© Dini Haberler 2020

Idris Abkar da dünyaca ünlü hafızlardan biri

Idris Abkar kalın denebilecek bir ses tonuna sahip ve bu sebeple Sudais’in tarzının zıttı denebilir. Ayrıca Shuraim’in davudi sesinden de daha farklı, daha düz bir sese sahip.

Dünyaca ünlü hafızları sizlere tanıtmak hevesiyle başladığım yazı dizisinin bu yazıdaki durağı, Idris Abkar. Bilenlere hatırlatma, bilmeyenlere bildirme amacını taşıyan bu yazılarda şüphesiz ki ilk amaç, etkileyici tilavetleriyle kalplerimizi, kulaklarımızı daha fazla Kur’an’a çeken sesleri size duyurmak. Tali bir amaç olarak ise aynı zamanda kendi toplumlarında âlim zatlar olarak öne çıkmış bu kimselerin toplumsal rolünden bahsetmek niyetindeyim. Şu ana kadar eldeki veriler yettiğince dört imam/ hafızdan bahsetmiştik. Beşinci yazımızın konusu olan Idris Abkar da yine listemdeki Suudi isimlerden. Ancak son üç yazıdaki isimlerin aksine “Kâbe imamı” değil. Mescid-i Haram sınırlarının ötesine yavaş yavaş geçmeye başlıyoruz Abkar ile…

Idris Abkar Cidde’de dünyaya geldi. 1975 doğumlu olduğu için genelde 1960-65 aralığında doğmuş olan Sudais, Shuraim veya Mahir gibi meşhur isimlerin bir alt kuşağında diyebiliriz. Bugün meşhur bir hafız olan Idris Abkar’ın Kur’an ile olan birlikteliği henüz 8 yaşında Tevhid Mescidi’nde başladı. 13 yaşında da hafızlık eğitimine başlayan Abkar, 4 yıllık bir sürecin sonrasında 17 yaşında hafızlık onuruna erişti. Hafız olduktan sonra ise eğitim sürecini geçirdiği Al- Fatami Camii’nde 3 yıl imamlık yaptı. Yani henüz 17 yaşında iken cami imamlığı yapmaya başlamıştı.

Düz ama net bir sese sahip

Cidde’de farkı mescitlerde imamlık yaptıktan sonra şu an Abu Dhabi’de görev yapıyor Abkar. Kendisi halihazırda Sheikh Zayed Büyük Camii’nin imamı. Kâbe imamları kadar meşhur olmasa da ünlü hafızlar arasında adını zikrettirecek bir bilinirliğe sahip. Farklı online platformlarda ve özellikle işisel web sitesinde dünyanın dört bir tarafından İdris Abkar’ın tilavetine hayran olan kişilerin mesajlarını görmeniz mümkün. Abkar’ın siyasi duruşuna veya sosyal faaliyetlerde yer alıp almadığına dair bir veriye ulaşmak mümkün olmadı ancak sadece sesiyle dahi kitleleri etkileyebildiği apaçık ortada.

Peki Abkar’ın sesini etkileyici kılan ne? Bundan önceki tüm yazılarda kendi tabirlerimle her bir hafızın nasıl bir tarza sahip olduğundan bahsettim (izah edebildiğim kadarıyla yazıyorum, inşallah bir lafız ve betimleme hatası yapmamışımdır). Her bir hafız kendine has bir ses tonuna ve okuyuş tarzına (tarzlarına) sahip ve elbette dinleyenler de hangisi daha çok içlerine işlerse o tarzı öncelikle tercih ediyor. Abkar kalın denebilecek bir ses tonuna sahip ve bu sebeple Sudais’in tarzının zıttı denebilir. Ayrıca Shuraim’in davudi sesinden de daha farklı, daha düz bir sese sahip. Etrafımda gördüğüm kişilerin genelde daha çok hoşuna giden tiz vurguları pek yaptığı söylenemez; dediğim gibi, daha düz bir şekilde okuyor sûreleri. Ancak oldukça net bir sesi var. Kur’an’ı dinlediğiniz andaki ruh halinize göre böyle net bir ses daha tercih edilir olabileceği gibi ayetlerdeki kelimeleri seçmek de biraz daha kolay oluyor. Kısaca Akbar’ın bilhassa ses tonuyla bundan önceki yazılara konu olmuş isimlerden farklılaştığı ve özellikle kalın sesi sevenler için daha öne çıkabileceğini söyleyebiliriz.

Yazıyı Abkar’ın sesinden bir Yasin Sûresi ile bitirmeden evvel bir not düşeyim. Okur dostlardan biri çok güzel bir hatırlatma yaptı ve dedi ki: “Eskiden bir kesim erkân Kur’an zaten güzeldir gibi ince bir düşünceyle 'Kur’an’ı güzel okuyor' değil, 'Kur’an ağzına yakışıyor.' dermiş.”

Ben de bu güzel inceliğe yazılarımda dikkat edip artık bu şekilde belirtmeye gayret edeceğim. Kendisine tekrar teşekkürler bu geri dönüş için.

Dünya Bizim/Deniz Baran yazdı

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER