Din Gönüllüsü dertlidir ve Din Hizmetinde ciddiyet esastır
DİN GÖNÜLLÜSÜ DEVLET MEMURU DEĞİLDİR. Memurluk mecburiyettir ama biz gönüllüce kul olanların, gönüllüce yaptıkları kulluk adına bu görevi yürütüyoruz. Aksi durumda yaptığımız ibadetler de makbuliyet noktasında yara alır.
Allah Rasül’ü (S.A.V) adına bu makamı işgal ediyoruz. Gördüğümüz hürmeti onun adına görüyoruz. O Rasül’ü incitecek, onun sünnetine muhalif bir davranış içerisinde olmamamız beklenir bizden.
Din gönüllüsü devlet memuru değildir. Devletin bize atfettiği memurluk makamından değil, Kur’an’ın şerefinden gelir makamımızın şerefi ve saygınlığı, Vahyin merhametli dokunuşu sayesindedir itibarımız. Kur’an olmasaydı ne sözü dinlenen adam olurduk ne de dinlemeye değer sözlerimiz olurdu. Kur’an’ın hatırını kıran, inciten, onu insanlara ulaştırma sevdasından uzaklaştıran bir tavır içerisinde olmamamız beklenir bizden.
Din gönüllüsü hesabî değil hasbî düşüncelerle Din Hizmetini sürdürmeli. yani dünyevi birtakım çıkar ve menfaatleri temin etme yerine kalıcı dünyası için yorulmayı tercih etmelidir.
Din gönüllüsü devlet memuru değildir. devlet memurluğu dünya işidir. Biz ebedi meyveler veren sonsuz ödülleri olan bir işteyiz. Kul olduğumuz için yapıyoruz vazifemizi. Allah’ın Memuru olma onuru ile insanımıza din hizmeti götürüyoruz.
Din Gönüllüsü dertlidir. Derdi öncelikle Ümmet-i Muhammedin dertleridir, sonra da mesul olduğu köy veya mahallenin derdidir. Çevresinden sorumludur. Tıpkı Hz. Ömer (RA) gibi. O :
“Kenar-ı Dicle’de bir kurt kapsa koyunu,
Gelir de adl-i İlahi Ömer’den sorar onu”
diyordu ve bu sorumluluğu iliklerine kadar hissediyordu. Eğer bizim Müslümanlığımız ve mesleki fonksiyonumuz, cemiyetimizin bütün dert ve davalarını omuzlarımızda hissetmemizi sağlıyorsa vazife ve mesuliyet şuuruna ermişiz demektir.
Din Hizmetinde ciddiyet esastır. Samimiyetsizlik, ciddiyetsizlik her türlü insani kıymetin düşmanıdır ve hiçbir suretle bağışlanamayacak hallerdir. Müslümanlara örnek olması gereken Din Gönüllüsü sözlerine ve hareketlerine çok dikkat etmeli. Başıboş, pervasız hareket, ilkesizlik zaten Müslümanlığın lügatinde yoktur. Bizden beklenen nitelikli, ihlaslı, söz ve fiilleri birbirine uyumlu ve özellikle sorumlu olduğu alanda hassas olmaktır.
Ülkemizin her köşesinde, doğumdan ölüme kadar halkımıza hizmet verdiğimiz kurumumuz, bizden hassasiyet beklemekte; hitap ettiğimiz kitle ayrıca hizmet beklemekte. Sorumluluğumuz diğer meslek gruplarından iki katı daha fazlayken ve mesleğimiz hassasken bu iş hata kaldırmamaktadır. Yapılan her hata, din-i islam’a atfedilmekle beraber cemaat kaybına da neden olmaktadır. Bununla birlikte, bizlerden her gün umut bekleyen heyecan bekleyen bir de topluluğumuz var
Göreve atandığımızdaki ilk günki hassasiyet ve heyecanı taşıyabilen; Peygamber Kürsüsünde ashab-ı güzin heyecanı yaşayıp yansıtabilen ve kendini yenileyen din gönüllüsü olabilmek dileğiyle...
Sezai ERDAL
Payas İlçe Müftüsü
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın