlikte sırtlandığımız, sırtlanacağımız muhakkaktır.

Bu ülkede Celalettin Satoğlu gibi insanlar var olduğu müddetçe, Memur-Sen ve Diyanet-Sen olduğu müddetçe, mazluma ses olacağız inşallah.

Suriye’ye 75 ton Un yükleme töreninde konuşan Kumaş; ‘Aşımızı bölüşmek belki yetmez ama, bu tavrımız umarım bir uyanış hareketi olur’ dedi.

Kumaş; ‘Bu yardımlar belki kardeşlerimizin acılarını dindirmeyecek. Belki kardeşlerimizin yaşadığı acılara çözüm olmayacak, ama bizim onları asla aklımızdan çıkarmadığımızın nişanı olacak.

 

Bizler bu yardımlarla bir uyanış hareketini simgeliyoruz.

Toplumun değer yargılarını hissizleştirmeye çalışan, dünyayı kendi istek ve hevesleri uğruna tanzim etmeye çalışan, kendi ülkelerinden kilometrelerce uzaklara, Ortadoğu’ya gelip, meydanları kan gölüne çevirmek isteyen kirli zihinlere buradan sesleniyoruz; Müslümanların üzerindeki oyunlarınıza artık son verin. Atılan füzelere karşılık, ellerindeki taşlarla karşı koymaya çalışan mazlum kardeşlerimizden uzak durun’ dedi.

 

Kardeşlerimizi yalnız bırakmayız

Diyanet-Sen İstanbul 4 Nolu Şube Başkanı Kumaş; ‘Bizler aşımızı kardeşlerimizle paylaşmaktan onur duyarız. Bizler evlerimizi, yurdumuzu kardeşlerimize açmaktan gurur duyarız. Fakat kirli oyunlarla Ortadoğu’yu kendince tanzim etmeye çalışan emperyalist, Siyonist fikirlerin kendi tuzaklarında er ya da geç boğulacaklarını biliyoruz. Biz Türkiye olarak, Türkiye’nin en büyük konfederasyonu olarak, Dünya’nın en büyük Din görevlileri sendikası olarak kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacağımızı tekrar ilan ediyoruz.

Mursiler Esmalar ölmekten asla korkmaz!

Mazlum coğrafyalarda Mursiler, Esmalar ölmekten asla korkmaz, onlar için ölüm tekrar uyanıştır. Öldürme gayesi ile Müslümana hiç muamelesi yapmaya çalışan, bu kirli zihinlerle birlikte hareket eden, kimliğinde Müslüman yazıp, Müslümanı kafirin kucağına iten , kimlikte Müslüman, yaşamda kafirce tavır takınanları buradan kınıyoruz.

Kâfirin ateşine odun taşıyanlar hep son odun olmuştur

Geçmişten bu güne kafirin ateşine odun taşıyanların sonu, yine odun olmalarıdır. Buradan yanlış yolda olan o insanlara sesleniyorum; Sizler vatanlarınıza, dininize ihanet ederken, aynı zamanda kendi değerlerinizi de hiçleştiriyorsunuz. Sizler kafirin ateşine odun olmaktan kurtulamayacaksınız. Bugün öz yurtlarında parya muamelesi ile muhacir olan kardeşlerimizin müsebbibi sizlersiniz.

Tek Dünya Ülkesi Türkiye

Kardeşlerimize kucağını açan, aşını bölüşen tek dünya ülkesi yine Türkiye olmuştur. Bugün medeniyet coğrafyasında yaşanan medeniyetsizliklere cevabı yine Türkiye vermiştir. Kafirler ve İş birlikçileri yüzünden, Muhacir olup öz vatanlarından ayrılan, bir çatıları olmayan, çadırlarda çocuklarının ellerini, avuçlarıyla ısıtmaya çalışan bu annelerin kahrı size yeter. Sokaklara terk edilen, tek suçları Müslüman olup, bugün sokakları kendilerine ev edinen, vatan kavramını geçmişlerinden gelen bir değer olarak, sadece hasretlikle yad eden, mazlum insanların çaresiz dualarındaki haykırışlar size yeter. Anasız-Babasız bırakılan, evlatlarından koparılan, zorunlu ayrılığı tadanların acıları size yeter.

Sultanbeyli İHH Temsilcisi Hüseyin Sürmeneli; mülteciler için İHH olarak düzenlenen etkinlikler tabi ki bizi onurlandırmaktadır.28 Şubat döneminin en anlamlı üniversitesi olan İstanbul Üniversitesinde Dünya İnsan Hakları Günü Perspektifinde Mültecilik’ konulu seminerimiz akademik manada bir diğer çırpınış arayışımız olmuştur. Mazlumun her zaman yanında olmaya çalışan İHH denizlere vuran çocukları, şavaşın ortasında bırakılan anneleri ve evlatlarını sahiplenmeye devam edecektir.

Bugün açlığın anlatılmaz bir duygu olduğunu bilmemiz açısından önemli bir programda bulunuyoruz. Sabahtan akşama kadar açlıkla adeta imtihan olan mazlum coğrafyalarına sofralarımıza davet ettiğimiz gibi, manevi anlamlar yükleyen mesajımızı da hissetmelerini sağlıyoruz.

Anahtar Kelimeler:

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
İzlenmesi gereken filmlerÖnceki Haber

İzlenmesi gereken filmler

Her Gün Bir Ayet Bir HadisSonraki Haber

Her Gün Bir Ayet Bir Hadis

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!