© Dini Haberler 2020

Wilma Elles: \"İslamiyet bana kapı açtı\"

Türk dizilerinden sonra sinema filmlerinde de seyirciyle buluşan Wilma Elles, Yenişafak\'tan Ayşe Özleyen\'e çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:     Wilma Elles, Türkiye'yi de Türkleri de çok seviyor. Gelecek hafta gösterime girecek olan Emicem Hospital adlı komedi filminde Alman bir yöneticiyi canlandıran oyuncu Elles "Türkiye hayatımın dönüm noktası oldu. Kariyerimi etkiledi ve burada evlenip İslamiyetin kapılarını araladım" diyor.

Henüz dört yaşında bir çocukken ablasıyla birlikte komşularına tiyatro yapan ve ilkokul çağlarında ise profesyonel olarak tiyatro sahnesine adım atan başarılı oyuncu Wilma Elles, Almanya'da başlayan oyunculuğunu birkaç yıldır Türkiye'de devam ettiriyor. Türk dizilerinde ve sinema filmlerinde Türk seyircisiyle buluşan Elles, şimdilerde ise ATV ekranlarındaki 'Yeter' dizisinin oyuncusu. Bu zamana kadar genellikle dram ağırlıklı rolleri üstlenen Elles, 25 Mart tarihinde vizyona girmeye hazırlanan komedi filmi 'Emicem Hospital' da eğlenceli bir karakterle karşımıza çıkıyor. Trabzon'da görev yapan Dr. İsmet Eraydın'ın yazıp yönettiği film, Türkiye'nin ilk hastane sinema filmi olma özelliği taşıyor. Elles Türkiye'nin onun kariyerini etkilediğini, evlenerek Müslüman olduğunu ve hayatının bu noktadan sonra tamemen değiştiğini söylüyor. Biz de Elles ile vizyona girmeye hazırlanan sinema filmi ve oyunculuğu üzerine konuşmak için biraraya geldik.



Dram türündeki rollerden sonra bu kez trajikomik 'Emicem Hospital' sinema filminde yer aldınız. İlk önce filmin hikayesinden başlayalım mı?
Film trajikomik olayları ele alıyor. Hastanede çekilen bu yapımda Karadeniz inadı ile Alman disiplinini bir arada görüyoruz. Hastaneye yönetici olarak getirilen Ingrid'in disiplininden dolayı herkes bunalır ve komik olaylar yaşanmaya başlar. Haksız yere işten kovulan personel Dr. Hilmi ve Dr. Miray önderliğinde hastanenin bahçesinde direniş başlatır. Bende filmde Alman yönetici Ingrid'ı canlandırıyorum.

ÇEKİMLERDE HAMİLEYDİM

Bu rol size geldiğinde neler hissettiniz?

Senaryoyu en ince ayrıntısına kadar okudum. Filmin hastanede çekilmesi beni çok etkiledi. İlginç buldum. Gerçekleri yansıttığı için de teklifi kabul ettim. Hazırlık sürecinde çevrem ve ailemdeki yöneticilere danıştım.

Film çekimlerinde ikiz bebeklerinize 7,5 aylık hamileydiniz. Zor olmadı mı?
Eğer hastanede çekilen bir film olmasaydı kabul etmezdim. Çünkü her an doğum endişem vardı. Filmde de sürekli doktorlarla birlikte olduğum için kendimi güvende hissettim, korkmadım. Rol gereği biraz hızlı yürüdüğüm sahnelerde çok zorlandım, ara verdiğimizde hemen oturup dinlendim. Bir de beni oyunculuk değil makyaj zorluyor. Hareketli biriyimdir, makyaj yapılırken kıpırdamadan durmak beni sıkıyor.

