Başörtüsü mücadelesini kazandık ama tesettürü kaybettik!
MEDYASekülerleşen Müslümanların rotalarını bulduğuna ama istikametlerini yitirdiğine dikkat çeken Yusuf Kaplan, “Muhafazakâr Moda Haftası” adı altında yapılan etkinliğe sert tepki gösterdi. “Moda, örtü’yü teşhir nesnesine dönüştürür ve yok eder; kadını ise, kapitalizmin ayartıcı kölesine dönüştürür, izzetini ve şahsiyetini çarmıha gerer” diyerek “Biz, 30 küsur yıllık başörtüsü mücadelesini hakikati kapitalizme kurban eden bu tür soytarılıklar için mi verdik?” sorusunu soran Kaplan, “Başörtüsü mücadelesini kazandık ama tesettürü kaybettik” ifadelerini kullandı.
Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ
DiniHaberler.com.tr: (...) Son yıllarda, sekülerleşmenin en sefih örnekleri İslâmî kesimleri kasıp kavuruyor. Samimiyetlerini yerle bir ediyor.
(...) Sekülerleştikçe, bütün kutsallarımızı yitiriyoruz; sahte, ayartıcı, dünyevî, sahte kutsallar icat ediyoruz. Müslüman olmakla Müslüman olmamak arasındaki fark ortadan kalkıyor, makas kapanıyor.
Böylelikle Müslümanlar, rotalarını buluyor ama istikametlerini yitiriyorlar. Yön’lerini buluyor ama kıblelerini kaybediyorlar.
(...) Unutulmaması gereken ilke şu tam bu noktada: İhlâsın ve samimiyetin olmadığı hiç bir işten hayır gelmez.
Buradan geleceğim nokta hayatî: Bu hafta İstanbul’da “Muhafazakâr Moda Haftası” diye bir etkinlik başladı! Bu olmaz işte!
Biz, 30 küsur yıllık başörtüsü mücadelesini hakikati kapitalizme kurban eden bu tür soytarılıklar için mi verdik?
Moda, örtü’yü teşhir nesnesine dönüştürür ve yok eder; kadını ise, kapitalizmin ayartıcı kölesine dönüştürür, izzetini ve şahsiyetini çarmıha gerer.
Moda, kadını da erkeği de korumaz, ayartıcı bir tüketim nesnesine dönüştürmek için kullanır ve soytarılaştırır sadece!
Tesettür modası, örtünün kalkmasıdır. Örtü gidince, mahremiyet biter. Mahremiyet bitince de insan ruhsuz bir robota döner.
Kapitalizm, modayla, medyayla, reklamla kadının dişiliğini sömürür ve kişiliğini öldürür.
Kadının dişiliğini değil, kişiliğini ortaya koyan örtünmenin adıdır tesettür.
Tesettür, kadına da erkeğe de kişilik kazandırır.
Sen, âyet taşıyorsun başında, unutma bunu aslâ!
Ve sor kendine: Bu âyeti yaşıyor musun, satıyor musun diye!
Hâsılı kelâm, bu gidiş, gidiş değil, başaşağı gidiştir: Başörtüsü mücadelesini kazandık ama tesettürü kaybettik.
Yusuf Kaplan/YENİŞAFAK
İlginizi Çekebilir
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.
Tesettürden vazgeçme
Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.
Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?
Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!
Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.
Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı
Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.
Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II
Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…