Mutlu Bir Evlilik İçin
MEDYAMutlu bir evlilik; eşleri gönüllü olarak bir arada tutabilme ve evliliği uzun süre devam ettirebilme açısından büyük öneme sahiptir. Mutlu evlilik aslında doyum sağlayıcı bir evlilik anlamına gelmektedir. Peki, evlilikten doyum almak ne anlama geliyor?
Ailenin kurulması için önemli bir ön adım olan, kadın ile erkeği “karı-koca” olarak birbirine bağlayan, bununla birlikte devletin, üzerinde doğrudan kontrol, hak ve denetleme yetkisinin bulunduğu yasal bir ilişki biçimi olan evlilik, insan hayatını doğrudan etkileyen bir süreçtir.
Peki, devlet tarafından korunma altına alınacak kadar önem taşıyan evlilik bize ne gibi bir fayda sağlıyor olabilir? Bizler evlilik sayesinde farkında olmadan hangi ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz? Evlilik, bireyin genel yaşam kalitesinden öznel iyi oluşuna, toplumsal birliğin sağlanmasından kişisel mutluluk hâline kadar pek çok durumu etkilemektedir. Evlilik sayesinde bireyler; güven içinde olma, korunma, dayanışma, gelecek hakkında plan yapma ve bu plan doğrultusunda yaşamını devam ettirme, üreme, sevme ve sevilme gibi biyolojik, psikolojik, sosyolojik pek çok ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadır. İnsan hayatındaki en önemli ilişkilerin içinde ilk sırada yer alan evlilik, kimi insanlar için doyum kaynağıyken kimi insanlar için pek çok istenmeyen durum içermektedir.
Mutlu bir evlilik; eşleri gönüllü olarak bir arada tutabilme ve evliliği uzun süre devam ettirebilme açısından büyük öneme sahiptir. Mutlu evlilik aslında doyum sağlayıcı bir evlilik anlamına gelmektedir. Peki, evlilikten doyum almak ne anlama geliyor?
Evlilik doyumu; bireylerin, evliliklerinde ihtiyaçlarının karşılanma derecesine ilişkin algılarını ifade eder. Evlilik doyumu kişilerin evde bulunma sürelerini, nedenlerini, eşleri ile paylaştıkları konuların çeşitliliği ve derinliğini, eşlerine duydukları saygıyı, gelecekle ilgili planlarını, iç huzurlarını ve yaşamın her alanında duruşlarını belirleyen benlik algılarını şekillendirir. Ayrıca eşlerin arkadaş seçimlerinden karşı cinsle iletişim biçimlerine, iş hayatındaki başarısından özgüvenine kadar pek çok konu üzerinde etkilidir. Evlilik doyumu düşük olan birey, bahsedilen konuların birçoğunda mutlaka sorun yaşar. Evliliğinden doyum alan, yani evlilik ilişkisi sayesinde kendini yeterli ve güçlü hisseden, değerlilik, önemli olma, sevme ve sevilme gibi duyguları yaşayabilen çiftler sosyal yaşamda da kendilerini güçlü, değerli, yeterli ve rahat hisseder. Evliliklerinde, sosyal ilişkilerinde ve iş hayatlarında daha başarılı olurlar ve evliliklerinin ayakta kalabilmesi adına daha çok çaba sarf ederler. Evlilik doyumunu etkileyen pek çok etken vardır:
Ailenin yapısı: Benzer sosyoekonomik düzeye, benzer eğitim seviyesine, aynı dinî inanca sahip olan bireylerin evliklerinden aldıkları doyum daha fazladır. Yani benzerlikler mutlu bir evlilik için olmazsa olmazlar arasında yer alır.
Evlilik yaşı: Araştırmalar, yaşları birbirine yakın olan çiftlerin daha fazla doyum aldığını söylemektedir.
Tanışma: Birey hayatının geri kalanını geçireceği kişinin çoğu özelliğini ve ihtiyacını bilmelidir. Evlilikteki doyum, daha önce de bahsettiğimiz gibi bu ihtiyaçların bilinmesi ve karşılanmasıyla doğrudan ilişkilidir ve bu da ancak tanımayla mümkündür.
İlk hamilelik zamanı: Bir önceki maddede bahsettiğimiz gibi öncelikle eşler birbirini tanımalı daha sonra dünyaya çocuk getirmelidir. Yine yapılan araştırmalara bakıldığında evliliğinin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra çocuk sahibi olan çiftlerin evliliklerinden daha fazla doyum aldığı görülmektedir.
Ailenin diğer üyeleriyle sıcak ve olumlu ilişkiler kurma: Evlilikte eşler arasındaki ilişki kadar her iki tarafın aileleriyle olan ilişkileri de evliliğin devamlılığı ve huzurlu ilerlemesi için büyük bir öneme sahiptir. Eşlerinin aileleri ile olumlu ilişkiler kuran bireyler, evliliklerini mutlu evlilik olarak nitelendirmektedir.
Aile üyelerinin evlilik yaşantısı: Boşanma vakalarının az olduğu bir aile yapısına sahip olan bireyler evliliklerinden daha fazla doyum almaktadır.
Maddi durum ve iş durumu: Düzenli maddi gelire ve garanti bir işe sahip olan çiftlerin evliliklerindeki problemler daha azdır ve bu durum evlilik doyumlarını olumlu yönde etkilemektedir.
Ailevi sorumluluklar: Evli bireylerin birbirlerine karşı daha paylaşımcı, daha adil olmaları; sorumlulukları paylaşmaları evlilik doyumlarını artırır.
Kişilik özellikleri: Duygusal açıdan daha pozitif, daha umutlu olan ve problem çözme becerileri gelişmiş bireyler evliliklerinde sorunların üstesinden daha çabuk gelirler. Bu da evliliklerinden aldıkları doyumu olumlu yönde etkiler. Peki, bu faktörlerden hangileri sizin evlilik yaşantınıza daha çok etki ediyor? Burada açıkladığımız maddeler bize ne ifade ediyor? Kısaca toparlayacak olursak tüm bu sonuçlardan yola çıkıldığında; bireylerin evlilik doyumuna ulaşmasında sadece beklentilerin karşılanması, ihtiyaçların giderilmesinin yeterli olmadığı; bununla birlikte bireylerin kişilik özellikleri, evlenme yaşları, maddi olanakları, benlik algıları, çocuk sahibi olup olmamaları, cinsiyetleri gibi pek çok etkenin evlilik doyumunda büyük öneme sahip olduğu görülmektedir. Bu nedenle doyumu etkileyen faktörleri bilmek ve bu faktörleri dikkate alarak seçimler yapmak, çiftlerin daha sağlıklı evlilik yaşantısı geçirmesini sağlayacaktır.
Meliha Yerlikaya Psikolojik Danışman
Aile | Ocak 2019
Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ
Diyanetliler Platformu Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…