Hastanede yaşanan ve gerçekleri yansıtan filmde sizi şaşırtan şeyler oldu mu?
Senaryo gereği de olsa hastanenin işleyişini görünce şok oldum. Rolüm gereği "Biz burada kazanmak zorundayız" diyerek kazancı sağlığın önüne geçiriyorum. Aslında günümüzde de hastane yöneticileri böyle. Oradaki doktorlarda bu durum karşısında bana karşı çıkıyor. Çünkü hipokrat yeminlerinde böyle bir zihniyet yok. Biz hayatımız boyunca hastanelere hep güvendik, doktorlara hayatımızı verdik. Bu ayrıntıyı seyirciye aktarmak benim için önemliydi.

DOKTORLARIN İŞİ ÇOK ÖNEMLİ

Sizce doktorlara yeterince önem veriliyor mu? Bunu filmde nasıl yansıttınız?
Biz doktorların hiç yorulmamalarını ve hata yapmamalarını bekleriz. Fakat böyle bir durum söz konusu olamaz. Onlarda aileler ve yöneticiler tarafından baskı altında. Dışarıda ağlayan bir ailenin yakınını hayata döndürmek kolay bir şey olmasa gerek... Empati kurmalılar. Doktorlar aslında en önemli işi yapıyor.



Filmde aslında olumsuzu gösterip doğruyu işaret ediyorsunuz, öyle mi?
Evet, bu filmle o şekilde davranmamaları gerektiğini vurgulamak istedik. Biz böyle yaptıkça toplumsal farkındalık sağlamış olacağız.

Toplumsal farkındalık derken neyi kastediyorsunuz?
Herkesin yaptığı ama gözden kaçırdığı birçok şey var. Hastane ortamlarında yaşananlar da bunlardan bir tanesi. Kötü rolleri de göstermeliyiz ki toplumumuz yapmaması gerektiğini bilsin. Ben de bu şekilde farkındalık sağlayan projelerde yer almaya çalışıyorum. Çünkü toplumun bu tür projelere ihtiyacı var.

SENARYOSU İYİYSE OYNARIM

Size gelen senaryoları neye göre değerlendiriyorsunuz?
Ben her tür filmde oynayabilirim. Benim için önemli olan senaryonun iyi yazılmış olması. Benim için tutkulu bir ekip ve disiplin olması gerekiyor. Gelen rollere karşı her zaman cesaretli davranıyorum. Başaramam diye hiç düşünmedim.

İsterseniz biraz da oyunculuğunuza başladığınız yıllara değinelim...
4 yaşında ablamla terasta komşulara ve ailemize tiyatro yapardık. Masalları oynardık. 10 yaşıma geldiğimde tiyatro sahnelerinde yer almaya başladım ve Almanya'da birçok tiyatro oyununda oynadım. İlk zamanlarda rol alabilmek için çok çaba sarfettim. Televizyonda küçük bir rol alabilmek için bir süre figüranlık bile yaptım. Bu zorluklardan sonra artık başrol teklifleri gelmeye başladı. Hayatımda birçok dönüm noktası var. İlk oyunculuk deneyimim ve filmimin galaya gitmesi benim için bir dönüm noktasıydı. Hayatımı değiştiren diğer nokta ise Türkiye'ye gelmek oldu.

Türkiye'ye geldikten sonra hayatınızda neler değişti?
Burada çok iyi projelere imza attım. Dizi ve filmlerin başrollerinde yer almak benim kariyerim açısından bir dönüm noktası oldu. Sonra burada evlendim ve İslamiyeti benimsedim. Bir süre sonra da ikiz bebeklerim oldu. Türkiye benim hayatımın dönüm noktası diyebilirim.

İSLAMİYET BANA KAPI AÇTI

Köln Üniversitesi'nde İslam Bilimi okudunuz. Bu bölümü neden tercih ettiniz?
Bu tavsiyeyi bana annem verdi. Ben de kendi dinimizin dışındaki dinleri merak ediyordum ve İslamiyeti öğrenmek istedim. İslamiyet bana kapı açtı ve ben o kapıdan girdiğimde bilmediğim birçok şey öğrendim.

Okuldaki eğitiminizin İslamiyeti seçmenize etkisi var mıydı?
İslamiyete o dönemden sonra ilgim başladı, hissiyatlarım değişti. O zamanlarda ilerde islami bir ülkede yaşayacağımı tahmin etmiyordum ama çok iyi oldu. Şu an burada yaşıyor olmam benim için bir kader aslında. Burada evlendim. Çocuklarımın olması da bana büyük bir destek oldu. Hayatımı sanki baştan çizmişim gibi. Üniversitede öğrendiklerimi şu an yaşıyorum.

HER PROJEDE ANNEME DANIŞIRIM

Size gelen projelerle ilgili fikir alışverişi yaptığınız insanlar oluyor mu?

Rol bana geldiğinde ilk olarak anneme danışırım. Onun düşüncesi benim için çok önemli. Çok iyi bir insan. Bu yaşıma kadar onun bana yol göstermesi bana hep kazandırdı. Sürekli iyilik ve yardım peşinde. Gösterişten ve güçten hep uzak durur. Olaylara iyi yönden bakıyor ve bana alternatif gösteriyor. Bu sebepten dolayı her projemde anneme danışmayı ihmal etmem.

SİZİN İÇİN BAŞARI NEYİ İFADE EDİYOR?

Başarıyı güzelliğimle, makyajım ve saçımla sağlamıyorum. Benim için önemli olan o duyguyu seyirciye verebilmek. Seyircinin kalbine dokunmaya çalışıyorum. Daha çok otantik bir karakter olabilmek için çabalıyorum. Gerçek hayatta her şey saklanıyor. Eğer oyuncular olmasaydı o duygular kitlelere ulaşamayacaktı. İyi ve kötü roller gösterilmeli ki gerçekler ortaya çıksın. Kaynak: Yenişafak

 

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:    

İlginizi Çekebilir

Şeyh Ahmed Yasin ile 20 yıl önce gerçekleştirilen bir röportaj

Biz şehadetin talipleriyiz. Yaşamanın peşinde değiliz. Dünya için de mücadele etmiyoruz. Biz ahiret için savaşıyoruz. Bu yüzden, tehditler bize zarar vermez.

Her Kitap Bir Hayattır

“Hayat bisiklet sürmek gibidir. Dengede durmak için sürekli hareket etmek gerekir.” İşte bu söz ışığında gayret gösteren Yazar Selda Avcı ile “hayata, kadına ve okumaya dair” birçok konuyu konuştuk. Selda Avcı, “Lütfen hayatınızı ertelemeyin. Tekrarı olmayan bu hayatımız, bir varmış ile başlayıp, bir yokmuş ile sona erer” dedi.

PSİKOLOJİK DESTEK ALMAKTAN ÇEKİNMEYİN

Psikolog ve Halkla İlişkiler Uzmanı Büşra Ay ile ofisinde keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Psikoloji alanında ufuk açma hedefi olan genç psikolog, destek almanın korkulacak bir şey olmadığını vurguladı ve ihtiyacı olan herkesi destek almaya davet etti.

Deizm yaygınlaşıyorsa bunda günümüz çocuk yetiştirme tarzının etkisi büyük!

Zafer Dergisi'nden Aslınur Bahar, psikiyatrist Mehmet Tüzün ile ateizm ve deizm üzerine verimli bir röportaj gerçekleştirmiş.

Dünyada kuralları inşa edenler kurallara uymuyor

​​​​​​​Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kriter dergisine röportaj verdi. “Dünya değişiyor, BM de değişmeli” diyen Erdoğan, Batı'nın üstünlüğü anlayışının sonuna gelindiğini söyledi.

Allah’a bağlanmak insanı özgürleştiriyor

İslam dini ile şereflenen Romanya vatandaşı Teodora (Fatma) Gabor, Akit’e yaptığı açıklamada, “Allah, Ali İmran Suresinde diyor ya: “Allah’ın ipine sımsıkı sarılın.”. Ondan sonra dedim ki, asıl O’na sarılmam gerekiyor. Allah’a bağlanmak insanı özgürleştiriyor. Bağlandıkça özgürleşiyorsun. Müthiş bir durum” ifadelerini kullandı.

TÜM HABERLER