Oysa zalimler susturamamıştı menfaatler susturdu!
Alıntı YazılarHer birimiz kendi putunu kendi elleriyle inşaa etti, kırılacak put sayısı hiçbir dönemde bu kadar çok değildi!
Türkiye Müslümanlarının akide sorunu var.
Kim hangi cemaatten, hangi gruptan olursa olsun Allah’ın varlığını bilen ama inanmayan bir anlayış sergileniyor.
Daha 20 yıl önce birçok belanın üzerine yürüyebiliyor, zalimlere kafa tutabiliyorduk.
Ne olduysa oldu, zalimlerin susturamadığı insanlar menfaatleri karşısında susmayı alışkanlık haline getirdi. İslamcı yazarlar, aydınlar, akademisyenler, hocaefendiler, tarihçiler, sosyologlar, tefsirciler, hadisçiler, mealciler, tasavvufçusundan radikaline kadar havanda su dövüyor, bir türlü kimse kendi yaşadığı ülkenin sorunlarıyla ilgilenmiyor, yönetim yanlışlıkları üzerine iki kelam laf etmiyor.
Kimi Asr-ı Saadet’te takılı kalmış, kimi Osmanlı’da takılı kalmış, kimi Cumhuriyet’in kuruluşunda takılı kalmış, kimi de yedi ceddine yetecek bir sermaye biriktirme derdinde…
Yaşadığımız anla ilgili, yaşadığımız yılla ilgili, yaşadıklarımızla ilgili dinin, tarihin, sosyolojinin söylediği çok şey olmasına rağmen ne dindarlar, ne tarihçiler, ne de sosyologlarımız rahatsızlıklarımızı ifadelendiren bir çıkışta bulunmuyor.
Senin okuduğun Kur’an’dan ne olacak, senin anlattığın tarihten nasıl bir ibret çıkaracağız, senin toplumbilimciliğinin kime ne faydası var?
Topyekün makamlara, kadrolara, sermayeye üşüşen akbabalar gibi oldunuz!
Hiç mi ahlak, hiç mi adalet duygusu, hiç mi vicdan muhasebesi kalmadı?
Yalnızlıklarınızda dahi sesiniz çıkmıyor, duvarların yankısından dahi korkar bir duruma geldiniz!
Hepimizin emekleriyle inşaa edilen siyasi yapılar, vakıflar, dernekler, cemaatler bütün inanç geçmişimizi nasıl bir geleceğe taşıyor, hiç mi rahatsızlık duymuyorsunuz?
İnançlarımızın makam kadar, kadro kadar, para kadar mı değeri vardı?
Bana maval okuma! Sen daha kendi bulunduğun kurumda, kendi bulunduğun siyasi yapıda, kendi bulunduğun sivil toplum örgütünde, kendi bulunduğun her neresiyse hiçbir yerde kendinden olan insanların içinde bile haksızlıkları konuşamayan bir lal oldun, onunla da yetinmeyip liyakat katillerine karşı şebeklik yapan bir maymunu oynayacak kadar zavallılaştın!
Kendi inanç değerleri karşısında, “Senin makamına da, senin kadrona da, senin parana da” diyebilecek kaç insan çıkar?
Adamın hırsızlığını biliyor, hırsız gibi yanına yaklaşıyorsun, adamın haydutluğunu biliyor, korkarak arkasından yürüyorsun, adamın itliğini biliyorsun, peşinden kuyruk sallıyorsun!
Adnan Oktar bile senin kadar dine zarar veremez, adam kadınları oynatıyor göbek atıyordu, sen herkesle oynuyor, herkesin oyuncağı oluyor, sahnede tabiri caizse koynuna sıkıştırılan para karşılığında dansözlere taş çıkartıyorsun!
Fethullah Gülen haininin bile bir hedefi vardı, senin hedefin de yok, yemekten içmekten, gezip dolaşmaktan, birilerinin ayağını kaydırıp başkasına ayakçılık yapmaktan başka nasıl bir rol üstleniyorsun?
Bırak başkalarını, sen ne yapıyorsun?
En küçük haksızlık karşısında varlığından rahatsız olan bir Allah’ın kulu var mı, bana onu söyle!
Dünyada biriktirdiklerin, dünyada oturdukların, ahirete taşıyabileceğin, ahirette oturabileceğin şeyler mi, zerre kadar akıl kaldıysa onu düşün!
Dünya coğrafyasındaki Müslümanlar, Türkiye Müslümanlarına benzese ne değişir?
Burada da mazlumdan alıp zalime verilen haksız kazançlar yok mu?
Burada da zalimi koruyan, mazlumu cezalandıran yargı sistemi yok mu?
Burada da bir aylık asgari ücreti bir gecede harcayan gelir dağılımı adaletsizliği yok mu?
Burada da emperyalist ülkelerin çarkına dişli olan dişli adamlar yok mu?
Allah’tan korkmuyoruz, putlaştırdığımız insanlardan korkuyoruz!Allah’ın isteklerini yerine getiren başı dik insanlar olmamız gerekirken, putlaştırdığımız insanlar karşısında boyun eğiyoruz!
Bizim insanlarımızın üzerinde ne askeri, ne siyasi, ne de bir başka vesayet kaldı, menfaat vesayetleri bizleri esir aldı!
Her birimiz kendi putunu kendi elleriyle inşaa etti, kırılacak put sayısı hiçbir dönemde bu kadar çok değildi!
Alper Mikdat Akıncı / hakikatperver
İlginizi Çekebilir
Çocuk en iyi sevdiklerinden öğrenir...
Sefa Saygılı çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken hususları vurgularken ebeveynlerin çocuklarıyla diyaloğunun önemini belirtiyor.
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.
Toplum kendisine 'Güzel ahlakı' öğretecek insanlar arıyor...
Yaşar Değirmenci, Müslümanların iyi örnekler olarak toplumun önüne çıkması gerektiğini ve insanlara öncülük etmesi gerektiğini ifade ediyor.
Kemalistlerin toplum üzerindeki baskısı giderek artıyor...
Ali Osman Aydın, 29 Ekim-10 Kasım gibi tarihler dolayısıyla Kemalistlerin toplumdan öç alırcasına hareket ettiklerine dikkat çekiyor.
Değerler eğitimi müfredata girmeli!
Ali Erkan Kavaklı, İslam düşmanları karşı çıksa da dünyadan örneklerle eğitimde değerler ve din öğreniminin zorunluluğuna işaret ediyor.