© Dini Haberler 2020

Diyanet'e neden saldırıyorlar?....

Songünlerde birileri tarafından yine diyanet işleri başkanlığı hedef tahtası olarak seçilmiş. Bir kısım gazeteler ve bir kısım görsel medya tarafından diyanete belli gruplar tarafından sitemli ve organize şekilde(olmamış bir şeyi olmuş gibi göstererek,bütün açıklamalara kulak tıkayarak)ağır saldırılar başlamıştır. Neymiş efendim?

Ali Sandıkçıoğlu'nun Kaleminden

Songünlerde birileri tarafından yine diyanet işleri başkanlığı hedef tahtası olarak seçilmiş. Bir kısım gazeteler ve bir kısım görsel medya tarafından diyanete belli gruplar tarafından sitemli ve organize şekilde(olmamış bir şeyi olmuş gibi göstererek,bütün açıklamalara kulak tıkayarak)ağır saldırılar başlamıştır. Neymiş efendim? Bu insanlara göre diyanet çok yanlış bir fetva vermiş.

Diyanetin verdiği sözde bir fetvayıbazalarak (Aslında diyanet öyle bir fetva vermemiş) defalarca açıklamalar yapılmasına rağmen, Diyanet İşleri Başkanı Muhterem;Ali Erbaş beyive onun şahsındadiyanet işleri müessesine acımasızca ve insafsızca saldırıyorlar.Zahirde bakılınca diyanete düşmanlığın sebebi;güya diyanet dokuz yaşındakızlar evlenebilir diyebir fetvavermiş olması.Defalarca yalanlanmasına rağmen,konu ile alakalı Türkiyegenelinde diyanetin hazırladığı hutbeler okutulmasına rağmen düşmanlık bütün hızı ile devam ediyor.

Diyanet müessesini asılsızitham ve iftiralarlahedef tahtasına oturtan bir kısım sözde yazarlar,çizerler,siyasetçiler sankibirer namus timsali ve namuskahramanı kesilmişler..Diyanete karşı düşmanlık bayrağı açanlar sözde hanımların ve genç kızların haklarını koruyan birer koruyucumelekdurumundalar. Diyanetişleri başkanını ve koca bir diyanet teşkilatıkadın haklarını ayaklara altına alan, kızları çok genç yaşta evlenmeye teşvik eden (!) bir kurum gibibilerek ve kasıtlı olarak göstermeye çalışıyorlar. Bu yüzden diyanete akıl almaz hücum ediyorlar.Dini gericilik sayanveya dinibir afyon gibi tehlikeli gören sözde yazarların, çizerlerin,geçmişteKur’an-ı Kerimlerikağıt fabrikalarına gönderen,ezanı aslı şekliyle okumayı yasaklayan,özel binaların girişlerinde arapça olarak yazılan veya yazdırılıpasılan “Maşallah”, “Yamalikel mülk”, “Bismillahirrahmanirrahim” gibi isimli levhalarınatahammül edemeyip o güzelim levhaları bekçiler vasıtası ile söktürüp çöplüklere attıran, ecdat yadigari birçok camiyi satan, ahır haline getiren, birçok müslüman mezarlığını yol bahanesi ile yıkanlar,

nice din adamlarını sorgulayan, tabutluklarda eziyet eden,bir kısımına cezalar veren, hatta asan, geçmiş ceberut siyasetçilerin bugünkü temsilcilerinindiyanete,saldırısınıanlamakta zorlanmıyoruz.. Bu tiplerin niyetleri,tutum ve davranışları hal ve beyanları ile bellidir.Milliyetçi,maneviyatçı geçinen bazı yazarların hatta dine hizmet eden bazı dini cemaat veya tarikat mensuplarının ve bir kısım din adamlarının(!)da mal bulmuş mağribi gibi diyanete saldırmalarınıgerçektenbir türlü anlayamıyoruz...Hani sizler (Kol kırılır yen içinde) demiyormuydunuz?..SamimiAllah rızası için tenkit ve uyarı varkendüşmanlıklar niye?

Bir defamilliyetçi ve maneviyatçıolanlar,bir başka ifade ile bir gün mutlaka öbür alemde hesaba çekileceğine inananyazarlar,ilim sahipleri dinimizin,kitabımızın ve Hz. Allah’ın(cc)emri olarak kendilerine gelen birhaberi ciddibir araştırmaya tabi tutmalıdırlar. Haberin doğruluğunu, kaynağını tam olarak tesbit ettikten sonraancak o zaman haber yapabilirler. İyice araştırıldıktan sonra ancak o konu üzerine makale yazılabilirler. Dilek, temenni veya edep ölçüleri içinde uyarıcı ve yapıcı tenkitlerini yapabilirler. Aksi halde aslı olmayan şeyi haber yapmakyada konu üzerine fikir yürütmekyalan ve iftira olur... Bir müslümanın diğer bir müslüman kardeşini,bir cemiyeti, cemaati veya bazı eksikleri olsa bile, topyekûn olarakdiyanet müessesesini hedef seçerek gelişi güzel tenkit etmek hiçbir şekilde doğru değildir.

Türkiye’de kısa yoldan yükselmek istiyorsan;Bunun en güzel yolu; dine, dindara, dini müesseselereveya diyanet camiasına çatmak, daha doğrusu dine düşman gözükmeklemümkündür. Eğer böyle yaparsanız birileri hemen sizi kapar gazetesi ile TV. ekranlarında sizişöhret yaparlar.Şöhretbasamaklarını çabucak çıkar şayet gönlünüzde her hangi bir yerden aday olmak varsa, kolaycaadayda yapılırsınız.

