© Dini Haberler 2020

Coca Cola ve Erdoğan Gerçeği

İnternet Haber yazarı Süleyman Özışık "Kimseyle polemiğe girmek ve birilerini ikna etmek amacıyla yazmıyorum. Bilirim ki herkesi memnun etmek sade ahmakların hayalidir." dedi.

Kimseyle polemiğe girmek ve birilerini ikna etmek amacıyla yazmıyorum. Bilirim ki herkesi memnun etmek sade ahmakların hayalidir.
Sadece bir durum tespitidir yazdıklarım:
1- Coca Cola firmasının açılışını yapmak, AB’ye “Türkiye’ye yatırım yapmayın” diye çağrı yapan ülkelere atılmış en ağır tokattır. “Siz ne yaparsanız yapın, burası dünyanın 3. büyük markası olan Coca Cola’nın dahi yatırım yaptığı bir ülkedir” demektir o açılış.
2 – Coca Cola’nın sahiplerinin İsrailli olduğu ve kurum gelirlerinin bir kısmının İsrail’e yardım için gittiği yönündeki bilgi, çeyrek akıllı birilerinin ortaya attığı ve herkesin de inandığı bir balondan ibarettir.

3- Hani bilmiyorsan bari araştır ve öğren kardeşim. Coca Cola halka açık bir şirket. Yüzde 80 hissesi yüz binlerce küçük yatırımcıya ait.. Geriye kalan yüzde 20’nin sahibi ise 5 büyük şirket. Peki en büyük hissenin sahibi kim dersiniz? Söyleyeyim. En zor zamanlarda maddi ve manevi olarak Türkiye’nin yanında yer alan Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al Tani. Yani Erdoğan’ın en yakın dostu ve arkadaşı… Ondan sonraki büyük hissedar ise Olayan Ailesi’ne ait Suudi Şirket’i… Diğer büyük ortaklar da Arap ve Müslüman…

4- Coca Cola’nın Filistin’de 5 büyük üretim fabrikası vardır. Bu üretim fabrikalarında sadece Filistinliler çalışıyor. O fabrikalar da olmasa Filistin ekonomik olarak tamamen çökecek.

5 – Filistin’i Coca Cola’yı boykot ederek savunduğuna inananlar, “Hadi Filistin’e gidelim” dediğinde “Abi nerede o para” diyenlerdir. Filistin’e gelemeyeceğini belirttikten 3 ay sonra en harika tatil beldelerinden foto paylaşanlardır.

6 – “Ah olmadı Reis, İsrail’e bu kıyağı yapmayacaktın” diye eleştiren arkadaşlar da kusura bakmasınlar ama gerçekten çok komik oluyorlar. 40 yıldır siyaset yapan, 40 yerden üzerine gelen belaları savuştura savuştura bugünlere gelen Erdoğan’dan bahsediyorsunuz. Sizin siyaset diye bildiğiniz, siyasetin kırıntılarıdır. Devletin bildiğini, devletin stratejisini bilseniz akıl sağlığınızı kaybedersiniz. Onun için kırıntılar üzerinden yorum kasmaya hiç gerek yok.

7 – Bu yorumları İsrail teknolojisini de barındıran telefon ve bilgisayarınızda okuyorsunuz. O teknolojik aletleri kullanmadan yazın desem, biriniz buraya yorum yazamaz yani onu da bilin.

Efendim bari Erdoğan açılışa gitmeseymiş de başkasını gönderseymiş.

Erdoğan o açılışa gitmese, açılış haberi dünya medyasına konu olur muydu?

Olmazdı…

Bu konuyu ilk önce gündeme getiren, Furkan Vakfı’nın başındaki bir meczup. Yaptığınız eleştirilerle, o meczubun ahmakça iddiasına destek vermiş oldunuz.

Ve sen, sevgili AK Partili kardeşim.

Bu oyuna sen de alet oldun.. Sadece bunu yapmadın, denizi geçerken derede boğuldun.

Taa Gezi olaylarından bu yana bize yaşatılan sıkıntıların bir tek amacı vardı. Yürütülen algı operasyonları sayesinde Erdoğan ile ona destek veren seçmenleri arasındaki sevgi ve güven bağını koparmaktı o amaç…

Gezi’de, 17/25 Aralık’ta ve 15 Temmuz’da dik durdun, oynanan oyunu bozdun. Ama şimdi çok daha basit bir oyunun kurbanı oldun.

Almanya da bu açılışa kızdı, sen de kızdın. Hollanda da kızdı, sen de kızdın. Aranızda bir fark kalmadı. Bir anda kimlerin safına geçtiğini farkediyorsundur umarım.

Aç sosyal medyayı hem kendi yorumlarını hem de Fetö’cülerin yorumlarını karşılaştır.

Bir zamanlar Filistinlelere “Terörist” diyen Fetö’cü haşhaşilerle aynı satırları yazdığını göreceksin. Farkında olmadan onlarla aynı safa geçtiğini göreceksin.

