Bir FETÖ'cünün pişmanlık mektubu: Yeter artık, hainlikten bıktık

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Bir FETÖ'cünün pişmanlık mektubu: Yeter artık, hainlikten bıktık
Türkiye yazarı Fuat Uğur, 15 Temmuz sonrasında yurt dışına kaçan bir FETÖ’cünün gönderdiği mektubu köşesine taşıdı.

Türkiye yazarı Fuat Uğur, 15 Temmuz sonrasında yurt dışına kaçan bir FETÖ’cünün gönderdiği mektubu köşesinden okurlarıyla paylaştı.

Fuat Uğur bu mektubun kendisine gazeteci yazar Selim Çorakçı tarafından iletildiğini belirtirken “Yeter artık, hainlikten bıktık” diye başlayan bu mektup yurt dışındakiler için bir ibret vesikası olduğunu vurguladı.

İşte Fuat Uğur'un bugünkü yazısından bir bölüm:

Bir FETÖ’cünün pişmanlık mektubu

Örgüt içinde üst düzey yöneticilik ve imamlık yapan, 15 Temmuz sonrasında yurt dışına kaçan bir FETÖ’cünün gönderdiği ve “Yeter artık, hainlikten bıktık” diye başlayan bu mektup yurt dışındakiler için bir ibret vesikası. Aslında akıllarını başlarına toplayıp Türkiye’ye gelerek teslim olmaları için mühim bir ipucu.

“Büyük bir travma yaşıyorum. Kafayı yemek üzereyim” diye başlıyor mektup ve şöyle devam ediyor:

YETER ARTIK, HAİNLİKTEN BIKTIK

“Vatanım için hayatımı ortaya koyan ben, vatan haini damgasını yemiş vaziyette yurt dışında kaçak yaşıyorum. Çocuklarım perişan. Devletten ihraç edildikleri için işsizler. Biri tutuklu, biri pazarlarda iç çamaşırı satarak, biri de inşaatlarda çalışarak geçimini sağlıyor. Halbuki üçünü de okuttum, büyüttüm. Dinlerine, vatanlarına, milletlerine hayırlı birer evlat olarak yetiştirmek için âdeta kendimi paraladım. Sonuç ortada. Kafayı yemek üzereyim. Bu travmayı nasıl atlatacağım bilmiyorum.

Kimse de bilmiyor.

Yıllarca “Hizmet” dedik ve maddi manevi her şeyimizi ortaya koyduk.

Gayemiz ülkemize, milletimize, hayırlı evlatlar, “Altın Nesil” yetiştirmekti. Model olarak Sahabeleri almıştık.

PRENSİPLER TEK TEK ÇİĞNENDİ

Bunun için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduk ve yaptık.

Hizmet alabildiğine büyüdü. Artık herkesin parmakla gösterdiği bir noktaya gelmiştik. Ancak hizmet büyüdükçe başta hizmet için konulan prensipler bir bir çiğnenmeye başladı. Eskiden kadınların okumasının bile caiz olmadığı söylenmişti bize. Sonra ihtiyaç var dendi ve kızlarımızı da okuttuk. Eskiden bankalara girilmez deniyordu. Hatta çok galiz ifadeler kullanılıyordu bankalarla iş yapanlar. Sonra hizmet tebliğ vazifesini bırakıp banka kurdu.

Bunda da bir hikmet var dedik. Yurt dışı açılımlar oldu. İlk gidenlerden olduk. Ama gittiğimiz ülkelerde âdeta bukalemun gibi olduk.

Niye?

HİZMET İLERLESİN DİYE HER TÜRLÜ HARAMI İŞLEDİK!

“Yeter ki hizmet ilerlesin” deyip her türlü haramı işlemeye başladık. Bunun hikmetini abilerimize sorduğumuzda, 'Hizmet için her şey caizdir. Savaştayız, hedefe gitmek için bu tür yolları kullanmak cihattır' denildi. Buna da olur dedik.

