Diyanet reisi yılın bürokratıdır
MEDYAİnternethaber sitesi yazarlarından Eyüphan Kaya köşesinde, \"Diyanet reisi yılın bürokratıdır\" dedi.
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
Bürokrat, üst düzey yönetici, istisnai memur; devleti yasa ve yönetmeliklere dayanarak icra ettiği kimsedir. Ancak Bürokratın kalitesi, bilgi ve cesareti, vizyonu ve mizacı başında olan kurumun işleyişini, verimini arttırdığı gibi kalite kat sayısını da arttırıyor.
Dolayısıyla bir bürokratımız var ki, kanaatimce yılın bürokratı olmayı şimdiden hak etmiş bile. Bu zat, Diyanet Reisi Prof.Dr.Mehmet Görmez’dir.
Neden mi? Beraber değerlendirelim;
1-Diyarbakır’da bir ilk olarak Kürtçe Mevlit okudu ve Tükçe Mevlidin yazarı Süleyman Çelebi ile Kürtçe mevlidin yazarı Melayı Bateyi’nin dost olan ruhlarına, duygu birlikteliğine vurgu yaparak, barış sürecine katkı verdi, bu vesileyle örülmekte olan barış duvarına bir tuğla da kendisi bıraktı.
2-Din görevlilerine seslendiği bir etkinlikte, “eğer yıllardır cemaatiniz belli şahsiyetlerden oluşan 3-5 kişi ise kusura bakmayın o zaman siz namaz kıldırma memurusunuz, tebliğ ve irşad görevinde yetersisiniz” diyerek din görevlilerini özeleştiriye davet etti.
3-Cami cemaatinin hassasiyetini en ince noktasına kadar düşünerek, seccade motifli halıların cemaat mantığına aykırı olduğu, insanlar arasındaki samimiyeti bozduğuna vurgu yaptı.
4-Diyanet Riyasetinin dini ve ilmi açıdan özerk olması gerektiği üzerinde durdu ve faydalarını dile getirdi.
5-İnsan onuru, sevgi, samimiyet yılı vb. yıllar belirleyerek toplumsan değerlerimize sahip çıktı.
6-Cizre’de, Silvan’da Beşinci haremi Şerif durumunda olan Diyarbekir ulucamiinde Kürtçe hutbe okuyaral insanlarımızın gönlüne su serpti.
7-Alim, Amil ve Fadıl bir insan, saygın bir din adamı profilini sergiliyor, kamuoyuna güven verip, diyanetin saygınlığını arttırıyor.
Sevgili dostlar, Diyanet sürekli eğitime katkı verebilecek, hayatın her aşamasında vatandaşı aydınlatma mevzuunda aktif rol alabilecek nadide bir kuruluştur. Bir kuruluş düşünün ki memleketin en ücra köşesine kadar sesi ulaşıyor, hem de toplumun en saygın kimseleri aracılığıyla. Niye saygın diyorum, çünkü istisnalar hariç hala da din adamlarına Anadoluda saygı duyuluyor.
Bu manidar kuruluştan bir talebim var, en geç Kurban Bayramına kadar tüm Türkiye’de bir “Barış Hutbesi”nin okutulması ve bu vesileyle ülkemizde bir barış, huzur ve kardeşliğin tesisi için katkıda bulunmasını talep ediyorum.
Türkiye’nin doğusu ve batısı yıllardır, medya üzerinde bir birleri hakkında yanlış bir bilgi sahibidirler, maalesef bu bilgi de sağlıklı olmadığı gibi, aynı zamanda taraflı bir bilgidir. Nefret ve düşmanlığı aşılamaya yöneliktir.
Eski devlet anlayışı bu memlekete sıkıntı oluşturduğu, bu süreçte yetişen defolu vatandaşın hayatı birilerine zehir ettiği, devlet adına yapılan zulümlerin artık son bulması gerektiği, devletin kutsallığı, adalet ve hizmetkâr olmasından kaynaklandığını, devlet adına kimsenin vatandaşa sıkıntı verme hakkına sahip olmadığını, bu şekilde davranan devlet adamı olsa şayet yanlışı örtbas etme adına onlara karşı sessiz kalmanın bir marifet olmadığı gerçeğine vurguda bulunma gerekliliği üzerinde durulmalıdır.
Biz de nitelikli vatandaş olarak bu konuyu gündemde tutmamız gerektiğine inanıyorum. Siz sevgili okurlarımın Diyanet Reisi Prof.Dr.Mehmet Görmez’e ve sahip olduğu misyona sahip çıkmanız gerektiği kanaatindeyim. Ayrıca tüm imkânlarımızla barış sürecinin arkasında olup, varsa bir yanlış düzeltmek için çalışıp çabalamamız gerekir diye düşünüyorum.
Bu sürecin adil, adaletten taraf ve cesur bir adamı olarak Sayın Görmez’i yılın bürokratı ilan ediyor, katkılarınızı bekliyorum.
Selam ve saygılarımla
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…