© Dini Haberler 2020

İlmihal alan yok herkes bilgiç oldu

Beyazıt Sahaflar Çarşısı’nın 77 yaşındaki Başkanı Adil Sarmusak, toplumun içinde bulunduğu durumun vahametini Vahdet’e bu sözlerle özetledi:

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:    Halit TAŞDELEN / Şule ALTINEL

“80’li yıllarda yayınevlerinin gönderdiği 250 kitap tamamen satılırken şimdi gelen 50 kitabın 45’i geri gidiyor. Okuma oranının ne halde olduğunu siz düşünün.”

“Buraya gelip ilmihal almak isteyen yok denecek kadar az. Herkes bilgiç oldu. Eskiden haftada 300-400 ilmihal kitabı satarken, şimdi bu sayı 50’ye bile çıkmıyor.”​

Bir sahafa gittiğinizde eski kitapların sayfaları arasında dolaşırken adeta tarihin derinliklerine dalarsınız. O tozlu kitapların baygın kokusuna kapılıp, geçmişle gelecek arasındaki köprüden geçmemek imkansızdır. İşte o mücevher mesleği devam ettirenlerden birisi de Beyazıt Sahaflar Çarşısı Başkanı Adil Sarmusak. İlerleyen yaşına rağmen tozunu yuttuğu kitap raflarının ardında ömrünü sürdürmeye devam ediyor. 77 yaşındaki Sarmusak, okuma oranının yıldan yıla düştüğünü belirterek bu durumun kendisini çok üzdüğünü söyledi. Kitap okuma konusundaki verilerin çarpıtıldığını öne süren Sarmusak,  “İstatistiklere bakarsanız son 10 yılda kitap okuma oranının çok arttığı ortaya atılıyor. Yok öyle bir şey. 80’li yıllarda yayınevlerinin gönderdiği 250 kitap tamamen satılırken şimdi gönderilen 50 kitabın 45’i geri gidiyor. Okuma oranının ne halde olduğunu siz düşünün” diyerek sitem etti.

‘ESKİDEN YETİŞTİREMİYORDUK’

Eskiden satışını yetiştiremediğimiz dini kitapların günümüzde neredeyse hiç satılmadığına değinen Sarmusak, “Buraya gelip ilmihal almak isteyen yok denecek kadar az. Herkes bilgiç oldu. Haftada 300-400 ilmihal kitabı satarken, son dönemde haftada sattığımız ilmihal sayısı 50’yi bile bulmuyor. 2005 yılından sonra sürekli bir azalma söz konusu. İnsanların parası artık çok kıymetli, kitabın fiyatına 20 TL dediğimizde ‘çok pahalı’ diyorlar” diye konuştu. 

‘ÇATILAR AKIYOR, DUVARLAR YIKILIYOR’

1950 yılında Beyazıt Sahaflar Çarşısı’nda çıkan yangını hatırlatan Sarmusak, “Dönemin İstanbul Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay yangından sonra çarşıyı yeniledi. O dönem ne kadar değer verildiğini buradan anlayabilirsiniz. Ancak 1952 yılından, bugüne İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 1 liralık hizmeti olmadı” diyerek sahaflara sahip çıkılmadığını dile getirdi. Sarmusak, ‘Çatılar akıyor, duvarlar yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kimse gelip bakmıyor. Bunların altından insanlar geçiyor. Birisinin kafasına düşünce mi gelecekler? 6-7 yıldır belediyeye yazdığım dilekçenin haddi hesabı yok. Geliyorlar, bakıyorlar ‘tamam’ diyorlar fakat hiçbir icraat yok. Ne gelen var, ne de ilgilenen. Artık belediyeden bir beklentimiz kalmadı. Şimdiye kadar yapmadı, yapacağı da yok. Devlet KOBİ’lere destek veriyor ama sahaflar kimsenin aklına gelmiyor. ‘Bunlar kültür hizmeti yapıyor, memleketi tanıtıyor’ diye düşünen yok. Zabıtalar bile bu çarşıya girmiyor. Çarşının durumunu 

kaç kere fotoğraf çekip yolladım yine de ilgilenilmedi’ diyerek tepki gösterdi.

