© Dini Haberler 2020

Asıl hedef Müslümanlık

İslam dünyasında büyük infial uyandıran ‘mezhepsizlik’ tartışmalarına bir tepki de Prof. Dr. Cevat Akşit Hocaefendi’den geldi.

Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

DiniHaberler.com.tr:     Mehmet Ali AY/İSTANBUL

Vahdet’e konuşan Akşit Hocaefendi, “Mezhep olmazsa olmaz. Kendi kanaatimize göre, mezhep yok dersek din yıkılır. Namaz, oruç, zekât, hac kalmaz. Bu tartışmalar, tamamen Müslümanlığı yıkmaya ve ortalığı karıştırmaya yöneliktir. Mezhebe girmeye mecburuz” dedi.

İslam âlemi üzerinde derin araştırmalar yapan oryantalistler edindikleri bilgiler ışığında İslam dininin özünü bozmak için farklı projeler üretiyor. Son dönemde revaç bulan yeni proje: Mezhepsiz İslam, mezhepsiz Müslüman. İtikadi olarak İslam’dan uzaklaşmış mezheplerin de Müslümanlık gibi sunulmasını öngören bu projeye tepki gösteren Cevat Akşit Hocaefendi, bu konudaki en büyük tehlikenin İran olduğunu söyledi. 

‘İRAN’DA ÇOK BÜYÜK SÜNNİ DÜŞMANLIĞI VAR’

En büyük tehlike İran. Yavuz Sultan Selim Çaldıran’da ortaya çıkmasaydı eğer, İranlılar gibi olacaktık. Birkaç kez gittim İran’a. İslam devleti falan hikâye. Ahlaksızlık diz boyu. Rüşvetsiz iş yok. Zina almış başını gidiyor. Bir tane ehlisünnet adamının kabir taşı yok. Çok büyük bir Sünni düşmanlığı var. Koyu Şiilik propagandası yapılıyor.

‘SAHABENİN HER BİRİ YETKİLİYDİ’

Mezhep olmazsa olmaz. Biz bunu eski medrese kökenli âlimlerimizden öğrendik. Çok yanlış kanaatler var. ‘Peygamber zamanında mezhep mi vardı?’ diye soruyorlar. Yoktu ama neden yoktu? Sahabenin her biri yetkiliydi. Peygamberimiz şöyle söylüyordu: ‘Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız doğruyu bulursunuz’.

İlmi, irfanı yetkiyi Efendimiz’den almışlar, onun tarafından yetiştirilmişlerdi. Ama sahabeden sonra İslam âlemi genişledi. İran fethedildi, Azerbaycan fethedildi.  Atlas okyanusuna varıldı. Kuzey Afrika’ya gidildi. 

‘MEZHEBE MECBURUZ BU ALLAH’IN EMRİDİR’

İmam-ı Azam gibi 29 mübarek zat çıkmış doğrudan Kur’an’dan hüküm veren. Ama bunlardan 4 tanesi ayakta kalmış. İmam-ı Azam öyle güzel çözmüş ki. Muhteşem açıklama yapıyor. Öyle güzel gerekçelerle açıklamış. İmam-ı Şafii de öyle İmam-ı Malik de, İmam-ı Hanbeli de öyle. Bunların 4’ü kalmış. Şimdi mezhep şöyle oluşmuş; İmam-ı Azam’ın fikirlerini beğenenler kümelenmiş. Hanefi mezhebi denmiş. İmam-ı Azam’dan sonraki gelen âlimler onun prensibini ortaya koymuşlar. Mezhep mecburiyeti var. Çünkü Allah’ın emri böyle. Allah şöyle buyuruyor:  Bilmediğiniz zaman Ehli zikir âlimlere sorunuz. Allah’ın emri bu.

‘HADİS YOK DİYEMEZSİNİZ’

Mecburuz biz mezhebe girmeye. Mezhep yok dersek kendi kanaatimize göre, din yıkılır. Namaz kalmaz, oruç kalmaz. Hadisleri reddedenler de var. Hadisleri de reddederseniz din kalmaz. Allah “Namaz kılın” diyor Kur’an-ı Kerim’de, nasıl kılacağımızı tarif ediyor mu? Hadisi reddederseniz namaz kalkar. Zekâtın detayı var mı? O da yok. Hadisleri inkâr edersek, yok dersek, namaz da, zekât da, hac da kalkar.

‘İMAMLAR NAMAZ KILDIRMA MEMURU’

Başımdan geçen bir olayı anlatayım. Fransa’ya gittim. Vakit gelmişti camiye gittik. Caminin önü dolmuştu. Bir tek hoca yoktu. “Hoca nerede?” diye sordum. “Hoca son dakikada gelir” dediler. Çünkü imam ticaret yapıyormuş. Böyle hoca olmaması lazım. Yani kişinin içinde İslam ideali olması lazım. Bir memur gibi olmaması lazım. Peygamber Efendimiz “Cemaati camiden soğutan imam melundur” buyuruyor.  İmamlar maalesef namaz kıldırma memurluğu yapıyor. Hocanın içinde bir aşk olmayınca, cemaatin içinde nasıl olacak? 

