© Dini Haberler 2020

DiniHaberler.com Sitesine Ne Oluyor?

Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan soruşturma sonucunda görevden ihraç edilen imamın dinihaberler.com sitesi ile hiçbir bağının olmadığını iddia edenler, bir anda o imamı savunmaya geçti.

Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan soruşturma sonucunda görevden ihraç edilen imamın dinihaberler.com sitesi ile hiçbir bağının olmadığını iddia edenler, bir anda o imamı savunmaya geçti.

Sevgili Okurlar;

Bir site düşünün ki güya Diyanet camiasına hizmet ediyor. Bir site düşünün ki Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atanan Diyanet İşleri Başkanını tanımıyor ve ahlak sahibi birinin ağza alamayacağı haberler yayınlayabiliyor. En acı olanı da dinihaberler.com adını kullanarak bunları yapıyor. Devlet otoritesini tanımayan, devlet kurumlarına kendi çıkarları için pervasızca saldıran bu adamlar kim ve bunların arkasındaki destekçiler kimler?

Diyanet İşleri Başkanlığının başlatmış olduğu soruşturma neticesinde Kırşehir Abidin Hoca Camii İmam Hatibi Yasin Kılınç için ihraç kararı verilmiş. Hangi suçtan atıldığını tam olarak bilmediğimiz için daha önceki haberimizde değinmemiştik. Dini Haberler sitesi “İmam Hatip Yasin Kılınç'ın dinihaberler ile hiçbir bağlantısı olmadığı halde siyasi haber yapmaktan görevine son verildi” bilgisini paylaştı.

dinihaberler.comun bugün kaleme aldığı yazılar üzerine, kendilerine kamuoyu tarafından da merak edilen bazı soruları yöneltmek istiyoruz. Bu sorulara nasıl cevap vereceklerini merakla bekliyor, ortaya attıkları tüm iddiaları ispat etmeye kendilerini davet ediyoruz.

BU SORULARA CEVAP VEREBİLİR MİSİNİZ?

1- Malum site, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından görevden ihraç edilen Yasin Kılınç adlı imamın kendileriyle hiçbir bağı kalmadığını iddia etmesine rağmen ihraç edilen bu imamla ilgili yapılan habere cevap verme telaşına kapılmıştır. Hiçbir imamı böyle savunmayan malum site konu Yasin Kılınç olunca neden böyle telaşa kapıldı?

2- Yıllarca Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan birçok toplantıya özellikle davet edilen ve kaldıkları otelin ücreti kurumun bütçesinden ödenen malum sitenin yöneticileri, artık bu tür toplantılara davet edilmiyor. Malum sitenin Diyanet’e yönelik yaptığı haberlerine ve sloganlarına hakim olan “kin dili”nin sebebi artık davet edilmeyişi midir? Diyanet’i yıpratmaya çalışarak hangi oluşuma yer açmaya çalışmaktadır?

3- Malum sitenin yöneticileri “Bize para teklif ettiler ve biz almadık” iddiasında bulunmaktadır. Atalarımızın dediği gibi “Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söyler”. Madem haber yapma işlerinde ücret konuşuluyor? O halde malum site yöneticileri, bu zamana kadar kaç kişiden ücret almışlarsa açıklayabilirler mi? Ya da malum site, haysiyet cellatlığı yaptığı dönemlerde şantajla maddi menfaat elde etmiş midir?

4- Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili olarak müstehcen hadiselerin yaşandığını iddia eden site yönetimi, bu bilgiye ne zamandan beri sahiptir? Bu zamana kadar hukukun suç saydığı şeyi saklayarak suçluya yardım etmeyi mi tercih etmiştir? Şimdi açıklayacağım demekle tehdit etme yoluna girmesi malum sitenin asıl işlevinin habercilik mi yoksa tetikçilik mi olduğu hususunda şüphe uyandırmaktadır. Bunun takdirini yapacak kamoyudur. Bu tür müstehcen bilgileri açıklayacağım diyerek zamanında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve yakınlarına iftira atma amaçlı şantaj ve montaj yapan FETÖ'cülere mi özenmektedirler?

5- FETÖ ile hiç alakası olmadığı halde onlarca kişiyi afişe ederek sonuç almaya çalışan ve süreci sulandırma görevi almış gibi bir tavra bürünen malum sitesinin gerçek sahibi, sitenin künye bölümüne adını yazmaktan neden imtina etmektedir? Geçmişinde yüz kızartıcı bir fiilden dolayı mı kamudaki görevinden ihraç edilerek oda mı İmam Yasin Kılınç gibi aynı akıbeti yaşamıştır? Bunun açığa çıkmasından mı çekinmektedir?

6- Müftülerin dahi seminer haberlerini bir zamanlar malum siteden takip edecek kadar Diyanet'in eski yönetimi tarafından bilgilendirilen, korumaya alınan söz konusu site, bu ayrıcalığını güce devşirip bu devşirdiği güçle Diyanet mensuplarına tahakküm etmeye çalıştığı gerçeğini gizleyebilecek midir? Yeni yönetime süre tanıma hadsizliği içine düştüğünün ne zaman farkına varacaktır?

7- Malum site, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Müdürü Mustafa Tutkun'un baskı görerek görevinden istifa etmek durumunda kaldığını iddia etmişti. Oysa ki Mustafa Tutkun beyin kendi isteğiyle dilekçe vererek kurumdan ayrılmayı talep ettiği çok iyi bilinmektedir. Bu tür haberlerin yapılmasındaki gerçek maksat, Diyanet Vakfı'dan sağlanan reklam gelirleri midir? Malum sitenin TDV’nın yeni yönetimine yönelik yaptığı haberlerde kullandığı nefret dilinin gerçek sebebi bu gelirlerin kesilmesinden duyulan endişe midir?

8- Diyanet'in ve Türkiye Diyanet Vakfın imkanlarından yıllarca hak etmediği halde istifade eden ve otel masrafları bu kurumlarca ödenen kişilere düşen, hak etmedikleri bir menfaat sağladıklarından, mazlumun ve yetimin hakkına girdiklerinden dolayı tövbe etmektir. Bunun yerine ümmetin göz bebeği olmuş bu kurumlara saldırmaya devam etmek, bu kişilerin veballerini artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Diyanet’e ve tarih boyunca ümmet tarafından saygı görmüş, alem olmuş isimlere nefret ve kin söylemiyle saldırmak, ne milletin ne de ümmetin hayrına bir iştir.

 

 

 

Diyanetliler Platformu  Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ

İlginizi Çekebilir

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne Türkiye’de üniversitenin misyonu

Boğaziçi Üniversitesi tartışmalarını anlamak için biraz geçmişe gitmek gerekebilir…

TÜM HABERLER