AK Parti iktidara gelince hizmet altın yıllarını yaşamaya başladı. Öyle ki ne istedikse devlet verdi. Arsa verdi, okul verdi, kadro verdi. Verdi de verdi.

Biz de AK Parti’nin açtığı gediklerden içeri girerek devletin en gizli birimlerinde kadrolaştık. Bazı kurumlarda tamamıyla biz vardık. Diğer İslami cemaatlere bile yer vermiyorduk.

Ne olduysa birdenbire AK Parti’ye düşman kesildik. Sebep ne? AK Parti dershanelerimizi kapatacakmış.

28 Şubat'ta bütün okullarımızı Çevik Bir'e teslim etmeye hazır hizmet hareketi neden dershaneleri devlete teslime hazırız demedi?

Bunda biraz da hizmetin güç ve iktidar vehmine kapılmasının payı vardı şüphesiz. Esas pay da içimize sızmış değişik istihbarat örgütlerinin elemanlarıydı.

AK PARTİ BİRDEN DÜŞMANIMIZ OLDU

Yıllarca beraber yürüdüğümüz, her işimizi beraber yürüttüğümüz AK Parti ve Erdoğan birdenbire düşmanımız oldu. Hizmet hareketini her yönüyle destekleyen Erdoğan ise birdenbire Nemrut, Firavun, diktatör vs. oldu.

Kimdi bizim suyumuza bu zehri katan? Biz 'Hoca Efendi'yi her şeyi bilir bildiğimiz için verilen her kararın arkasında bile bir hikmet aradık.

17/25 Aralık tarihinde hizmetin elemanları tarafından yapılan yolsuzluk operasyonları hepimizi şaşırttı. Neden 2009 yılından beri takip edilen bakan çocuklarının dosyaları 2013 yılının sonuna kadar bekletildi?

ADIMIZ KASETÇİYE ÇIKTI

MİT müsteşarını tutuklamak ne demek? MİT tırlarını durdurmak ne demek? Yüzbinlerce insanın telefonlarını dinlemek ne demek?

Ya siyasiler hakkındaki kasetler? Adımız kasetçi cemaate çıktı âdeta.

Ama hepsine, 'Hoca Efendinin bir bildiği vardır' dedik ve hizmeti sürdürdük.

Ama 15 Temmuz tam anlamıyla bir yıkım oldu bizim için.

Ne demek darbeye girişmek?

Hani bir vatanımız milletimiz için canımızı veriyorduk.

Hani yaşatma sevdası uğruna yaşama sevdasından vazgeçen yiğitlerdik

Hani vatan bizim için kutsaldı?

Millet necip milletti?

Ne yaptık?

Karıncayı bile ezmez ahlakıyla yetiştirdiğimiz askerimiz, polisimiz 15 Temmuz’da milletimize, vatanımıza kurşun sıktı.

BİRİLERİ HOCA EFENDİ’YE DUR DEMELİ

Artık bu durumu ne ile izah edebilirdik ki?

Yıllarca hizmetin değişik birimlerinde yöneticilik, imamlık yaptığımız için yurt dışına kaçmak zorunda kaldık. Kaçmasak tutuklanacaktık.

Ancak yurt dışına kaçtığımızda daha korkunç bir manzarayla karşılaştık.

Yurt dışındaki bütün hizmet insanları Türkiye’ye âdeta düşman olmuştu.

Yıllarca Batılılar, Batılılar dediğimiz insanlarla, istihbarat örgütleriyle iş birliği yapıp ülkemizin aleyhinde çalışmamız isteniyordu.

Bu kadarı da fazlaydı artık.

Buna yeter demenin zamanı geldi de geçiyor bile.

Allah aşkına birileri 'Hoca Efendi'ye dur demeli.

Hayatımızı vatana adayan bizler artık vatana ihanetle suçlanır olduk. Sebep olan da biziz maalesef.

Keşke bütün dershaneler devletimize feda olsun deseydik te bu tezgâha düşmeseydik?