‘SAHAFLARIN PROTOKOLDE YERİ VARDI’

Eskiden sahaflık mesleğinin çok önemli olduğuna dikkat çeken Sarmusak, “Sahafın devlet protokolündeki yeri veziriazamdan sonra gelirdi. Padişaha danışmanlık ederdi. Şimdi ise sahafların hepsi zor ayakta duruyor. Piyasalar çok durgun. Bize diyorlar ki ‘siz sahafsınız hani sahaf kitapları’ benim elimde eski kitaplar da var ama müşterisi yok. Ayda bir bile müşteri çıkmıyor. Bu dükkânın ayakta durması için neye ihtiyaç varsa onu satıyoruz. Eski kitaplar hiçbir zaman önemini yitirmez ama alan yok. Sadece üniversitelerde araştırma yapanlardan gelip isteyenler oluyor.  Eski kitap okuyan yok. Gelenler de fotokopisini çekiyor, satın almıyor.

‘TEZ KİTABINI BİLE 50 ADET BASTIK’

Sarmusak, “80’li yıllarda basılan kitaplar ilk baskı olarak 5 bin basılırdı. 90’lı yıllarda bu sayı 3 bine indi. 2000’li yıllarda ise 2 binlere geriledi. Geçenlerde üniversiteden gelen bir hocanın yazdığı tez kitabını bile 50 adet bastık. Şu anda biz kitap bastığımızda 500 ya da bin tane basıyoruz. Yayın sayısı arttığı doğru fakat okuyan kişi sayısı azaldı. İnsanlarımız okumuyor. Bunun önemli sebebi teknolojidir. Bir de yayınevleri oturduğu yerden internet üzerinden satışa başladı. Vatandaş ‘sahaflara kadar gidip yol parası vereceğime, o parayı kargoya veririm evime gelir’ düşüncesinde. Bu dükkânların ayakta kalması için günde 2-3 bin TL’lik kitap satması gerekir. Çünkü günde             500 TL masrafımız     var” diye konuştu.

‘İLAHİ OLMAYAN İLAHİYATÇILAR DİNİ MAHVETTİ'

Sarmusak, sürekli fetva veren ilahiyatçıların türediğini ileri sürerek, “Şu an bir de ilahiyatçı diye geçinen bir grup var. Ben onlara ‘İlahi olmayan ilahiyatçılar’ diyorum. Dini mahvettiler. İmam hatiplerin gayesi dindar bir nesil yetiştirmektir. Hepsi hoca olacak diye bir şey yok. Önemli olan imanlı bir nesil yetiştirmek. Bir toprağa tohum ektiğinizde bazısı erken biter, bazısı ise geç, çürüyeni az olur. O yüzden tohum ekmek lazım. Keşke imam hatipleri çoğaltmak yerine, dini dersler çoğaltılsa” diye üzüntüsünü dile getirdi. 

‘SAHAFLAR BİR KİTAP DOKTORUDUR’

Sahaf Hüseyin Yıldırım da, mesleğini şu sözlerle anlattı: “Sahaflık mesleği aslında çok önemli bir meslektir. Sahaf  kitaplarla konuşan kişidir. Sahaf okumakla değil, tezgahta yetişir. Osmanlıca, Arapça bilmesi gerekir. Sahaflar kitap doktorudur. Kitabın teşhisini koyacak bir karakterde olması lazım. İşler hiçten biraz fazla. Günde sattığım kitap sayısı 20-25’i geçmiyor. Bizim gençliğimiz mecbur kalmadığı sürece okumuyor. Okumayı külfet olarak görüyoruz. Şu an ağırlıklı olarak sınav kitapları satıyoruz. Sahaflar artık aradığı kitabı sağda solda bulamayanların geldiği yerler oldu. Yıldan yıla rağbet daha da azalıyor.”

‘OKUMA ORANI YÜZDE 80 AZALDI’

Sahaf Ahmet Uras ise, sahafların eski havasının kalmadığını belirterek, “Arz olmadığı için talep de yok. Artık üniversiteye hazırlık kitapları satmaya başladık. Son 10-15 yıldır sahaflar zor durumda. Ülkemizde kitap okuma oranı yüzde 80 azaldı. İnternet satışları sahafları bitirme noktasına geldi” dedi. 

Kaynak: gazete Vahdet

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER