Görmez, Sapanca Çok Amaçlı Yatılı Kur’an Kursunu açtı…

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:  Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen ‘Yurtdışı Din Hizmetleri Konferansı’ için Sapanca’da bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Sapanca Çok Amaçlı Yatılı Kur’an Kursunun açılışını gerçekleştirdi.

Yapımı 1,5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlanan Kur’an kursunun açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, sözlerine Van Çaldıran’da dün gerçekleşen menfur terör saldırısında hayatını kaybeden şehitleri anarak başladı.

Şehitlere rahmet dileyen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Çokça evlatlarımızı şehit veriyoruz. Dün Çaldıran'da altı evladımızı daha şehit vermiş bulunuyoruz. Allah hepsine rahmet eylesin. Allah, millet olarak bize onların uğruna canlarını verdikleri imandan, İslam’dan, Kuran'dan, birlikten, beraberlikten, kardeşlikten bir an olsun ayırmasın.  Onların uğruna canlarını verdikleri değerlere sımsıkı bağlı kalmayı millet olarak bizlere nasip eylesin. Evlatlarını şehit veren bütün ailelerin, anne babaların, eşlerin, çocukların yüreklerine Allah sekinet versin” dedi.

Kur’an Kursunun yapımında emeği geçen herkese teşekkür eden Başkan Görmez, Kuran’ı Kerim’in insanlığın ufkunda bir sıçrama meydana getidiğini, bu Kuran’ı okumanın yanında anlamaya da gayret etmek gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi;

“Bir kitap düşünün ki, geldi ve insanlığın ufkunda bir sıçrama meydana getirdi…”

Bir kitap düşünün ki, geldi ve bize insan olmayı öğretti. Neden var olduğumuzu, yaratılışımızın gayesini öğretti. Bize Rabbimizi, hayatı ve bu hayattan sonraki ebedi hayatımızı öğretti. Bir kitap düşünün ki, geldi ve insanlığın ufkunda bir sıçrama meydana getirdi. Hak, hakikat, adalet nedir öğretti. Bir kitap düşünün ki, geldi Allah'a nasıl bir kul olmamız gerektiğini, anne babamızla, eşimizle, çocuklarımızla, bütün varlık ve kainatla ilişkilerimizi öğretti. Biz böyle bir kitabın müminleriyiz.

“Kur’an, eşkıya olunsun diye gönderilen bir kitap değil, saadet ve mutluluk bahşeden bir kitaptır…”

Resulullah şöyle buyuruyor; ‘Allah bu kitapla nice milletleri yüceltecek, nice topluluklar da bu kitapla düşecek. Bu kitap sahip çıkıldığı zaman kendisine sahip çıkan milletleri yüceltir. Kendisine sırt çeviren milletleri de düşürür. Biz bu toprakları vatan kıldığımız günden itibaren bizi yücelten bu Kitap olmadı mı? Atalarımız at sırtında bu topraklara geldiği zaman onları yücelten, onlara yedi cihana rahmet mesajını götürme nimetini lutfettiren yegane kaynak bu yüce Kitap değil miydi? Bu yüce kitap tarih boyunca millet olarak bizi yüceltmiştir. Bu kitap eşkıya olunsun diye gönderilen bir kitap değil, bu kitap saadet bahşeden, mutluluk bahşeden bir kitaptır. Çünkü bu kitap bizlere gerçek mümin olmayı gerçek insan olmayı öğreten bir kitaptır.

“Kuran’ı güzel okumanın yanında anlamaya ve yaşamaya da çalışmalıyız…”

Bu kitap öyle bir kitap ki, okuması, dinlemesi, yüzüne bakması, ezberlemesi bir ibadettir. Ancak ihmal ettiğimiz iki büyük ibadet var. O da bunların gayelerini öğretir. Biri anlamak biri yaşamaktır. Anlamadan, yaşamadan biz bu kitabın yüceliğinden istifade edemeyiz. İslam ümmetinin her ferdi hafız olsa ancak manasından habersiz olsak, kitabın içinde emredilen ahkamı hayatımıza taşıyamazsak, biz o Kuran’ı yaşamazsak o vakit Kur’an bizi yüceltmez.
Bugün İslam dünyasında gördüğümüz çelişki bundan ibarettir. Yaşadığımız zaman anlayışınızda yükselir, anladığımız zaman hayata geçirmek de kolay olur. Kur’an kurslarımızda yeni bir çalışma içerisindeyiz. Ülkemizde çok güzel bir kavram vardır. ‘Fem’i Muhsin. Fem’i muhsin demek,  ihsanda bulunan ağız demek. Eğer bir insan çok güzel Kur’an okuyorsa biz o insanın ağzına ‘fem’i muhsin ağız’ diyoruz. Bu kurslarımız bize ihsanda bulunacak güzel okuyucular yetiştiriyor. Ama bu fem’i muhsinle beraber bir şeye daha ihtiyacımız var. O da, ‘Fehm’i Muhsin’ ‘Güzel anlamak’ Bu kurslarımızda artık fehm’i Muhsin, yani okuduklarını anlayacak ve güzel bir şekilde anlatacak seviyeye gelmesi içinde çalışıyoruz. Öğrencilerimiz, evlatlarımız sadece Kuran’ı hıfsetmekle iktifa etmesinler, aynı zamanda onu anlamak ve yaşamak için de çalışsınlar. Her çocuğumuz Kuran’ı en güzel şekilde okumalı ama aynı zamanda en güzel şekilde de anlamalı.

“Allah bizlere üç büyük ayeti okumamızı emrediyor; Kur’an, insan ve kainat…”

Bir kitap düşünün ki, ilk emri, ‘imanlı olun, ibadet edin’ değil. İlk emri, ‘oku’. İlk ayette Allah bizlere mesaj veriyor. Sizin bir yaratıcınız var, o yaratıcı sizin Rabbinizdir. Her işe başlarken Rabbinizi unutmayacaksınız. Siz O’nun ismini anarak bu ayetleri okuyacaksınız. Sadece bu ayetleri değil, kainatın da ayetlerini okuyacaksınız. Allah bizlere üç büyük ayetler topluluğunu okumamızı emrediyor. Birincisi Kur’an, ikincisi insan, üçüncüsü ise kainat. Allah’ın sayısız ayetlerini müşahede etmek gerekiyor. Bütün varlığı okumak gerekir. Bugün İslam almeinde yaşanan sorunlardan bir tanesi de kitabı kainattan ayırmak. Kitap kainattan ayrıldığı zaman anlaşılmaz.

Allah rahmetini üzerimizden eksik etmesin. Allah bütün bu coğrafyamızda zorluklar içerisinde kıvranan, her türlü zulme maruz kalan bütün kardeşlerimizi bir an önce yeniden aziz bir ümmet olma yolunda her türlü kötülüklerden uzaklaşmayı nasip eylesin. Kursumuzun hayırlara vesile olmasını diliyorum.