Ninelere Terk Ettirilen Evlerde Masalları Kim Anlatır?
Alıntı YazılarMail adresime uzun zamandır haber almadığım bir tanıdıktan ‘muhakkak seyretmelisin’ uyarısıyla bir video düştü. TED İstanbul konuşmalarının konuğu Yahudi kökenli Fransız sanat terapisti, Judith Liberman idi. Bu Postmodern masal perisi, 11 yıldır İstanbul’da düzenli olarak masal anlatma geceleri düzenliyormuş. Sekiz yıldır Unesco ve Halk Bilimi bölümlerinde yeni nesil Anadolu masalcıları yetiştiren bu hanım diyor ki;
Mail adresime uzun zamandır haber almadığım bir tanıdıktan ‘muhakkak seyretmelisin’ uyarısıyla bir video düştü. TED İstanbul konuşmalarının konuğu Yahudi kökenli Fransız sanat terapisti, Judith Liberman idi. Bu Postmodern masal perisi, 11 yıldır İstanbul’da düzenli olarak masal anlatma geceleri düzenliyormuş. Sekiz yıldır Unesco ve Halk Bilimi bölümlerinde yeni nesil Anadolu masalcıları yetiştiren bu hanım diyor ki;
“Masal anlatıcısıyım. Modası geçmiş bir işi geri getirmeye çalışıyorum.1996 da Paris’te herkesin aynı menüyü yemek zorunda olduğu küçük bir lokantada 40 kişi ile beraberdim. Kahve sonrası mekân sahibi laternayı çıkardı ve hep beraber şarkı söylemeye başladık. Ortam şenlenince ayrı ayrı kişilikler birden bir biriyle olmaktan mutlu bir topluluğa dönüştü. Müzik susunca, bir sandalye üzerinde Fransa’nın en müthiş masalcısı Mimi ortaya çıktı. Dakikalar sonra masalcının ustalığıyla adeta lokanta yok oldu ve kendimi yağmur ormanlarında buldum. Bu derin transın neticesinde hayal gerçeğin yerine geçmişti. Bunun etkisiyle konservatuarın anlatıcılık bölümüne kaydoldum. Bu arada okullar, kitabevleri ve lokantalarda masal anlatıyordum. Bu rüzgâr beni en sonunda Türkiye’ye savurdu. Masal anlatmak için Türkçe öğrendim. Birçok masal anlatısı sonucunda anladığım ki, hayalin hakikatin yerine geçmesi için ortamda sahne ışıkları, yemek, müzik olması şart değilmiş. Önemli olan bir araya gelip aynı mekânda hayal kurmak isteyenlermiş. Teknolojinin yapamadığı şey, aynı ortamda aynı havayı soluyarak birbirine bakıp hayal kurma ihtiyacı. Masalın anlatıldığı ortamdan yayılan hayal dalgası birbirimize olan bağımızı arttırıyor. Eski toplumlarda yapıldığı gibi bir araya gelip hayal kurmaya her şeyden çok ihtiyaç var. Masal, hayata ait noktaları farklı birleştirmeyi öğreterek modernliğin toplum üzerinde oluşturduğu gerilimlerden kaçmamızı sağlıyor…”
Bu konuşmayı 2000 kişi izliyordu. Ortak profil, çekirdek aile mahsulü, modern, liberal, ürkek kentli çocuklar. Ninesinden masal dinleyemeden büyümüş bu proje çocukları, anlatılanı büyülenmişçesine izliyordu. Gerçekten biran olsun uzaklaştırarak rahatlatan bu terapiye ücret ödemeyi de ihmal etmiyorlardı. Anlatıcının Yahudi kökenli olması, Aşkenaz masalları, Chelm Köyü masalları, Sefarad masallarıyla büyümüş olması ise hiçbirini ilgilendirmiyordu.
Bu modern eğitimle defolu nesil masalları keşke sadece Judith Liberman’dan dinlese…
Ortak bir dostumuz vesilesiyle aramıza sızmış bir fırsatçı vardı. Paraya ulaşmak için her şeyi yapabilecek bu kişi kooperatifçiliğin kârlılığını anlatıyordu. Önce Büyükçekmece’de bir arazi sahibini kandırıp kat karşılığı olarak anlaşmış. Üstelik beş parasız olduğundan çok para kazandıracağı vaadiyle beş kişiyi ortaklık vaadiyle ayartmış. Ortaklarından aldığı ilk paralarla, 600 daireli, havuzlu, lüks sitenin sanal görüntüsünü çizdirip Posta gazetesinin arka sayfasına reklâm vermiş. Bu ilan üzere arayanları Avcılardaki ortaklarından(!) birine ait büroya yönlendirmiş. Mimari büroya çizdirdiği Panoramik simülasyon çizimlerin duvarlarını süslediği büroya gelenler sitenin krokisi ve panoramik sanal 3D görünümleriyle ilk taksitleri toplamış. Bir yıl içinde teslim edeceğini vaadiyle kandırdıklarını, temel atma töreni için 2 ay sonrasına randevu vermiş.
