HAC BİLİNCİ
KISA YAZILARİmran KILIÇ'ın Kaleminden "HAC BİLİNCİ"
Hac ibadeti, herhangi bir ülkeye yapılan sıradan bir seyahat olmayıp, bu Allah’ın özel bir çağrısıdır. Yıllarca hasretini çektiğimiz kutsal mekânları ayne’l yakin görüp oradaki ibadet hazzını yaşama davetidir. Mikat mahalline gelindiğinde, büyük randevu, Allah ile buluşma ve kavuşmayı simgeleyen hac başlar. İhrama girmek, yalnızca dünyevi elbiselerden değil, her türlü manevi kir ve paslardan arınıp, kalbine ağırlık veren ne varsa hepsinden soyunup haccın kutsal iklimine girmeyi, Tel biye, emre uyup yüce Allah’a tekmil vermeyi remze der. Kâbe Allah’ın esiri sembolize eder. Yüzünü Kâbe’ye çeviren gönlünü de Allah’tan başka her şeye çevirmelidir. Çünkü Kâbe ibadetlerimizin merkezidir. Kâbe etrafında dönerek gerçekleştirilen tavaf, kainatın ve yaratılışın özeti teslimiyetin ve ilahi takdire boyun eğişin sembolü sayılır. Hacer-i Esvet’i selamlama; Allah’a vermiş olduğu Ahdi yenileme anlamına gelmektedir. Mültezimde dua hatalarıma rağmen başka bir yere değil senin kapına geldim beni affet. Affetmeden ayrılmam Ya Rabbi, demektedir. Kâbe’nin inşasında iskele taşı olarak kullanılan makam-ı İbrahim bize ayağımızı sağlam temellere dayanmamızı zemzem, hacdan sonra pak eylediğimiz midemizi ifsad etmemeye, kazancımızı haramla kirletmemeye söz vererek arınmayı, safa – Merve arasındaki Sa’y mümin kardeşlerimizle beraber kutsal ve büyük ideallere beraber koşmanın ne demek olduğunu, Arafat cehaletten kurtulup, günahlardan sıyrılıp marifetullah ile olabilmeyi vakfe mahşeri müzdelife müminden beklenen bilinç düzeyine ermeyi, mina aşkı sembolize eder. Diğer bir deyişle Kâbe de imana zemzeme de takvaya, Arafat’ta bilgiye, meşar de bilince ve mina da sevgiye ulaşır.
Taşlama, bir anlamda şeytana karşı girişilen bir savaş sembolize eder. Kurban Allah yolunda fedakârlığın bir nişanesidir. Tıraş olmak tevazuyu ifade eder. Hira da inzivayı vahyi Sevir de stratejiyi hicreti anlarız.
HAC İBADETİ VE ÖNEMİ
Hac sözlükte, kaydetmek, saygı duyulan bir kişiye veya yere yönelmek anlamlarına gelir. Dini bir terim olarak ise hac, belirli vakitte Arafat'ta bulunma ve usulü-ne uygun olarak Kâbe'yi tavaf etme fiillerinden oluşan bir ibadettir. Hacceden kişiye "hac" (hacı) denir. Çoğulu "huccac" dır.
Hicri dokuzuncu senenin sonlarında farz kılınan hac, İslam'ın beş şartından (temel hükmün) dan biridir. "Yoluna gücü yetenlerin o evi, haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. (Al-i İmran-97) anlamındaki Ayet-i Kerime bu farziyetin Kur'andan delilidir. İbn Ömer'in Hz. Peygamber (s.a.v) den rivayet ettiği "İslam beş esas üzerine kurulmuştur… Hac yapmak. (Buhari, Müslim, Tirmizi) hadis-i Şerifede haccın sünnetten delilidir. Yine Rasulullah (s.a.v) "Ey insanlar Allah'ı Teala size haccın farz kıldı, haccediniz." Buyurmuştur. (Müslim) Sahabe dönemin-den beri bütün müctehidler. Gücü yeten kimsenin, ömründe bir kere hac yapma-sının farz-ı ayn olduğu hususunda icma etmişlerdir. Buna göre hac ibadeti, kitap, sünnet ve icma-i ümmet ile sabit olan en kuvvetli farzlardan biridir. Şartları gerçekleştiğinde haccın geciktirilmemesi gerekir.
Haccın farzları ihram (helal olan şeyleri kendine haram kılmak, Arafat'ta vakfeve kabey tavafdan ibarettir. Şu şartları taşıyanlara ise hac farzdır. Müslüman olmak akıllı ve erginlik çağına gelmiş olmak, hür (serbest) olmak, haccın farz olduğunu bilmek, haccı yerine getirecek kadar vakit bulmak, kendisinin yol ihtiyacını karşıladığı gibi hacca gidip gelinceye kadar ailesinin de nafakasını temin etmek.
Hüküm yönüyle Hac üç kısımdır.
1- Farz olan hac: şartlarını taşıyanların ömründe bir defa hac yapmaları farzdır. 2- Vacip olan hac: Adanan veya başlanmışken bozulan nafile bir haccın yerine getirilmesi vaciptir.
3- Nafile olan hac: mükellef olmayanlar… Farz haccı yerine getirmiş olan kimselerin yaptıkları hacdır.
Yapılış yönüyle de hac: İfrad haccı, Tementü haccı ve Kıran haccı olarak üçe ayrılır. Haccın ferd ve toplum açısından önemine gelince:
1- Hac dolayısıyla Renk, ırk ve dil ayrımı gözetilmeksizin bir araya gelinir ve kardeşlik duyguları gelişir.
2- Müslümanlar birbirleriyle dertleşir ve görüş alış-verişinde bulunurlar.
3- Yolculukta değişik yerler görüldüğünden bilgi ve görgü artar.
4- Bütün hacıların aynı kıyafetle bu ibadeti yerine getirmeleri eşitliğinin fiili eğitimidir ve o durum mahşeri andırır.
5- Maddi ve manevi borçlardan kurtuluşa vesiledir.
6- Büyük bir toplulukla yapıldığı için ruhu coşkunluk verir.
7- Adeta İslam ülkelerinin ve Müslüman toplulukların yıllık dini olağan kongresi gibidir ve öyledir.
İlginizi Çekebilir
Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan
Köşe Yazarlarımızdan A. Raif Öztürk'ün gündeme dair yazısı. Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan
Şeflerin Çilesi
Yılların birikimi tartışılmaz tecrübeleri ile kurumların olmazsa olmazı şeflerin bu haktan istifade edebilmeleri ve mahrumiyetlerinin giderilebilmesi için yetkililer acilen onları da bu yasanın kapsamına dahil etmelidir.
MEVLİDİ NEBİ
Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.
CAMİLER HAYATIN MERKEZİDİR
O kutlu mekânlar, sadece, dedelerin, babaların, ihtiyarların, ellerinden tutup evlerine götürmek için önünde beklenen; üç Cumayı geçirmemek için, cuma günlerinin takibinin yapıldığı, bayramdan bayrama, teravihten teravihe, kandillerden kandillere uğramak mecburiyetinde hissettiğimiz yerler de değillerdir.
Hırslı Değil Azimli Çocuklar Yetiştirmeli
Günlük hayatımızda sürekli birileri ile yarıştırılmaya alıştırılmış çocukların, büyüdüklerinde de arabalarının markasını, gittikleri yerleri, ilişkilerini, başarılarını ve hatta ebeveynliklerini yarıştıran kişilere dönüşebildiklerini görmüşüzdür.
Kur’an-ı Kerim’i herkes anlar mı?
Kur’an-ı Kerim’den herkes kendi ölçülerine göre anlar. Ama o uçsuz bucaksız bir deniz gibidir, dalmayı bilenler ondan daha ne inci mercanlar çıkarırlar.