‘KAZIN AYAĞI TÜRKİYE’DE DEĞİL’

 Şimdi maalesef bu saçmalıklar oluyor, mezhep ve hadisler olmazsa bütün ibadetler ortadan kalkar. Ortada din diye bir şey kalmaz. Durum iyiye gitmiyor. Bu çıkan dedikodular, tamamen Müslümanlığı yıkmaya ve ortalığı karıştırmaya yöneliktir. Bu arkadaşlar haindir demiyorum, fikir beyan ediyorlar ama kazın ayağı Türkiye’de değil. 

‘MEZHEPLER İSLAM’I KORUR’

 İmam-ı Azam ne diyor? “Sen daha güzelini bulabilirsen Kuran’dan bana tabi olman caiz değildir.” Kapıyı kapatmamış. İmam-ı Azam muhteşemdir. Mezhepler İslam’ı korur.  Mezhep demek içtihat demektir. 

‘İSLAM’I KUŞA DÖNDÜRECEKLER’

 Bizim bazı hocalar ‘hadis yok’ diyor. Hadis olmasa nasıl anlayacaksın Kur’an-ı Kerim’i? Kuşa döndürecekler İslam’ı. Bu da Batı oyunu, oryantalistlerin oyunu. Ama bizim hocalar meşhur olmak için yazıyorlar bunları. Çok yanlış,  Kur’an’a terstir. Batılılar bile bunlardan insaflı. 

‘DİYANET’TE HERKES DEDİKODU YAPIYORDU’

 Beni 3 defa Diyanet İşleri Başkanı yapmak istediler. Askerden yeni gelmiştim. Diyanet işleri başkanlığına gittim. Herkes dedikodu yapıyordu. Birbirlerinin aleyhinde konuşuyordu. İşlerinde yükselme hesapları vardı. Din adamı fedakâr olmalı. Allah rızası için bir şey yoktu. Tavan böyle olursa, taban nasıl olur? Din adamı ihlaslı çalışmalı, bilgili olmalıdır. Ben de bu durumdan hoşnut olmadım. Diyanet İşleri Başkanlığı görevini de kabul etmedim.

Kaynak: Gazete Vahdet

İlginizi Çekebilir

Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?

Irkçılar, sokak röportajı sırasında başında üşüştükleri Suriyeli çocuklara küfretti ve saldırı girişiminde bulundu.

Tesettürden vazgeçme

Genç Dergisi medyanın görmezden geldiği mütesettir kadınların hikayesini okuyucularına aktarıyor.

Metaverse “intibak” sağlanabilecek bir ortam mıdır?

Manisa İl Müftülüğü “metaverse” konusunda aceleci sonuçlara varmış!

Türkiye'yi ayağa kaldıracak gelişme! Hepsi işin içindeymiş

Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, TL'ye erişmekte zorlanan Londralı bankaların, Türkiye'de iş yapan bazı şirketleri paravan olarak kullandığını, Türk şirketlerin buradan TL krediyi çekip, Londra'daki bankaya taşıdıklarını ya da dolar hesaplarını TL'ye çevirtip, Londra'da mevduat hesabı açtıklarını hatırlattı. "Londra'da bire 10 faizi alan bizim şirketler bu alışverişten memnundu. Fakat Londra'ya ulaştırdıkları TL'ler sonra Türkiye'de spekülatif işlemlerde kullanılıyordu" diyen Güngör, "Yine mi Brütüsler!" başlıklı yazısında, "Son dönemde bizim Brütüs'lerin (yine aynı isimler) o çetelere her an kullanacakları TL'yi park etmeye başladığını duyuyorum. Hem de öyle az buz rakamlar değil… Şirketler arasında Türkiye'nin dev holdinglerini mi ararsınız, gıdacılarını mı, limancılarını mı, inşaatçılarını mı… Büyükler 500'er milyon TL'nin üzerinde parayı göndermişler. Biraz daha küçükler 250'şer milyon TL" ifadelerini kullandı.

Yazarlarımızdan Abdullatif Acar'ın Yeni Kitabı Çıktı

Huzur ve saadete ulaşmak her insanın en öncelikli hedeflerindendir. Ancak her nedense bunu hep yanlış yerlerde arıyoruz. Nefsimizin doyumsuz arzuları, şeytanın telkinleri, heva ve hevesimiz bizi yanıltıyor. Anlık düşünüyor ve karar veriyoruz.

Robert Kolej’den Boğaziçi’ne .... -II

Boğaziçi tartışmalarından yola çıkılarak kültürel iktidarın serencamını görmek mümkün…

TÜM HABERLER