İlk gelenlerin ödedikleri taksitlerle sitenin video animasyonunu yaptırıp bilgisayarına yükletmiş. Temel atma törenine gelenlere etrafı çevrilmemiş çorak arazi üzerinde dizüstü bilgisayarından burada nasıl güzel lüks ve modern bir ortamda yaşayacaklarını animasyon üzerinden gösteriyormuş. Orada bulunan yaklaşık yüz karı koca arasında hâkimler, doktorlar, bürokratlar, müşavirler, ilahiyatçılar çoğunluktaymış. Bu fırsatçıyı bile hayrete düşüren ise bir torba çimentonun bile bulunmadığı bu dağ başında herkesin bilgisayar ekranındaki video animasyonuna bakan mutlu görüntüleriymiş. Hatta gelenlerden birinin yaşlı babası “Yahu hani temel atacaklardı bunlar dolandırıcı olmasın sakın.” diyerek doktor oğlunu uyarmaya yeltenmiş. Ama doktor oğlu bilgisayarı göstererek “Yahu baba gördüğüne bile inanmıyorsun pes doğrusu!” diye sitem etmiş.
Bu sitedeki daire fiyatlarının benzerlerine göre pahallı olmasını ise sadece elit bir kesimle komşu olmanın maliyeti diye yutturmuş. Oradaki insanlar bu “temel atamama” işlemini görmelerine rağmen bankalarla yaptıkları kredi anlaşmalarını bu fırsatçıya yönlendirmişler. Yani bu okumuş çocuklar, ileride kazanma ihtimalinin hayaliyle aldıkları kredilerle, animasyondan gördükleri bu dairelerde oturma hayalini satın almaya ikna olmuşlar. Üstelik kredi borçlarına karşı faizci fırsatçılara oturma hayalini kurdukları yuvalarını ipotek olarak vermeye razı olarak.
Bu güzel topraklarda, çizgi filmlerle büyümüş, modern eğitim ile defolu, her türlü sanal illüzyona açık, “aydınlık yarınlar, modern lüks ortamlar, çağdaş bir hayat” sloganlı reklâm görüntülerine kanmaya hazır üniversite mezunu binlerce ürkek kentli aile mevcut. 16 sene modern eğitim görerek üniversite bitirmiş birinin sanallığa saplanıp, hayata dair hakikatlerden uzaklaşıp, liberal muhafazakâr destekli Laik sistemin ütopik etkisiyle, Kuran’a bu eskilerin masalları demesi ise işin tüyler ürpertici bölümü…
Artık bizim mahallede de YÖK üyeliğine kadar yükseltilmiş, Ramazan ayı boyunca hurafelerle hakikatten uzaklaştırarak rahatlatan masalcılarımız var. Bazıları ise işi ilerletip yanmaz kefen satışına bile başladı. Allah’tan siyaset üzerinden bizi hamasi masallarla kandıran politikacılarımız yok. Yoksa toplumca gerçekten çuvallardık.
Sahi sen de bir masalcı mısın? Yoksa bir masalcının peşinde, uçuşan köpükleri tutmaya çalışan, hakikatten uzaklaştıkça kendini iyi hisseden muhafazakâr bir hayalperest misin?
Şevket Hüner/Düşünce Mektebi
İlginizi Çekebilir
Gazze kalpleri Kur’ân’a, İslâm’a açıyor ve kazanıyor…
Abdullah Yıldız, Gazze sayesinde Müslüman olanların ihtida hikayelerine göz atıyor.
Bir garib-ârif ölmüş diyeler..
Sözleri, güldürmüyor, düşündürüyordu ve herkes de ciddiyetle dinliyor ve hatibin, dile getirdiği ızdırablı, sosyal dertler, yüzüne de yansıyor ve cümleleri dudaklarına âdeta, yüreğinden yoğrulmuş olarak sâdır oluyordu.
Toplum kendisine 'Güzel ahlakı' öğretecek insanlar arıyor...
Yaşar Değirmenci, Müslümanların iyi örnekler olarak toplumun önüne çıkması gerektiğini ve insanlara öncülük etmesi gerektiğini ifade ediyor.
Kemalistlerin toplum üzerindeki baskısı giderek artıyor...
Ali Osman Aydın, 29 Ekim-10 Kasım gibi tarihler dolayısıyla Kemalistlerin toplumdan öç alırcasına hareket ettiklerine dikkat çekiyor.
Değerler eğitimi müfredata girmeli!
Ali Erkan Kavaklı, İslam düşmanları karşı çıksa da dünyadan örneklerle eğitimde değerler ve din öğreniminin zorunluluğuna işaret ediyor.
Şikâyet ettiğiniz yaşam, belki de başkasının hayalidir!
Beyzanur Yılmaz modern insanın niçin bu kadar çok derdi olduğu sorusu etrafında düşüncelerini dile getiriyor.