Siz Onlara KKÖ Diyemezsiniz
Alıntı YazılarErol Kara, Kur'an Kursu öğreticilerin sıkıntılarını dile getiren bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı;
Kur'an Kursu öğreticisi yok, DinÖğretmeni vardır.
MEB'te Öğretmen Diyanet İşleri Başkanlığı'nda Öğretici Olmak. Öğretmenler arasında sınıf ayrımı yapmak.
Öğretmen öğretendir. Bir insanın ilk öğretmeni anne babadır. Bu halde tüm anne babalar öğretmendir
Bir insanın bir işi öğrenmesinde katkısı bulunan ustası öğretmendir.
Bir insana ekmek kazanmaya vesile olacak işi,bilgiyi öğreten herkes öğretmendir.
Üniversiteyi bitirse de hayata atılıp bir meslek sahibi olacak olanlara mesleği ile ilgili kitaplarda bulunmayan mesleki sırları öğretenlerde öğretmenlerdir.
Öğretmen öğreten ise okula kaydolan çocuklara bilimsel konularını öğreten öğretmenler de her zaman öğretmen olarak kabul görmüştür.
Dikkat edin ülkemizde öğretmen olarak sayılanlar Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak kadrolu çalışanlara "öğretmen" denilmiştir.
Oysa hayatta bir çok öğreten, bir çok öğretmen vardır. Ancak nedense sadece ve sadece Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlarda çalışanlara öğretmen denilmiştir.
Öyle de kabul görmektedir.
24 Kasım Öğretmenler gününde de sadece ve sadece Milli Eğitim çalışanları "adam"dan sayılmaktadır.
İndirimler, ödüller, mesajlar, hediyeler, ziyafetler, şenlikler, kabuller vs ne varsa bunlar için yapılır.
Diğer öğretmen konumunda bulunanları bir yana bırakalım, insanı ahiretine, ebedi hayata hazırlayan, dinini öğreten, ilahi kitabı anlatan bu uğurda ter döken yüzbinlerce öğretmen yok sayılmaktadır.
Cami görevlileri cemaati yönlendirir, dini diyaneti öğretir. İmam diye bakarız. Müezzin diye bakarız.
Bir de Kur'an Kursu öğretmenleri vardır ki.
İlahiyatı bitirmiş MEB çalışanı öğretmen, Diyanet çalışanı öğretici
Kim demişse nasıl demişse nedense kabul görmüş bir kavram olarak "öğretici" denilmiş.
Bir de kısaltması var ki, yürekleri sızlatıyor.
KKÖ. - " K K Ö"
Okuyunuz. Yüreğiniz titriyor mu.?
İşte bunlar Öğretmenden sayılmaz olmuş.
Neden..
Kuran öğretmeni sayılmayan bu insanları öğretmenden saymayan hangi zihinsel özürlüdür ki, MEB'te öğretmen DİB'de öğretici olup öğretmenlikten soyutlamaya çalışılan bu insanları beşinci sınıf insan muamelesi içerisine sokuyor.
Bakıyorsunuz, MEB' bağlı kadrolular hari görev yapan ücretli, sözleşmeli de öğretmen sayılıyor ancak Diyanet İşleri Başkanlığı ve Halk Eğitim Merkezlerine bağlı olarak çalışan "fahri" denilen "geçici öğretici" denilen milyonlar "öğretmen"den sayılmamaktadır.
Bir zamanlar Diyanet'ten sorumlu bakan Bekir Bozdağ'ın kulakları çınlasın. 2013'te söz vermişti. O da "fos" çıktı.
Bu çelişkiyi açıklayacak biri elbet vardır, ama mantığımız kabul etmemektedir.
MEB öğretmenlerine verilen hakların zerresi "fahri" denilen "geçici öğretici" denilenlere verilmez.
Bunlar kim..
Kuran Kursu Öğretmenleri.
Asıl baştacı edilecek bunlar.
Neden bunlar. Bunlar ebedi hayat ahirete gerekli olan bilgileri, insanın toplum içerisinde insan gibi yaşamasını , haramı helali , hak yememeyi, kimseye kulluk etmemeyi, ibadetin özünü, hakkı hukuku öğretir.
Bir insanda bu meziyetler yoksa siz istediğiniz kadar dünyevi ilmi öğretin. Ahlakı, imanı, Allah korkusu yoksa yaptıkları köprüler yıkılır, baktıkları hastalar sürüm sürüm sürünür, kasalardaki paralar çalınır, vergi kaçırılır, insan katledilir, cinsel sapmalar görünür.
Ve daha neler neler.
Kuran Kursu öğreticisi yok, Din Öğretmeni vardır.
Din öğretmenlerinin öğretmenler gününü mahihaber olarak kutluyor, hak ettikleri değerlere kavuşmalarını, ayrımcılıkların bir an önce kaldırılmasını diliyoruz.
Erol Kara / Mahihaber.com
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.
Toplum kendisine 'Güzel ahlakı' öğretecek insanlar arıyor...
Yaşar Değirmenci, Müslümanların iyi örnekler olarak toplumun önüne çıkması gerektiğini ve insanlara öncülük etmesi gerektiğini ifade ediyor.
Kemalistlerin toplum üzerindeki baskısı giderek artıyor...
Ali Osman Aydın, 29 Ekim-10 Kasım gibi tarihler dolayısıyla Kemalistlerin toplumdan öç alırcasına hareket ettiklerine dikkat çekiyor.
Değerler eğitimi müfredata girmeli!
Ali Erkan Kavaklı, İslam düşmanları karşı çıksa da dünyadan örneklerle eğitimde değerler ve din öğreniminin zorunluluğuna işaret ediyor.
Şikâyet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir!
Beyzanur Yılmaz modern insanın niçin bu kadar çok derdi olduğu sorusu etrafında düşüncelerini dile getiriyor.