Robert Kolejinden Boğaziçi Üniversitesine kimlik ve kültür
MEDYA110 yıla yakın bir süre ‘eğitim ve kültür’ alanındaki çalışmalarını devam ettiren Robert Koleji, Amerikan emperyalizmince, 1971-72’lerde bir üniversite statüsünde olması şartıyla Türkiye’ye devredilmişti.
Selahaddin E. Çakırgil bugünkü köşe yazısında Amerika emperyalizmi tarafından kurulan Robert Kolejinden Boğaziçi Üniversitesine dönüşümün hikayesini yazdı:
Ahlâkî sapkınlıklarıyla şöhret kazanan birkaç harfli örgütler başta olmak üzere, Avrupa ve ABD merkezlerinden verilen işaretlerle yeni bir ‘Gezi Hadiseleri’ tezgâhlamak rüyasına yatan odakların, kanûnî şartları haiz bir akademisyenin ‘rektör’ olarak tâyinine itiraz etmek gerekçesiyle başlattıkları gösteriler sosyo-politik gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Bu noktada, ısrarla söylenen laf olarak, ‘Boğaziçi Kültür ve Kimliği’ne sıkça vurgu yapılıyor. Bu ise, gerçekte, diğer üniversitelere karşı bir üstünlük taslayıştan başka bir davranış değil..
Bu tavır, B. Amerika’da son Başkanlık seçimi sırasında ortaya çıkan ‘beyaz üstünlükçü’ hareketin bir kopyası..
*
‘Boğaziçi’ Değil, ‘Robert College’ Kimlik ve Kültürü
Ahlâkî sapkınlıklarıyla şöhret kazanan birkaç harfli örgütler başta olmak üzere, Avrupa ve ABD merkezlerinden verilen işaretlerle yeni bir ‘Gezi Hadiseleri’ tezgâhlamak rüyasına yatan odakların, kanûnî şartları haiz bir akademisyenin ‘rektör’ olarak tâyinine itiraz etmek gerekçesiyle başlattıkları gösteriler sosyo-politik gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Bu noktada, ısrarla söylenen laf olarak, ‘Boğaziçi Kültür ve Kimliği’ne sıkça vurgu yapılıyor. Bu ise, gerçekte, diğer üniversitelere karşı bir üstünlük taslayıştan başka bir davranış değil..
Bu tavır, B. Amerika’da son Başkanlık seçimi sırasında ortaya çıkan ‘beyaz üstünlükçü’ hareketin bir kopyası..
*
Bu ‘Boğaziçi Kültür ve Kimliği’ lafının aslının ne olduğunu bu göstericiler ya bilmiyorlar; biliyorlarsa, başkalarının bilmediğini sanıyorlar. O mekânın ne olduğunu gençlik yıllarımızda, taa 1962’lerde (merhûm) Nureddin Topçu’nun yazılarından öğrenmiştik.
Şöyle ki: onun bir makalesinde yazdığına göre -özetle-,1860’larda, İstanbul’un caddelerini modern imkânlara göre yeniden tanzim etmesi için -sanki bu düzenlemeyi kendiliğimizden yapamayızmış gibi- Amerika’dan getirilen CyrusHamlin isimli bir mühendis, Rumeli Hisarı sırtlarında dolaşırken,‘Fatih Sultan Mehmed, Bizans’ı bu tepelerden fethetmiş, ben de bu ülkeyi yine bu tepelerden fethedeceğim..’ diyerek burada bir ‘mekteb’ kurmaya karar vermiş ve amma, kimse arazi vermeyince, Sultan Abdulaziz zamanında, Sadrâzam Ahmed Vefik Paşa, o civarda bulunan kendi arazisini hibe etmişti, bu ‘hayırlı’(!?) iş için..
Evet, Amerikan sermayeli, ‘kültürel’ kamuflajlı bir misyonerlik merkezi olarak ‘Robert Kolej’ böyle tesis edilmişti..
Ancak, bu mektebden rahatsız olan Sultan 2. Abdulhamîd, Ahmed Vefik Paşa ölünce, onu Robert Kolej’in duvarlarının dibine defnettirmişti; ‘Taa Kıyâmet’e kadar, burada çan sesleri altında uyusun!’ diye..
*
Hatırlanacağı üzere, bu ‘Robert Kolej’den niceleri yetişmişti. En ünlülerden birisi de Bülent Ecevit idi. Nitekim, Meclis’te, ‘Bu milletin temel meselelerini Robert Kolej’de çan sesleri arasında, papazların okuduğu çorbaları kaşıklayarak yetişmiş olanlar anlayamaz!’ denildiğinde ona laf atıldığı ileri sürülmüştü.
110 yıla yakın bir süre ‘eğitim ve kültür’ alanındaki çalışmalarını devam ettiren bu kurum, Amerikan emperyalizmince, 1971-72’lerde Robert Kolej’in bir üniversite statüsünde olması şartıyla Türkiye’ye devredilmişti.
Bugün, ‘Boğaziçi Üniversitesi’ olarak anılan eğitim kurumu, evet işte, 1860’larda Cyrus Hamlin’in hangi niyetlerle tesis ettiğinin ipuçlarını yukarıda zikrettiğimiz Robert Kolej’dir.
Ve bugün, oradaki birçok öğrencinin, aralarına karışan anarşist ruhlu, örgütlü küçük ideolojik grupların peşine takılarak ve ‘Boğaziçi kültürü ve kimliği’ diye yaldızlanan, gerçekte ‘Robert College’ kültür ve kimliği’dir.
*
Daha da ilgi çekici olan şu ki, 7 Şubat akşamı, bir özel Tv. kanalında, bir bn. gazeteci, Robert Kolej, Türkiye’ye bırakılırken, şartnâmede, ‘Üniversite dışında başka maksadlarla kullanılmak istenmesi durumunda, Amerika’nın bu kuruma el koyma hakkı bulunduğu’nu iddia ederek, şimdi o şartın gerçekleşmekte olduğunu imâ ve Amerika’ya ‘gel-gel’ diye işmar ediyordu.
STAR
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…