Sen de artık onlardan birisin demeyeceğim ama Fetö ve onun yurt içindeki maşalarının yürüttüğü algı operasyonuna yenilmiş birisin.

Geçmiş olsun kardeşim!

Bu arada, bir hatırlatmada bulunayım.
Geçtiğimiz günlerde bir kızımız Organik Hoşaf ürettiğini belirtmişti ve hepiniz kızla dalga geçmiştiniz.
O kızı yerin dibine soktunuz ama kızcağızın ne yaptığını anlamadan soktunuz tabi.
Tanıtılan hoşaf değil, tüm içeceklerin ve yiyeceklerin raf ömrünü uzatacak bir formüldü.
Raflarda gördüğün binlerce üründe “aspartam” ve “sakkarin” var bilir misin? Yani ürünün raflarda uzun süre bozulmadan kalmasını sağlayan katkı maddesi.

Bilmezsin ve bilmediğin için sadece markasına bakar, alır ve afiyetle tüketirsin.
Bu katkı maddeleri kanser başta olmak üzere pek çok hastılığın kapısını aralayan katkı maddeleridir
Organik Hoşaf üreten kız bu hastalıklı ürünlere ihtiyaç olmadığını ıspatlıyordu sana.

Niye sahip çıkmadın hoşafına?

Sen git aldığın ürünlerin ancak patentine bak. Ancak adına bak ve “ayyy cola, ayyy İsrail ve ABD ürünü” de ve geç…
Aldığın tereyağının son kullanma tarihi niye o kadar uzun, hiç bakma tamam mı kardeşim?
Karnını iyice doyurup geğirdikten sonra, ülkenin ekonomik batağa girmemesi için, Ecevit döneminin tekrar geri gelmemesi için açılışa giden Cumhurbaşkanını eleştir.

DÜZELTME:

Geçen haftaki yazımda, Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak’a “FEM mezunu olan, İstanbul Üniversitesi’nde okurken Fetö’nün evlerinde kalan, Pikare isimli Fetö dershanesinde çalışan yeğeniniz Harun Nayır’ı hangi kriterlere göre belediye kadrosunda memur statüsüyle göreve başlattınız?” diye sormuştum.

Yazıdan sonra Pikare Eğitim Kurumları’nın kurucu Adem Kas kardeşim aradı. Pikare Eğitim Kurumları’nın Fetö ile hiç bir zaman bağlantıları olmadığını, Harun Nayır’ın ise Pikare Bünyesinde hiç çalışmadığını belirtti.

Yaptığım araştırmada “Pi” ile başlayan bir isim benzerliğini sehven yanlış yazdığımı farkettim. düzeltir, Pikare Eğitim Kurumları’ndan ve yanılttığım sizlerden özür dilerim.

Süleyman Özışık / İnternet Haber

İlginizi Çekebilir

Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan

Köşe Yazarlarımızdan A. Raif Öztürk'ün gündeme dair yazısı. Yılbaşına, yılsonuna değil, YOLUN SUNUNA odaklan

Şeflerin Çilesi  

Yılların birikimi tartışılmaz tecrübeleri  ile kurumların olmazsa olmazı şeflerin bu haktan istifade edebilmeleri ve mahrumiyetlerinin giderilebilmesi  için yetkililer acilen onları da bu yasanın kapsamına dahil etmelidir. 

MEVLİDİ NEBİ

Kandiller; öze dönüşün, Yüce Yaratanımıza yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın, geçici olanla kalıcı olanı fark etmenin, kalp gözümüzü açıp gönül dünyamızı temizlemenin fırsatı olan, nefsin yanıltıcı arzu ve isteklerinden uzaklaşmanın imkânlarını sunan kutlu zaman dilimleridir.

CAMİLER HAYATIN MERKEZİDİR

O kutlu mekânlar, sadece, dedelerin, babaların, ihtiyarların, ellerinden tutup evlerine götürmek için önünde beklenen; üç Cumayı geçirmemek için, cuma günlerinin takibinin yapıldığı, bayramdan bayrama, teravihten teravihe, kandillerden kandillere uğramak mecburiyetinde hissettiğimiz yerler de değillerdir.

Hırslı Değil Azimli Çocuklar Yetiştirmeli

Günlük hayatımızda sürekli birileri ile yarıştırılmaya alıştırılmış çocukların, büyüdüklerinde de arabalarının markasını, gittikleri yerleri, ilişkilerini, başarılarını ve hatta ebeveynliklerini yarıştıran kişilere dönüşebildiklerini görmüşüzdür.

Kur’an-ı Kerim’i herkes anlar mı?

​​​​​​​Kur’an-ı Kerim’den herkes kendi ölçülerine göre anlar. Ama o uçsuz bucaksız bir deniz gibidir, dalmayı bilenler ondan daha ne inci mercanlar çıkarırlar.

TÜM HABERLER