Ezanın Arapça okunması bir hataymış!
DİNİ HABERLERMine Söğüt Cumhuriyet gazetesinde yazdığı köşe yazısında İslam’a olan nefretini kusmaya devam ediyor.
Cumhuriyet aşığı, demokrasi sever, ifade özgürlüğü savunucusu sözde cumhuriyetçi yazar nefret söylemlerini cumhuriyet ve demokrasi ile bağdaştırıp sunmaya devam ediyor. Cumhuriyet ilkelerini dayatmalar ile sunan bir zihni överken, bu dayatmaları kabul etmeyenleri ise yanlışa düşmüşler olarak gördüğünü ifade ediyor yazar.
İslam nefreti kapsamında değerlendirilmesi gereken yazılarının birçoğunda bu ülkede yaşayanların sadece küçük bir kısmının -kendisi gibi düşünenlerin- doğru, erdemli, cumhuriyetçi, demokratik, özgürlükçü insanlar olduğunu savunmak “diğerleri” diye ötekileştirdiği Müslümanları ise saçma sapan düşünen, yanlış düşünme biçimine sahip insanlar topluluğu olarak görmenin doğrusu âcizane bir fikirsizliğin dışavurumundan başka bir şey olmadığını kendisi görmelidir.
Müslümanlar zatı halinde cumhuriyete aşık falan da değiller. Olamazlar da hele de Türkiye’deki sözde cumhuriyetçilerin yönetiminde tek parti ve diktatörlük yönetimi altında ortaya çıkarılan sözde cumhuriyete olumlu bakamazlar. Tarihi kayıtlar bize gösteriyor ki, cumhuriyet ilan edilir edilmez Müslümanlara yönelik bir baskı peydah edildi. Mine Söğüt’ün dilinden düşüremediği o muhteşem(!) cumhuriyet ve cumhuriyetçiler tarafından.
Cumhuriyet fikrinin daha ortaya çıkmadan yaşandığı tarihi ve toplumları bilmeden yazılan ve sadece cumhuriyete atfedilen övgüler, anlamsız ve tarihin arka sokaklarında kaybolmalarıyla ünlüdür.
Sözde demokratik yaşamı bu kadar içten savunup da demokratik olmayan tutumları beğenmek, demokrasinin ve cumhuriyetin sadece Atatürk’ü sevenlere ya da Cumhuriyeti kutlayanlara mahsus bir durum olduğunu savunmak tam olarak bağnaz cumhuriyetçilik ve adaletsizliktir. Yazılarını İslam’a bugün ne çamur atabiliriz, Müslümanları nasıl aşağılayabiliriz diye düşünerek yazanların sonu akılsızlık ve fikri kıtlıktır. Bunu da bugünlerde yazdıkları yazılarda müşahede ediyoruz.
Mine Söğüt yazısında, “Eğer bu ülkenin insanları Cumhuriyeti gerçekten ama gerçekten sevseydi; Çok partili döneme geçilir geçilmez oylar devrimci bir parti yerine muhafazakâr bir partiye verilmezdi. Ezan Türkçe değil, yeniden Arapça okunmaya başlandığında yapılan hata hemen anlaşılırdı.Köy Enstitüleri kapatıldığında ortalık ayağa kalkardı” diye yazdı.
Tezatlarla dolu yazısında, “İnancına göre yaşamak isteyenleri engelleyen bir laik düzenin demokratik olmadığı fikrine katılanların, aslında neye katıldığını hiç fark etmediği yakın tarihlere geri gidin” derken bir yandan köy enstitülerinde halka zorla dayatılmaya çalışılan Cumhuriyet düşüncesinin yanlışını görmezden gelip, inanç eksenli yaşamını idame ettirenlere dayatmalar yapılmasını kabullenmeye çağrıda bulunmak nasıl bir demokrasi anlayışının sergilendiğini apaçık ortaya koymakta.
Üstelik tüm kapitalist problemler cumhuriyeti sevmemekten ve ondan uzaklaştığımız için gerçekleşiyormuş. Politika, Ekonomi, Sağlık, Eğitim hepsi cumhuriyetin iyi edeceği geri kalan bütün formlar, düşünceler ise bunlara zarar veren durumları ortaya çıkarıyormuş! Pes doğrusu.
Kendi söylemlerinin tutarsızlığı içerisinde, halkın değerlerini, düşüncelerini önemsemeyip tek doğru bildiği kendisinin söylediğiymiş gibi yaşayan, İslam’a ve Müslümanlara nefret kusan bir zihnin kalıntısı olarak tortulaşmayı bekleyen bir cumhuriyet anlayışı görmekteyiz Mine Söğüt’ten.
HaksözHaber
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Kur’an-ı Kerim’in toplumdaki kadın sorunlarına çözümü
İslam, kadın ve erkek arasındaki doğal farklılığa, her birinin dünya sistemi ve toplumdaki yerine dikkat çeker. İhtiyaçlarına teveccüh ederek cinsiyeti daha az öne plana çıkarmıştır.
Haydi çocuklar Kur’an’a koşun
Camilerde Kur'an kurslarına kayıtlar başlıyor. 3 Temmuz - 25 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek eğitimle çocuklar İslami bilgileri öğrenecek, manevi yönlerini geliştirecekler.
Diyanet 2022'de rekor kırdı! 48 yılın en yükseği
Diyanet İşleri Başkanlığı, 2022 yılında hafızlık rekoru kırdı. Geçtiğimiz yıl 12 bini aşkın hafızlık talebesi icazet belgesi alırken 1975’ten bu yana yetiştirilen hafız sayısı ise 200 bini geçti.
Namazın karakter gelişimi üzerindeki etkisi
Esma Sayın, bir ibadet olarak namazın kişiliğin ve kimliğin gelişimi üzerindeki tesiri hakkında kapsamlı bir makale kaleme almış.
Eğitimde hedef sorunu ve öğretmenlerin sorumlulukları
Mehmet Ali İlkaya, 22 yıllık öğretmenlik tecrübesinden hareketle eğitim programları ve öğretmenlerin sorumlulukları üzerine fikir yürütüyor.
Kur’an-ı Kerim’in en uzun ayeti neden bahsediyor?
Kur’an-ı Kerim’deki en uzun ayet, yasal konular ve ticari belgelerin nasıl düzenleneceği ile ilgilidir. Bu ayet, İslam’ın ne kadar kapsamlı olduğunu ve detaylara ne kadar dikkat ettiğini göstermektedir.