Bu yüzden bazı insanlar kısa yoldan yükselmenin yolunun dine ve dini müesseselere çatmakla mümkün olabileceğini düşünüyorlar.Tabii kibu çok yanlış bir yol ve düşünce ve çıkmaz sokaktır.Böyle yapanlar belki dünyalık için bir şeyler elde etmiş olabilirler ancak ebedi hayatlarını mahvetmiş olurlar.

Bir zamanlar diyanetin hedef tahtasına konulmasına sebep;

Memurlar rahat Cuma namazı kılabilsin diye, Cuma’a vaktinde esneklik getirdiğinden dolayıdır.Diyanetin memurlara getirdiği bu esnekliği hazmedemedikleri için bir kısım aydınve ilerici (!) ler hemen anayasa mahkemesinegideceklerini beyan ettiler. Onlara göre laiklik, cumhuriyet elden gidiyor...Bir kısım gazeteciler, TV’lerbazı mesleki kuruluşlar diyanete karşı hep birlikte savaş açmışlardı.Bir defasındada diyanet işleri başkanlığınasatın alınan bir arabayı dillerine doladılar. Geçmiş diyanet işleri başkanımızın şahsında diyanete ne amansız hücumlar yaptılar.

Dahakısa bir süre önce bir kısım malum siyasetçiler biz iktidara gelirsek ezanı kaldıracağız diye beyanat vermedilermi? Belki bazı beyler unutmuş olabilir ancak bizimolaylar hâlâ hafızalarımızda taptaze... Birzaman resmi bir yemekte o zamanın aydınları(!),siyasetçileri,yetkilileridiyanet işleri başkanınımasalarına almadılar.... İlericiliklerine zarar gelir, yahut laiklik elden gider diye ... Şimdi merhum olan zamanın diyanet işleri başkanına mutfakta bir masa ayarlayıp resmi zevattan ayrı bir yerde yemek yedirmedilermi?Nedensepapazların kalpaklarından rahatsız olmayan bazı insanlar diyanet işleri başkanı ve hocaefendilerin sarıklarından rahatsız oluyorlar.Ecdadımız Osmanlı tetkik edildiğinde görülür ki, bütün dinlereibadetlerini yapmakta,dini kisvelerini giymektetambir hürriyet vermişti.

Diyanet düşmanlarından bir yetkili bir zamanlar diyanet işleribaşkanıbenim nazarımda;“Kadastro müdürüyleeştir” deyipdiyanet işleri başkanını vediyanet işleri makamınıbasiteve hafifealmadımı?Daha doğrusu diyanetlemüslümanlarla alay etmedimi?

Her seçimdenakavt olandin, diyanet, mukaddesat düşmanları ne zaman bu kötü huylarından vaz geçecekler? Dine, diyanete saldırmaktanne zaman vaz geçecekler?... Doğrusu merak ediyoruz. Bu milletin büyük bir kısmının müslüman olduğunu bu insanlar bilmezlermi? Şimdi dillerine doladıkları dokuz yaşında kız çocukları evlendirilebilir verilmeyen fetvası gibi, geçmişte;Din işleri yüksek kurulu başkanımuhterem;Ekrem Keleş beyin (Bazı internet sitelerinde kurul tarafındanverildiği iddiaedilen bir fetva ile ilgili, “Din işleri yüksek kurulumuzun böyle bir fetvasıkesinlikleolmamıştır, olamaz” demelerinerağmenbazıları diyaneti hadef tahtası seçmemişlermiydi?..Birileri maksatlı bir şekilde; hücum ettikçe,hücum ediyor, saldırdıkça saldırıyorlar...Bilinmez bu insanlardiyaneti hedefe koymakla kimleri vurmakyada yıpratmak istiyorlar ..... Hedef diyanetmi? Yoksa diyanet ismi altında hükümetmi?Doğu ve güneydoğudavahşice çocuklar analaröldürülürkenbunun için tek cümle yazamayanlarveya konuşamayanlar diyanete neden veryansın ediyorlar?...

Efendiler diyanet işleri başkanı bir kadastro memuru değildir.(Yanlış anlaşılmasın. Kadastro teşkilatımızı aslahafife almıyorum. Geçmişte diyanet işleri başkanı kadastro memuruna benzetildiği içinmisal olarak veriyorum.)

Diyanet işleri başkanını resmi protokolde yeri mutfak değil, bütün resmi erkanın oturduğu masadır.Papaz, kalpağına, hahamkipasınasöz etmeyenler, tahammül gösterenler. Esasında onların ibadet haneleri,dini ritüelleri ve kisveleri bizce hiçbir zaman anormal karşılanmaz. (Yüzyıllardır ecdadımız bunun en güzel örneklerini göstermişlerdir.)Artık müslümanlara,müesseselerine, diyanet işleri başkanına başındaki sarığınada yeter artık söz etmeyiniz. Sizler inanır veya inanmazsınız o sizlerin bileceğibir husustur.İnanmasanızda, en azındanmilyonlarca müslümanı temsil eden diyanet işleri başkanına saygı göstermelisiniz.Şunu unutmayınız. Burçdeğişmiştir. Bir daha diyanet işleri başkanınıprotokol yerine mutfağa gönderemeyeceksiniz.Ne Türkiye eski Türkiye’dir. Ne milletimiz eski millettir.Rabbim dini celili İslam’a samimiyetle hizmet eden bütün kurum ve kuruluşların yardımcısı olsun. Rabbim bütün müslümanları fitne ateşinden koruyup muhafaza etsin.Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.

İlginizi Çekebilir

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne Türkiye’de üniversitenin misyonu

Boğaziçi Üniversitesi tartışmalarını anlamak için biraz geçmişe gitmek gerekebilir…

TÜM HABERLER