Öğretmenlerin alın teri kurudu
STKEğitim-Bir-Sen’in Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “Sınavlarda görev alan öğretmenlerin alın teri kurudu, hak ettikleri ücretler 4,5 ay geçmesine rağmen hâlâ kendilerine ödenmedi” dedi.
DiniHaberler.com.tr: Hükümete yakınlığı ile bilinen Eğitim-Bir-Sen’in Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “Sınav görev ücretleri konusundaki adaletsizliği ortadan kaldıran toplu sözleşme kazanımı ortadayken, Açık Öğretim Lisesi/Ortaokulu Sınavları ve Bilim Sanat Merkezleri Öğrenci Seçme sınavlarında görev alan öğretmenlerin alın teri kurumuş, hak ettikleri ücretler 4,5 ay geçmesine rağmen hâlâ ödenmemiştir. Gelinen noktada, önümüzdeki tarihlerde yapılacak sınavlara ilişkin ücretlerin de aynı akıbete uğrama ihtimali yüksektir. Öğretmenler söz konusu sınavlarda görev alıp almama konusunda kararsızlık yaşamaktadır” dedi.
‘VARILAN MUTABAKATA UYULMADI’
Ağustos ayında yapılan 3. Dönem Toplu Sözleşme’de varılan mutabakata uyulmadığını söyleyen Selvi, şu şekilde konuştu: “Gereği yerine getirilmemiş, ihmal edilmiş, bu hak savsaklanarak öğretmenlerin emeği görmezden gelinmiş, bu konuda tüm girişimlerimize rağmen tatmin edici hiçbir açıklama yapılmamış, bürokratik makamlar sorumluluk üstlenmemiştir.”
PARA YOK BAHANESİ
“Sözde, döner sermaye bütçesinde yeterli para bulunmadığı gerekçesiyle ödeme yapılmadığı ileri sürülse de, bazı illerde/ilçelerde ödemenin yapılmış olması, devlet içindeki keyfi tutumu da bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Toplu sözleşme hükmüne imza atarken göz önüne alınması gereken döner sermaye bütçesi bugün bahane edilerek kaynağı olmayan bir mali taahhüdü imzalamış bulunmak, en hafif ifadeyle, devlet ciddiyeti boyutuyla açıklaması mümkün olmayan vahim bir durumdur.”
Ağustos ayında yapılan 3. Dönem Toplu Sözleşme’de varılan mutabakatta, “Milli Eğitim Bakanlığınca hafta sonu yapılan merkezi sınavlarda görev alanlara ödenecek sınav ücretleri” başlıklı 18. maddede, “Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Sınav Ücretlerine İlişkin Usul ve Esaslara göre sınav ücreti ödenir. Ücreti döner sermayeye yatırılmak suretiyle yapılan sınavlar için bu kapsamda yapılacak ödemeler döner sermaye bütçesinden karşılanır” hükmü bulunmaktadır.
Sınav görev ücretleri konusundaki adaletsizliği ortadan kaldıran toplu sözleşme kazanımı ortadayken, Açık Öğretim Lisesi/Ortaokulu Sınavları ve Bilim Sanat Merkezleri Öğrenci Seçme sınavlarında görev alan öğretmenlerin alın teri kurumuş, hak ettikleri ücretler 4,5 ay geçmesine rağmen hâlâ ödenmemiştir. Gelinen noktada, önümüzdeki tarihlerde yapılacak sınavlara ilişkin ücretlerin de aynı akıbete uğrama ihtimali yüksektir. Öğretmenler söz konusu sınavlarda görev alıp almama konusunda kararsızlık yaşamaktadır.
Gereği yerine getirilmemiş, ihmal edilmiş, bu hak savsaklanarak öğretmenlerin emeği görmezden gelinmiş, bu konuda tüm girişimlerimize rağmen tatmin edici hiçbir açıklama yapılmamış, bürokratik makamlar sorumluluk üstlenmemiştir.
Sözde, döner sermaye bütçesinde yeterli para bulunmadığı gerekçesiyle ödeme yapılmadığı ileri sürülse de, bazı illerde/ilçelerde ödemenin yapılmış olması, devlet içindeki keyfi tutumu da bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Toplu sözleşme hükmüne imza atarken göz önüne alınması gereken döner sermaye bütçesi bugün bahane edilerek kaynağı olmayan bir mali taahhüdü imzalamış bulunmak, en hafif ifadeyle, devlet ciddiyeti boyutuyla açıklaması mümkün olmayan vahim bir durumdur.
Bakanlığın sınav takvimi ve bunun mali yükü toplu sözleşme sürecinde biliniyor olmasına rağmen sözde bu kaynaksız taahhüdün ödenememesinin gerekçesi kamuoyuna tam olarak izah edilememiş, hiçbir yetkili de sorumluluk üstlenmemiştir. Seçim öncesi vaatlerini üç ay içinde yerine getirmek için çaba sarf eden hükûmetin, öğretmenin alnının terinin gereğini yerine getirmemesi ne ile açıklanabilir. Bürokrasinin labirentlerinde kaybolan ve halen bir çözüm ışığı görünmeyen bu kazanımımızın gereğinin yapılmaması, bürokratların işi savsaklaması, çözüm iradesi yerine sorumluluktan kaçınması siyasi iradeyi zımnen de olsa çalışanın gözünde küçük düşürme çabasıdır.
Öğretmenin alın terinin hiçe sayılması, emeğinin karşılıksız bırakılmış olması, “İşçinin ücretini alnının teri kurumadan veriniz” ilkesiyle bağdaşmamaktadır.
