© Dini Haberler 2020

Diyanet'e ve Diyanet İşleri Başkanı'na Saldıranlar Ne yapmaya Çalışıyor?

15 Temmuz öncesi asıl hedefi Ülkemizi ve Cumhurbaşkanımızı yıpratmak hatta devirmek olan mihrakların farklı yöntemlerle kişi ve kurumlar üzerinden saldırdıklarını henüz unutmadık.

Haber yapmadan  önce bize ulaşan bilgilerin doğruluğunu teyit etmek Müslümanlığımızın gereği. Hele hele bir topluluk veya kurum söz konusu ise hassasiyetin daha üst seviyelerde olması da yine insanlığımızın gereği. Bütün unsurlarıyla bir bütünü teşkil eden ülkemizin herhangi bir kurumuyla ilgili yıpratıcı bir kampanyaya girişilmesi ülkemizin birlik ve beraberliğine yönelik bir saldırıdır. Hiçbir kimse bir kurumun başına kendi tasarrufuyla gelmez ve orada da ebedi kalıcı değildir. Görevler bir emanettir. Bir kurumun başındaki bir yöneticiye saldırı aslında o yöneticiyi o göreve getirenlere bir saldırı dolayısıyla yöneticileri seçen aziz milletimize saldırıdır.

Diyanet’e ve Diyanet İşleri Başkanı’na Saldıranlar Ne yapmaya Çalışıyor?

Diyanet İşleri Başkanlığımız ülkemizin en güzide kurumlarından birisidir. En zor zamanlarda bile duruşunu ve hassasiyetlerini muhafaza etmiştir. Bu güne kadar emeği geçen, katkı sağlayan bütün Diyanet mensuplarını hayırla yâd ediyoruz. Bu gün görevi devralan Başkanından, Yardımcısına, Genel Müdüründen, Daire Başkanına her kademedeki yönetici ve görevliler, Başkanlığın bünyesinde farklı kademelerde görev ifa etmiş olan kimselerdir. Elbette ki bu görevlere layık çok sayıda kimseler vardır. Ancak belirli sayıda kişi yine kurum içerisinden bu görevlere getirilmiştir. Bize yakışan yeni atanan hocalarımızı tebrik edip hep beraber kurumumuza ve ülkemize dolayısıyla da bütün Müslümanlara faydalı olmaya çalışmaktır. Elbette ki hiç kimse dört dörtlük değildir. Eksiklikler veya yanlışlıklar söz konusu olduğunda kardeşçe uyarmak ve daha iyiye doğru gidebilmesi için gayret sarf etmektir. Bize itibar edilmiyor, sözümüz dinlenmiyor diye ortalığı velveleye vermek, olmadık ithamlara tevessül etmek müslümana yakışan bir durum değildir.

Ülkemizde ve civarımızda terör olaylarından savaşlara cinayetlerden istismarlara bu kadar olaylar yaşanıyorken yaklaşık yedi yıl Diyanet bünyesinde Genel Müdür olarak başarıyla görev yapmış akabinde Cumhurbaşkanımızın tensibiyle Rektör olarak atanmış ve kısa bir süre içerisinde de yine Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Diyanet İşleri Başkanı olarak atanmış bir hocamız aleyhine olmadık cümleler kuran ve haberler yapmaya çalışan kimseler acaba bununla nasıl bir fayda sağlayacaklarını düşünüyorlar. Bize düşen ve yakışan zannın çoğundan sakınmak değil midir?

Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ


Din, Diyanet, İmam, Müezzin, Hoca gibi isimleri Kullananların daha hassas olması gerekmez mi?

Belirli periyotlarla Diyanet’i ve yöneticilerini hedef gösterip haber yapan sitelerin varlığını görmek bu konularda hassasiyeti olan herkesi üzmektedir. Bu haberleri yapanların en azından bu hassasiyeti dikkate almaları gerekmez mi? Devletin en önemli kurumları hakkında sadece karalama adına yapılan haberler ise hiçbir kriterle savunulamayacak ve kabul edilemeyecek hususlardır.

Kısa bir süre önce Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından göreve getirilen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali ERBAŞ’ın, hangi gayeye hizmet ettiklerini anlayamadığımız bir yaklaşımla hedef alınmasını da anlayabilmiş değiliz.

Şöyle Bir Hatırlayalım

15 Temmuz öncesi asıl hedefi Ülkemizi ve Cumhurbaşkanımızı yıpratmak hatta devirmek olan mihrakların farklı yöntemlerle kişi ve kurumlar üzerinden saldırdıklarını henüz unutmadık. Başbakanından MİT Müsteşarına Halk Bankasından Türk Hava Yollarına kadar birçok kişi ve kurum olmadık asılsız ithamlarla yıpratılmaya çalışıldı. Bu gün de Diyanet İşleri Başkanı sayın Erbaş’a yönelik saldırılar da aynı sahnelerin bir tekrarına benzemiyor mu?

Bir uyarı olmak üzere, yukarıda bahsettiğimiz türden, devlet kurumlarına ve erkanına saldıran haberleri beğenmek, yorum yapmak ve paylaşmak, sosyal medya ağlarını takip etmek ileride telafi edilemeyecek sonuçlara neden olabilir. Özellikle memurların daha dikkatli davranması, manşete bakarak paylaşım yapmaması en önemli husustur. İP numaralarında da kolayca tespit edilebilen bu tür paylaşımlar ve yorumlardan uzak durmak herkesin menfaatine olacaktır.

Bütün kişi ve siteleri daha hassas davranmaya davet ediyoruz. Diyanetin ve Başkanının yıpratılmasının telafisi imkansız zararlar vereceğini düşünmekteyiz. Kardeşlik hukukumuzu muhafaza edelim diyoruz.  

 

 

Diyanetliler Platformu  Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ

 

 

 

 

Kaynak: Haber Burada

İlginizi Çekebilir

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne Türkiye’de üniversitenin misyonu

Boğaziçi Üniversitesi tartışmalarını anlamak için biraz geçmişe gitmek gerekebilir…

TÜM HABERLER