Sosyal paylaşım tuzakları
MEDYADiyanet Turgutlu Müftülüğü Kur'an Kursu öğreticisi Aydan Usta, sanal alemin tehlikesini dile getiren bir yazı kaleme aldı.
Hayatımıza giren ve bizi kısa denecek sürede çepeçevre kuşatan sanal paylaşım siteleriyle ilk tanıştığımızda müthiş bir heyecan duymuştum. Öyle ya yıllardır görmediğimiz, izini kaybettiğimiz okul arkadaşlarımızı hatta çocukluk arkadaşlarımızı bulacak, onlara kavuşacaktık. Uzun uzun sohbetler yapacak, yıllardır görüşememenin acısını bir ekran arkasından da olsa çıkaracaktık. Gerçekten de böyle masum başladı sanal dünyayla tanışıklığımız. Ancak işler umduğumuz gibi devam etmedi. Arkadaşlarımızı, uzun yıllar uzak kaldığımız dostlarımızı bulduk bulmasına ama hevesimiz az sürdü bir, iki kelam ve bitti. En sadık, en vefalı dostlar bile aralarındaki iletişimi "beğen" butonuna tıklayarak sürdürür oldular. Sanal ortamlar adeta bir gövde gösterisi yapılan arenaya çevrildi kısa sürede. Gidilen yerlerde arz-ı endam edilerek paylaşılan fotoğraflar, gezilen yerlerin tarihi özelliklerini değil de ’ben geziyorum’ mesajını vermek için paylaşılır oldu. Daha da kötüsü dışarıda yenilen yemek vesaire mutlaka paylaşıldı. Belki de sadece sosyal ortamda paylaşılmak için yendi. Mesaj yine aynı ‘bak ben yine geziyor, eğleniyor en güzel yerlerde yemek yiyorum …”
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…