ABİLERİN BİR ELİ YAĞDA BİR ELİ BALDA CASUSLUK YAPIYOR

Yeter artık!

Madem yüz binlerce insanımız cezaevlerine girdi, başta 'Hoca Efendi' olmak üzere hepimiz Türkiye’ye dönüp cezaevlerine girmeliyiz diye düşünüyorum.

Ne zamana kadar vatan haini damgasıyla yaşayacağız.

Yaşadığımız tam anlamıyla bizde travma meydana getirdi.

Cebini dolduran hizmetteki abiler yurt dışında bir eli yağda bir eli balda; bulundukları ülkelere casusluk yaparak yaşamını sürdürüyor.

Ya alt kesim?

Resmen sürünüyor.

40 YILLIK HİZMETİMİZ RESMEN ÇÖKTÜ

Yeter artık bu ihanetimiz.

Kusura bakmayın ama ben gidip teslim olacağım. Hiç olmazsa suçumu çeker çıkarım da vatan haini olmaktan kurtulurum.

Allah bizi affetsin. Allah günahlarımızı affetsin. Allah hizmetin başındaki abilere şuur versin.

Biraz mertlik varsa hepiniz gidip Türkiye’de teslim olsun. Cezası olan çeksin kurtulsun.

Hep birden vatansız olduk. Hayallerimiz söndü. 40 yıllık hizmetimiz resmen çöktü.

Hani biz 'muhabbet fedaisi'ydik. Husumete vaktimiz yoktu? Ne oldu da birer zombiye dönüştük?

ÜLKEMİZDEKİ CEZAEVİ YURT DIŞINDA HAİN OLMAKTAN DAHA ŞEREFLİDİR

Bu noktaya gelinmesinde suçlu kim? Niye başta 'Hoca Efendi' olmak üzere bunun muhasebesini yapmaz?

Artık çoğu kişi benim gibi isyan ediyor ama ya maddi ya da başka sebeplerden dolayı kendini açığa çıkaramıyor.

Ben artık bittim. Gidip ülkemin cezaevinde yatacağım. Çünkü ülkemin cezaevi bile yurt dışında vatan haini olarak en güzel şekilde yaşamaktan daha şereflidir diye düşünüyorum.

Allah başta beni ve hizmetin başındakileri affetsin.

Binlerce yüz binlerce insanın hayatını mahvettik. Belki de ahiretini de mahvettik.

Yeter artık, bitsin bu vatan hainliğimiz.

Bitsin bu ülke düşmanlığımız.

Korkarım bu gidiş bizi tepe üstü cehenneme sürükleyecek.

Ey şakirtler! Gelin hep birlikte iyi bir muhasebe yapalım da nerede yanlış yaptık tespit edelim.

Malum Allah’ımız buyuruyor ki: 'Başınıza gelen musibetler ellerinizle işlediklerinizden dolayıdır.'

Biz ne günah işledik de alnı secdeye gelen insanlar bize zulmetmeye başladı?

Biz ne günah işledik de vatan haini konumuna düştük?

Gelin Allah rızası için aklımızı başımıza alıp iyi bir muhasebemizi yapalım.

Allah aşkına yeter artık!..”

Bu mektup, daha önce FETÖ’cü İhsan Yılmaz’ın örgüt içi eleştirilerini bana ileten gazeteci ve yazar Selim Çoraklı’dan geldi. Aslında FETÖ daha "cemaat" olarak anılıyorken 16 yıl bilfiil onlarla birlikte olan ama 1999 yılında ayrılarak bu örgütle mücadeleye girişen Selim Çoraklı’nın hikâyesi ise bir başka yazı konusu. Onu da yazacağım. Hem de nasıl bu mücadelesinde yalnız bırakılıp sahip çıkılmadığını da...


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, 20 bin öğretmen atanacakÖnceki Haber

Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, 20 bin öğret...

Yeni Bayan İl Müftü Yardımcıları Belli OlduSonraki Haber

Yeni Bayan İl Müftü Yardımcıları Belli O...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!