© Dini Haberler 2020

2019 Uluslararası İyilik Ödülleri Sahipleri

Türkiye Diyanet Vakfı 5. Uluslararası İyilik Ödülleri sahiplerini buldu.

Komisyonlar tarafından ciddi bir çalışma ve titiz bir değerlendirme sonucunda bu yıl Uluslararası İyilik Ödülü verilmesi kararlaştırılan isimler şöyle:

HUZEYFE AYDIN

İyilik yapmak için güçlü mü olmak gerekir?

İyilik yapmak için büyük imkânlar mı gereklidir?

Ya da… engelli olmak iyilik yapmaya engel midir?

Bu soruların cevabını 19 yaşındaki Huzeyfe Aydın veriyor. Doğuştan görme engelli bir genç olan Huzeyfe, azmi ve çalışkanlığıyla herkesin takdirini kazandı. Emeklerinin karşılığını alarak hukuk fakültesine tam burslu olarak girmeyi başardı. Huzeyfe’nin yaptıkları bunlarla sınırlı değil. O, üniversiteye başlar başlamaz kolları sıvadı ve kendisi gibi görme engelli olan arkadaşları için 12. Sınıf Arapça ders kitabını Braille alfabesine çevirdi.

Huzeyfe, şimdi bu kitabı kendisine ulaşan görme engelli arkadaşlarına ücretsiz dağıtıyor.

Ve yaptıklarıyla gönlündeki ışığı saçmaya devam ediyor. 

 

---------------------

ZİLHA ŞETA

Tarih 1992… Bosna savaşının en çetin vakitleri.  Kapkara bulutların Güneş’i iyice sakladığı günlerde Saraybosna’dan bir ışık yayıldı.

Zilha Şeta, Saraybosnalı bir iyilik gönüllüsü. Yıllar öncesinden kurduğu aşeviyle ihtiyaç sahiplerine yemek dağıtıyor. İlk zamanlar, ülkenin Doğu bölgesinden kaçan mülteciler için hizmet veren aşevi, şimdilerde günde binden fazla kişiye kapısını açıyor. Ramazan ayında ise bu sayı beş binlere kadar çıkıyor. 

Zilha teyze ayrım yapmadan herkesin bu aşevinden yararlanmasını sağlamış, o sadece Boşnakların değil herkesin Zilha teyzesi.

Zilha Şeta yardımseverliği ve paylaşmayı hayatının merkezine almış.

Ne mutlu hayırda ve iyilikte yarışanlara…

 

OSMAN GÖKREM

O, evsiz dostu imam olarak biliniyor. Sokakta yaşayanlara yoldaş olup onların dertleriyle hemhâl olan Osman Gökrem, evsiz insanların ötekileştirilmelerine gönlü razı gelmiyor. Onları düştüğü yerden kaldırmak için yardım elini uzatıyor ve yaralarını sarmaya çalışıyor.

Osman Gökrem, İstanbul Beyoğlu’nda Selime Hatun Camii imam hatibi. O, ihtiyaç sahipleri için camisinin kapılarını ardına kadar açan bir yardımsever. Osman Hoca, evi olmayanların, parkları bahçeleri yurt edinenlerin rahatça kullanabilmeleri için caminin alt katına banyo yaptırır. Onlara gönüllü berberlik hizmeti vererek saçlarını ve sakallarını traş eder. Her cumartesi sabahı cami önünde çay, çorba, simit ikramında bulunur. Onların gözlerindeki hüznü az da olsa dağıttığında mutlu olan Osman Hoca, bir kişiyi kurtarmak insanlığı kurtarmak gibidir diyerek her geçen gün iyilik dalgasını genişletmeye çalışıyor.

 

---------------------

AYŞE MASLUHİ

Kudüs’ün en gözde yerinde bir bina.

Ağlama duvarının hemen dibinde yıllara meydan okuyan bir Müslüman apartmanı.

Bu apartmanın penceresinde bir çift göz.  Özlemle Mescid-i Aksa’ya bakan.  Kedere, acıya, sıkıntıya dayanan ama asla davasından ödün vermeyen bir yürek.

Bu yüreğin sahibi Ayşe Masluhi… Ayşe Masluhi, Kudüs’ün Yahudi yerleşimi olan Megaribe Mahallesi’nde bir apartmanda yaşıyor.  O, çevresini saran işgalci yerleşimcilere, evinin girişinde kurulan barikatlara, 7/24 izlenen kameralara rağmen hayatını gururla ve inançla devam ettiriyor.  25 metrekarelik evini Yahudi yerleşimcilerin ısrarlarına ve yüksek fiyatlar teklif etmelerine rağmen satmıyor. Direnişi ve asaletiyle bütün Müslümanlara örnek olan Ayşe Teyze, Karun’un hazinelerini de verseler evini asla Yahudi işgalcilere satmayacağını söylüyor ve Türkiye’deki Müslümanlardan tek bir şey istiyor: Filistin’i yalnız bırakmayın!

TURGAY TANÜLKÜ

Bazı insanlar vardır hüzünleri gözlerinden okunan, kendileri kışı yaşasa da dokundukları her yere baharı getiren... Umudu, hayali unutan minik gönüllerle hayatı yakalamak için yola çıkan, kalbi büyük bir insan…  Turgay Tanülkü…

O, yaşadığı acılardan kendine bir yol çizip o yolu sevgi ve ümitle devam ettiren bir umut elçisi.

Kendisi de genç yaşında hapis yatan Turgay Tanülkü, ailesi cezaevlerinde bulunan çocuklarla 20 yılı aşkın zamandır adeta bir baba gibi ilgilendi. Onlara kol kanat gerip okuttu ve vatana, millete hayırlı bireyler olmasını sağladı.

O, yirmiden fazla çocuğun manevi babası olarak çocukların ellerinden tutmaya devam etmekte ve ailesini gün geçtikçe genişletmektedir.

İyilik bazen birilerinin umudu olmak bazen de kötülüklere kalkan olmaktır.

ŞENGÜL KAZAN

1979  yılında kanatsız bir melek giriyor Darülaceze’nin kapısından. Salı ve cuma günleri Darülacezenin sessiz koridorlarında dolaşan bu melek, oda oda gezinip kendisini dört gözle bekleyenlerin hâlini hatrını soruyor. Bu iyiliksever, gönlü güzel insan 69 yaşındaki Şengül Kazan…

Şengül Kazan 40 yıldır Darülaceze gönüllüsü. Haftanın iki günü Darülacezeye gelip burada yaşayanların tırnak bakımını yapıyor. Yaşlıların banyosundan yemeklerine kadar birçok ihtiyaçlarıyla ilgileniyor. Kâh dertleriyle hüzünleniyor kâh sevinçlerine ortak oluyor. Şengül Kazan’ın, Darülaceze dönüşü yaşadığı huzuru anlatmaya kelimeler yetmiyor.

Şengül Kazan, Darülacezedeki yaşlıların en çok sevgiye ihtiyacı olduğunu söylüyor ve gençlerden yaşlılarına sahip çıkmalarını istiyor.  

FREDERİC OMAR KANAUTE

Başarılarıyla ismini futbol tarihine altın harflerle yazdıran dünyaca ünlü bir isim… O sadece attığı gollerle değil yaptığı iyiliklerle de Müslümanların gönüllerinde taht kurdu. Hayatını Peygamber Efendimizi örnek alarak sürdüren bu kişi Frederic Omar Kanaute…

Kanaute, Mali asıllı bir futbolcu. O, yaptığı hizmetlerle adını iyiler kervanına yazdırmayı başardı. 20’li yaşlarda İslamiyeti seçen sporcu Mali sokaklarında dolaşırken gördüğü fakir çocuklardan etkilendi ve onlar için bir vakıf açtı. Bu vakıf sayesinde Mali’de yüzlerce çocuk için köy kurdu ve onların umudu oldu. Ayrıca İspanya’da bir caminin yıkılmasını engelledi. Hatta caminin bulunduğu yeri satın alarak Müslümanlara devretti.

İyilik bazen Kanaute’nin yaptığı gibi bir çocuğun gözlerindeki sevince tanık olmak, bir yetimin başını okşamaktı. Bazen de aynı duaya âmin demekti.

MAHMUT CELALETTİN ÖKTEN (VEFA ÖDÜLÜ)

1882 yılında hayata gözlerini açan Mahmut Celalettin Ökten, ömrü boyunca ilmin ve irfanın izini sürdü.

1911'de Darülfünun Edebiyat Şubesinden mezun olduktan sonra eğitim ve öğretim yolculuğuna öğretmenlik ve idarecilikle devam etti.

