© Dini Haberler 2020

Kur’an’ı hissedip hissettiriyor Nasser Al

Kur’an’ı herkes mükemmel okuyamaz belki ama güzel ve hissederek okuyanın da ruha işleyeceği hisler daha yoğun olacaktır. O seslerden biri de Kabe imamlarından Nasser Al

Kur’an okunduğu vakit sadece lafzı ile değil her yönüyle ruhumuzu sarar. Öyle hikmetli bir sözdür ki yeri gelir cümlenin manasını anlamayana hikmetini hissettirmek için telaffuzu yeter. Art arda dile düşen ayetler hissederek okunduğu vakit, okunanın sıradan bir söz olmadığını derinde bir yerde hissedersiniz. Zaten olması icap eden de budur. Her şeyin özünde yatan “iman” da bunun gibi bir duygu, bunun gibi bir hissiyat değil midir? Yahut Siyer-i Nebi’lerde defalarca okuduğumuz hikâyeler gibi sadece hissederek okunmuş birkaç ayetin veya bir surenin etkisiyle İslam’a kalbi ısınanları böyle açıklamaz mıyız?

Fakat Kur’an’ın nasıl okunduğu ile –haşa- hikmeti değişmez ise de bu hikmetin, o ruhun en derinine işleyen kelimelerin bize bu şekilde tesir edişi Kur’an’ın okunuşuyla doğrudan bağlantılıdır. Bir işi özenle, hevesle yapanın yaratacağı fark gibi Kur’an’ı da onunla hemhal olmuş, her bir ayeti hissederek dile döken kişinin karşısındakine yapacağı tesir elbet sıradan bir tilavetten farklı olacaktır. Velhasıl Kur’an’ı herkes mükemmel okuyamaz belki ama güzel ve hissederek okuyanın da ruha işleyeceği hisler daha yoğun olacaktır. Bu sebeple Kur’an’ı böylesine okuyanlardan dinlemek mühim. Ve öylesine seslerden biri de Nasser Al Qatami.

İslami ilimlere de vakıf bir imam

Al Qatami hakkında hiçbir şey yazılmamış olması (en azından ben bulamadım) beni büyük sürprize uğrattı. Ben de kendisini dinlediğimden beri başka kimselerden Kur’an dinlemeyi tercih etmediğim Nasser Al Qatami’nin berrak sesini bilmeyene ulaştırırım arzusuyla kendisi hakkında yazmak istedim. Bizzat sesiyle, içli okuyuşuyla Kur’an’a hizmet ettiğini düşündüğüm bu zat için Türkçe hiçbir bilgi olmaması büyük bir eksikti. Nitekim kendisi hakkında bulabileceğiniz 3-5 cümle de benim gibi Al Qatami’yi dinleyip büyülenen kimselerin “Ben bu sesi daha önce nasıl duymadım? Ben Kur’an’ı böyle güzel okuyan görmedim!” tarzında farklı sözlük sitelerine yazdıklarıydı. Başka “Keşke daha önce tanısaydım.” diyenler çıkar diye daha geciktirmeden Al Qatami’yi gündeme getirmek vacip oldu uzun lafın kısası.

Dünyanın en iyi hafızlarından biri olarak ün salan Al Qatami, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da 1980 yılında doğdu. Şu an evli ve üç çocuk sahibi bir imam olarak Prenses Latife bin Sultan bin Abdulaziz Camii'nde görev yapmaktadır. Sadece yumuşak sesi ile değil İslami ilimlere olan vukufiyetiyle de öne çıkan Al Qatami, İslami ilimler konusunda yüksek öğrenimini tamamlamış ve yüksek lisans eğitimine başlamıştır. Ayrıca Mısır/ Kahire’deki Al Hayat Üniversitesi’nden onur doktorasına sahiptir.

Kur’an’ı hisseden, hissettiren bir okuyuşu var

Al Qatami, dünyanın sayılı hafızlarından olma yoluna çocukken başladığı Kur’an okullarında çıktı. (Bu okullar Suudi Eğitim Bakanlığına bağlı hizmet veren okullardır.) Fakat klasik eğitimle yetinmeyip Kur’an ve İslami ilimlere dair etkinliklere, konferanslara sıklıkla katılmaya başladı. Bu süreçte Şeyh Bakri Tarabichi, Mohammad Ayub, Mahmoud Soukar gibi dönemin en iyi hafızlarından etkilendi. Belki de bu etkileniş Qatami’yi bugünlere taşıyan en önemli noktaydı. Henüz 14 yaşını doldurmadan imam oldu. Şu an görev aldığı camiye gelmeden evvel birçok camide görev yaptı.

Kendisinin bir diğer özelliği ise sade bir imamlıkla yetinmeyip dava edindiği Kur’an’ı sahadaki faaliyetleriyle de icra etme çabasıdır. Bu bağlamda Suudi Arabistan içinde ve dışında verdiği konferanslar, yaptığı birçok konuşma, katıldığı etkinlikler örnek olarak verilebilir. Bunların bir kısmının yayımlanmış video ve bültenlerine ulaşmak mümkün. Ayrıca sadece bireysel olarak yer aldığı etkinlikler değil, kurumsal olarak faaliyet gösteren mecralarda üstlendiği roller de Al Qatami’nin büyük gayretini ortaya koyuyor. Bunlar arasında en kaydadeğer olanı şüphesiz ki en büyük hafızları, Kabe imamlarını da içeren Ayat Al Kur’an Karim Group’un yönetim konseyinde görev almasıdır. Yahut Suudi Kur’an İlimleri Topluluğu’nda olan üyeliği de bu minvalde sayılabilir.

Yumuşak sesi ve Kur’an’ı hisseden, hissettiren okuyuşuyla dinleyene tesir eden Nassar Al Qatami’yi; bu genç hafızı ve ilim adamını kısaca da olsa duymayanlara duyurmak istedik. Zira başta da açıkladığımız üzere Al Qatami gibi zatların gayreti (ve tabi kabiliyeti) gözden kaçırılmayacak kadar mühim. Yazıyı, övgülere mazhar kıldığımız sesinden birkaç örnekle kapatalım.

Not: YouTube’da Fussilet Kur’an Merkezi adlı hesap Nasser Al Qatami’nin sesinden tüm sureleri, ekranda Türkçe meali de yazacak şekilde derleyip video olarak yüklemiş. Allah razı olsun, Kur’an okumak için de çok faydalı oluyor. Herkese tavsiye olunur.

Karia ve Tekasûr Sureleri:

Amenerrasûlu:

Ezan:


 

Deniz Baran yazdı

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER