DYİM Mezunu Vaizlerin Başkanlıktan Beklentileri
Dini Yüksek İhtisas Merkezi Mezunu Vaizler Diyanet İşleri Başkanlığından Beklentilerini dile getirdiler. Diyanet İşleri Başkanlığından Beklentilerini dile getirdiler.
DİNİ YÜKSEK İHTİSAS MERKEZİ MEZUNU VAİZLERİN BAŞKANLIĞIMIZDAN BEKLENTİLERİ
Yetkililerce her fırsatta, “Kurumumuzun Gözbebeği” diye nitelendirilen Dini Yüksek İhtisas Merkezi (DYİM) Mezunlarının, bu konumunun söylemde kalması, problemlerin yıllardır hep dile getirildiği halde, çözüm yolunda herhangi bir adım atılmaması, ilgili personele her defasında hayal kırıklığı yaşatmaktadır. Problem ve beklentilerimizin bir kısmını bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Mezunlar, Dini Yüksek İhtisas Merkezi (DYİM) eğitimi almanın, “teşkilatımızda herhangi bir değer ifade etmediği” algısına sahiptirler. Fazla iddialı bir cümle mi oldu yoksa? Hayır, hayır, inanın ki DYİM mezunları böyle düşünüyor. Neden mi? Yaşadığımız süreci kısaca anlatalım, haklı olduğumuzu göreceksiniz.
DYİM eğitimi almak için tabi tutulduğumuz giriş sınavından itibaren, 30, 33 ve en son haliyle 36 aylık eğitim süresince alınan eğitimin kıymet ve ağırlığını en iyi bilenler, Başkanlığımız yetkilileri, İhtisas Merkezlerinde görev yapan hocalarımız ve o eğitimi alan kursiyerlerle onların aile fertleridir.
Eğitim merkezindeki günlük yoğun ders programı sonrası, evlerde yine her gün, gece geç saatlere kadar, ayrıca herkesin dinlenip eğlendiği hafta sonlarında ders gruplarının kendi aralarında devam eden çalışmaları, bunun doğal sonucu olarak aile fertlerinin ihmali ile oluşan aile problemleri, ayrıca, her üç ayda bir tekrarlanan ve 7-8 ders için ayrı ayrı uygulanan dönem (sırat) geçme veya kalma (Gayyaya yuvarlanma) sınavları esnasınca sürekli yaşanan stresler, bunalımlar, psikolojik travmalar… (Sırat ve Gayya tabirleri elbette bir teşbih, ancak, gerçekte de eğitime devam mı tamam mı sorusunun cevabını oluşturmaktadır.)
Nihayet, beden ve ruh sağlığından geriye salimen kalan taraflarımızla, mezun olmanın sevincini yaşayacakken karşılaşılan hayal kırıklıkları bu kanaatin oluşmasına büyük etki yapmıştır. Mesela, şu anda vazgeçilmiş olsa da ihtisas mezunlarına bir dönem uygulanan, eğitimden önceki göreve ve aynı görev yerine iade ediliş… Ardından, vaiz olabilmek için Vaizlik Yeterlik Sınavı, ayrıca bir de Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı’na tabi tutulma…
En son olarak da, halen devam etmekte olan uygulamalar: DYİM eğitimi alan vaizlerle, bu eğitimi almadan vaiz olmuş olan arkadaşlarımız arasında özlük hakları veya kariyer olarak herhangi bir fark gözetilmemesi, hayal kırıklığına yol açan önemli bir husustur. (İhtisas eğitimi almadan vaiz olmuş olan arkadaşlarımız lütfen alınganlık göstermesinler. Onlara bir sözümüz yok, neticede gerekli sınavı geçerek bir hak elde etmişlerdir. Biz onun derdinde değiliz. Sadece aldığımız ihtisas eğitiminin hak ve hatırının yasal olarak gözetilmesini istiyoruz.)
Bu hususu biraz açacak olursak: Mevcut mevzuata göre, DYİM eğitimi almadıkları halde halen uzman veya başvaiz kariyerlerine hak kazanmış vaiz arkadaşlarımız var. Ve DYİM eğitimini aldığı halde 6 yıl vaizlik yapmadığı için, sade vaiz unvanıyla çalışmaya mahkum edilen arkadaşlarımız mevcuttur. Bu yaman bir çelişki değil midir?
DYİM kursiyerinin eğitimi süresince, vaizliğe devam eden arkadaşlarımız, görevlerinde kıdem elde ederken, kursiyerlerin eğitimde geçirdiği süre bu anlamda hiç bir karşılığı olmayan kuru emek olarak kalıyor.
Bu izaha şunu da eklemek isteriz. İhtisas eğitimini almış herhangi bir personel, İlçe Müftülüğü sınavına katılabilirken, (vaizlikte 6 yıl kıdem şartı sebebiyle) Uzman vaizlik sınavına katılamıyor. Bu da bir yaman çelişki olarak görünüyor.
Bu mağduriyetin giderilmesi için, teşkilatımız yetkililerine şunu öneriyoruz:
Dini Yüksek İhtisas Merkezi’ne giriş sınavı Vaizlik sınavı olarak; mezuniyet sınavı da Uzman Vaizlik sınavı olarak değerlendirilsin. Yani, DYİM giriş sınavını geçen görevli, aynı anda vaizliği kazanmış olsun, bu eğitimi başarıyla tamamlamış olanlar da Uzman Vaiz olarak göreve devam etsin. Uzman vaizlikte Altı yılını dolduranlar ise baş vaiz olarak değerlendirilsin. Böylece, eğitim süresi kıdeme dahil edilmiş olacağı gibi, alınan eğitime de bir değer atfedildiği ortaya konmuş olacaktır.
Lütfen, emeğin ne demek olduğunu en iyi bilen, eğitim süresi boyunca çektiğimizi çekmiş hocalarımız olarak, emeğimizin zayi olmasına, hayal ve heyecanlarımızın kırılmasına, umutlarımızın sönmesine razı olmayın, göz yummayın.
Mustafa Sarıcaoğlu / DiniHaberler.com.tr
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın