© Dini Haberler 2020

Öğrencilerin Camiye Gitmesinden Rahatsız Olanlar... Bu Ne İş?

Şuurlu Öğretmenler Derneği Denizli Şube Başkanı Halil AKPINAR, geçtiğimiz hafta \"Camiler Haftası\" dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı\'nın ortak olarak yaptığı kutlama etkinliklerinden rahatsız olunmasına,öğrencilerin cami ziyaretlerine karşı çıkarak dini değerlerimize suç işliyormuş havası vererek gündem saptıranlara sert şekilde tepki gösterdi

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:

ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ DENİZLİ ŞUBESİ BASIN AÇIKLAMASI

ÖĞRENCİLERİN CAMİYE GÖTÜRÜLMESİNDEN RAHATSIZ OLAN ZİHNİYET BU NE İŞ?

Şuurlu Öğretmenler Derneği Denizli Şube Başkanı Halil AKPINAR, geçtiğimiz hafta "Camiler Haftası" dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın ortak olarak yaptığı kutlama etkinliklerinden rahatsız olunmasına,öğrencilerin cami ziyaretlerine karşı çıkarak dini değerlerimize suç işliyormuş havası vererek gündem saptıranlara sert şekilde tepki gösterdi

Kıymetli Basın Camiası

Değerli Kamuoyu.

Ülkemizde 1986 yılından günümüze 1-7 Ekim tarihleri arasında icra edilen Camiler ve Din Görevlileri Haftası çeyrek asra yakın zamanda kutlanmaktadır. Güzide şehrimizde kendini bilmez ve nereye hizmet ettiği alenen belli olan kişiler tarafından ülkemizin en dinamik anayasal kuruluşu olan Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na dil uzatarak, kendilerini laiklik kılıfı altında tartışma zeminine taşıması ve gündem değiştirmeye çalışması bir projenin ürünüdür.

Malumunuz bu ülkenin kurucu değerleri tarafından; 3 Mart 1924 tarihinde Şer’iye ve Evkaf Vekâleti kaldırılarak yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kuruldu. Anayasa’mızın 136. maddesinde Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş amaçları belirlenmiştir:Özel kanunda Diyanet işleri Başkanlığının görevleri ise şu şekilde belirtilmiştir: “İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmektir.”

Yukarıda açık ve net izah tanımları yapılarak anayasal bir kuruluş olan Diyanet İşleri Başkanlığımızın toplumun genelinde yürüttüğü faaliyetler ışığında, takdire şayan hizmetler yer almaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığımızın çalışmalara bakıldığında toplumun 7’den 70’ine kadar herkesi kucaklayan, dinimizin daha güzel ve sahih bilgilerle öğrenilmesi hususunda yaptığı hizmetler aşikardır.

Değerli kamuoyunun huzurunda bu kişilere  şu soruları sormak istiyorum….

Yakın zamanda kendini bilen ve bilmeyen herkesin din konusunda yorum yaparak asli vazifesi değilken bazı art niyetli grublar laiklik şemsiyesi altında İslam dinine, Allah’ın emir ve yasaklarına dil uzatarak, “Haşa! Allah’a Din Öğretmeye” çalışmaları kimlere hizmet ettiklerinin farkında mıdırlar?

Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak 'Cami ve Kitap' ana teması etrafında çeşitli etkinliklerle yapılan çalışmalara, kendini bilmez ve dini değerlerden yoksun kişiler tarafından hiçbir zemine oturmayan ifadeler kullanılarak dini değerlerimize saldırılması, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi ve çocuklarımızı devletimizin iki resmi kuruluşu ortaklaşa yürüttüğü hizmetten neden rahatsız oluyorlar

Eğitim işinden başka her türlü iş ile meşgul oldukları belli olan odaklar kendi ideolojik saplantılarını dogma haline getirip yıllarca milletimize dayatanların laiklik ve Atatürkçülük maskesini kullanarak çocukların cami ziyaretine götürülmesine adeta terör yuvasına götürülmüş gibi karşı çıkmaları izaha muhtaç bir durumdur.Soruyoruz Avrupa’da çocuklar kiliseye götürülüyor ziyaret ettiriliyor ve siz de sürekli olarak batıcılıktan bahsediyorsunuz o zaman batının bu yönünü niye almıyorsunuz? Ya da sizin düşmanlığınız sadece İslam ve İslam ile iligli değerlere mi ?

Milli Eğitim Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkenin en hayati resmi kurumudur. Bu iki kurumun yürüttüğü projeler sayesinde, çocuklarımızın daha kaliteli ve sahih bilgiler öğrenmesi neticesinde çağdaş ve akılcı donanıma sahip olması kimleri ürkütüyor?

Bu ülkede yaşayan vatandaşlarımızın %99’unun dini “İslam” olduğu bir yerde, mensubu olarak iftihar ettiğimiz dinimizin ilk emri “OKU” olması çok manidardır.  Diyanet İşleri Başkanlığımızın “Din konusunda toplumu aydınlatmak” vazifesini yerine getirmeye çalışıyor.  Bu amaçla çocuklarımızı doğru, sahih bir dini öğreten başkanlığının bu faaliyetine karşı çıkmak, FETÖ ve FETÖ gibilere yardımcı olmak anlamına geldiğinin farkında mıdır?  Bu kişiler, Diyanet İşleri Başkanlığımızın toplumu kitap okuma alışkanlığını teşvik etmesinden mi rahatsızlar?

Bu kutlu haftada yapılan çalışmalara dil uzatarak geleceğimizin emanetçisi olan çocuklarımızı kötü emellerine alet ederek, iki resmi güzide kurumumuza dil uzatarak hedef saptırılmaya çalışılması çok manidardır. Çünkü, 15 Temmuz tarihinde bu millete silah çeken FETÖ örgüt üyelerinin yargılama süreçlerine geçildiği bir ortamda “Laiklik Elden Gidiyor” mesajları verilerek gündemin üstü örtülmeye çalışılması düşündürücüdür. Bu güruh, vatan haini FETÖ üyeleri süreçlerini yargılanması ve hak ettiği cezaların alması noktasında takip etmesi lazımken, hukuk kuralları içerisinde meşru çalışmalar yapan iki resmi hedef gösterilmesi yaşanan sürecin akamete uğraması için yapılan projenin hayata geçirilmesi midir?

 Bizler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığımızın Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak yürüttüğü “'Cami ve Kitap' ana teması etrafında çeşitli etkinliklerle yapılacak olan çalışma programını yürekten destekleyerek, başarılar diliyor ve halkımıza hayırlı olsun.diyoruz.

Hain bir bombalı saldırıda şehid düşen kardeşlerimize Allah’tan rahmet diler milletimizin başı sağolsun temennisinde bunuyoruz.Bu haince saldırıları yapanları yetiştiren de maneviyattan yoksun eğitim sistemidir.Bütün mücadelemiz “Önce Ahlak ve maneviyat” düsturu ile imanlı inançlı nesiller yetiştirmektir.Bunun da yolu cami ile okulun aynı ruhu soluklaması ile olacaktır.

Son olarak görevden ihraçlar ve açığa almalar nedeniyle özellikle din kültürü ve ahlak bilgisi,siyer,temel dini bilgiler derslerinin boş geçmemesi için öğretmen atanasıya kadar ilahiyat mezunu ücretli öğretmenler yada imamların görevlendirilerek bu derslerin boş geçirilmemesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz.Açığa alınanlar içersinde fetö ve pkk örgüt bağlantısı olmayanların da bir an önce soruşturmalarının neticelendirilerek görevlerine iadelerinin sağlanmasını “at izinin it izine karıştırılmamasını” belirtmek istiyoruz.

Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.Selam ve Dua ile.

 

 

Halil AKPINAR

Şuurlu Öğretmenler Derneği

 Denizli Şube Başkanı

 

KONU OLAN HABER İÇİN TIKLAYINIZ

 

 

 

İlginizi Çekebilir

Hocamızın yanındayız!

ÇEDES programı kapsamında okullarda ‘manevi danışmanlık’ yapan din görevlilerinin sistematik bir şekilde hedef alınmasına Mil-Diyanet Sen’den sert tepki geldi.

BİR MÜFTÜYE İFTİRA ATMAK BU KADAR KOLAY OLMAMALI

Bir okulda din derslerine giren Şanlıurfa’nın Akçakale ilçe Müftüsü, çirkin bir iftiraya maruz kalarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve cezaevine gönderildi.

Siz hangi milletten hangi dindensiniz

Diyanet-Sen Balıkesir Şube Başkanı Mehmet Akif Gerboğa, KKTC' de Din Görevlisi Ahmet İşçi'nin yaz Kur’an Kursu’nda çocuklara Kur’an öğrettiği için polis tarafından tutuklanmasını ve yapılan hukuk dışı uygulamayı şiddetle kınadığını belirterek “49 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk askeri, adayı Yunan işgalinden kurtardı ancak bir kesimi Milletine ve İslama düşmanlıktan kurtaramadık” dedi.

İHL’DEN DEPREM BÖLGESİNE YARDIM KAMPANYASI

6 Şubat tarihinde Türkiye yüzyılın felaketiyle sarsıldı.  Aziz Türk Milleti bu yaraları hız bir şekilde sarmak adına yoğun bir çabanın içerisindedir. Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Ortaokulu’da bu kapsamda önemli bir kampanya başlatarak deprem bölgesine yardım etmeyi amaçlıyor.

Menzil Cemaati kapılarını depremzedelere açtı!

Menzil Cemaati, Adıyaman'daki depremzedeler, Menzil Köyü'nde bulunan Buhara Evleri'nin kapılarını açtı. Depremzedeler tam kapasite ile evlerde misafir edilmeye başlandı.

Kur'an'ı yakan kafir cezasız mı kalacak?

Mil-Diyanet Sen Giresun Şubesi Başkanı Celalettin Ocak, İsveç'teki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i 'ifade özgürlüğü' bahanesine sığınarak yakan Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan’a tepki gösterdi. 

TÜM HABERLER