Bir hayali vardı Celal Hoca’nın: “Münevver gençler yetiştirmek”

İnsanlığın hayrı için çalışan, ayrım gözetmeksizin herkese iyilik yapan, imanlı ve kararlı gençler...

Sarsılmaz bir azimle bir ömür boyunca bu hayalin ve idealin peşinden koştu. Gençliğin “gelecek” olduğuna inanan yüreği güzel bir avuç insan, 1951 yılında İstanbul’da bir çınar dikti,

Bir neslin umutlarını yeşerten bu çınarın adı imam hatipti...

Okulun kurucu müdürü olan Celal Hoca, mütevazı, merhametli ve fedakâr kişiliğiyle "İmam Hatip Neslinin Öncüsü" olarak tarihimize geçti. O yıllarda küçük bir fidan olan imam hatip çınarı, gün geçtikçe kök saldı Anadolu’nun dört bir yanına, ve dalga dalga iyilik yaymaya başladı bu topraklarda... İmam hatip okullarında inanan ve iyi işler yapan, insanlığı iyiliğe davet edip kötülükten sakındıran nesiller yetişti. Yeryüzünün en büyük iyilik hareketlerinden biri olan Türkiye Diyanet Vakfının kuruluşunda da imam hatip mayası vardı...

Diyanet İşleri Başkanlığında gönlünü din hizmetine bağlamış nice imam, vaiz ve Kur'an kursu öğreticimiz, gözbebeğimiz olan imam hatip liselerinden mezun olarak bu şerefli vazifeleri üstlendi. Yöneticiler yetişti, öğretmenler, akademisyenler, doktorlar, hukukçular, iktisatçılar ve onlarca meslek erbabı bu ulu çınarın gölgesinde boy verip iyiliğe hizmet etti. Mahmut Celalettin Ökten Hoca, 1961 yılında fani hayata gözlerini kapadığında biliyordu ki imam hatip okulları sayesinde iyilik kapısı hiç kapanmayacaktı.

Diyanet Duyurular Sayfamız için TIKLAYINIZ

 

Diyanetliler Platformu  Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

Dini Haberler Grup sayfamıza katılmak için >>> TIKLAYINIZ

 

İlginizi Çekebilir

Hocamızın yanındayız!

ÇEDES programı kapsamında okullarda ‘manevi danışmanlık’ yapan din görevlilerinin sistematik bir şekilde hedef alınmasına Mil-Diyanet Sen’den sert tepki geldi.

BİR MÜFTÜYE İFTİRA ATMAK BU KADAR KOLAY OLMAMALI

Bir okulda din derslerine giren Şanlıurfa’nın Akçakale ilçe Müftüsü, çirkin bir iftiraya maruz kalarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı ve cezaevine gönderildi.

Siz hangi milletten hangi dindensiniz

Diyanet-Sen Balıkesir Şube Başkanı Mehmet Akif Gerboğa, KKTC' de Din Görevlisi Ahmet İşçi'nin yaz Kur’an Kursu’nda çocuklara Kur’an öğrettiği için polis tarafından tutuklanmasını ve yapılan hukuk dışı uygulamayı şiddetle kınadığını belirterek “49 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı ile Türk askeri, adayı Yunan işgalinden kurtardı ancak bir kesimi Milletine ve İslama düşmanlıktan kurtaramadık” dedi.

İHL’DEN DEPREM BÖLGESİNE YARDIM KAMPANYASI

6 Şubat tarihinde Türkiye yüzyılın felaketiyle sarsıldı.  Aziz Türk Milleti bu yaraları hız bir şekilde sarmak adına yoğun bir çabanın içerisindedir. Çekmeköy Şehit Ömer Halisdemir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Ortaokulu’da bu kapsamda önemli bir kampanya başlatarak deprem bölgesine yardım etmeyi amaçlıyor.

Menzil Cemaati kapılarını depremzedelere açtı!

Menzil Cemaati, Adıyaman'daki depremzedeler, Menzil Köyü'nde bulunan Buhara Evleri'nin kapılarını açtı. Depremzedeler tam kapasite ile evlerde misafir edilmeye başlandı.

Kur'an'ı yakan kafir cezasız mı kalacak?

Mil-Diyanet Sen Giresun Şubesi Başkanı Celalettin Ocak, İsveç'teki Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i 'ifade özgürlüğü' bahanesine sığınarak yakan Danimarkalı siyasetçi Rasmus Paludan’a tepki gösterdi. 

TÜM HABERLER