Toplu sözleşme maddeleri kamu idaresi için bağlayıcı niteliktedir; sözleşmenin altına atılan imzanın gereğini yerine getirmek kamu idarecisinin sorumluluğundadır. Bu sorumluluğu yerine getirmemenin görevi ihmal olduğu, herkesçe bilinen bir gerçekliktir.
Sorun sadece sınav ücretlerinden de ibaret değildir.
İlköğretim kurumlarında görevli müdür yardımcılarına, ilgili mevzuatında (Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği) görevleri arasında nöbet görevi zikredilmediği gerekçesiyle fiilen nöbet tutmalarına rağmen ücret ödenmemektedir. Hâlbuki ilgili mevzuat, müdür yardımcılarının görevleri hususunda “görev tanımlarında belirtilen veya müdür tarafından verilen görevleri” ifa edeceklerini belirtmekte, bu kapsamda müdür yardımcılarına nöbet görevi verilip, fiilen de bu görev icra edilmektedir. İlgili mercilere sormak gerekir: Toplu sözleşme hükümleri yürürlüğe girinceye kadar ilkokul ve ortaokul müdür yardımcılarına nöbet görevi verilirken, neden hiçbir idarecinin aklına bu görevin açıkça tanımlanmadığı için verilemeyeceği gelmemiştir? Neden yönetmelikte müdür yardımcılarının nöbet görevinin olmadığı toplu sözleşme hükümleri yürürlüğe girer girmez birden akıllara gelivermiştir? Müdür yardımcılarının nöbet görevi yoksa, 1 Ocak 2016 tarihinden evvel verilen görevler ve tutulan nöbetler angarya değil midir?
Yine Şubat ayında ataması gerçekleştirilen öğretmenlerimize eğitim-öğretime hazırlık ödeneği bazı illerde maalesef ödenmemiştir. 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu eki (K) Cetvelinin IV/3 maddesinde, “657 sayılı Kanunun ek 32 nci maddesi uyarınca verilecek öğretim yılına hazırlık ödeneği; öğretim yılının başladığı aydan sonra ve birinci dönem ders yılının sonundan önce göreve başlayanlara %75’i, birinci dönem ders yılından sonra ve ikinci dönem ders yılının sona ermesinden önce göreve başlayanlara ise %50’si oranında yapılır” hükmü yer almasına rağmen öğretim yılına hazırlık ödeneğini ödememenin gerekçesi nasıl izah edilecektir? Bu kadar açık hükme rağmen sorumluluk duyup ödemeyi yapmayan, çalışanları korumak ve haklarını ifa etmekle mükellef olanlar bu sorumsuzlukla neyi korumayı amaçlamaktadırlar veya kime zarar vermek istemektedirler?
Öğretmen, eğitimci olmanın yanı sıra diğer görev ve sorumluluklarını bihakkın yerine getiriyor; doğal olarak emeğinin karşılığını zamanında istiyor. Kamu idaresinden haklı olarak beklentimiz, emekle ve mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımları heba edecek, kadük bırakacak davranışlardan kaçınmaları; işgüzarlık yaparak, yorum ve teviller getirerek emeği buharlaştırmak yerine emekçilerin haklarının karşılığının bir an önce ödenmesine yönelik gayret sarf etmeleridir.
İlginizi Çekebilir
Hocamızın yanındayız!
ÇEDES programı kapsamında okullarda ‘manevi danışmanlık’ yapan din görevlilerinin sistematik bir şekilde hedef alınmasına Mil-Diyanet Sen’den sert tepki geldi.
BİR MÜFTÜYE İFTİRA ATMAK BU KADAR KOLAY OLMAMALI
Bir okulda din derslerine giren Şanlıurfa’nın Akçakale ilçe Müftüsü, çirkin bir iftiraya maruz kalarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve cezaevine gönderildi.
Siz hangi milletten hangi dindensiniz
Diyanet-Sen Balıkesir Şube Başkanı Mehmet Akif Gerboğa, KKTC' de Din Görevlisi Ahmet İşçi'nin yaz Kur’an Kursu’nda çocuklara Kur’an öğrettiği için polis tarafından tutuklanmasını ve yapılan hukuk dışı uygulamayı şiddetle kınadığını belirterek “49 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk askeri, adayı Yunan işgalinden kurtardı ancak bir kesimi Milletine ve İslama düşmanlıktan kurtaramadık” dedi.
İHL’DEN DEPREM BÖLGESİNE YARDIM KAMPANYASI
6 Şubat tarihinde Türkiye yüzyılın felaketiyle sarsıldı. Aziz Türk Milleti bu yaraları hız bir şekilde sarmak adına yoğun bir çabanın içerisindedir. Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Ortaokulu’da bu kapsamda önemli bir kampanya başlatarak deprem bölgesine yardım etmeyi amaçlıyor.
Menzil Cemaati kapılarını depremzedelere açtı!
Menzil Cemaati, Adıyaman'daki depremzedeler, Menzil Köyü'nde bulunan Buhara Evleri'nin kapılarını açtı. Depremzedeler tam kapasite ile evlerde misafir edilmeye başlandı.
Kur'an'ı yakan kafir cezasız mı kalacak?
Mil-Diyanet Sen Giresun Şubesi Başkanı Celalettin Ocak, İsveç'teki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i 'ifade özgürlüğü' bahanesine sığınarak yakan Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan’a tepki gösterdi.